SLOGANLARLA ÜLKE YÖNETİLMEZ. BÜTÜN KURUMLARI BATIRIP, SON TAHLİLDE “BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA” DİYE BAĞIRMAK BİR ŞEY KAZANDIRMAZ. YAŞADIKLARIMIZ KÖTÜ BİR SONUÇTUR…

SANDIKTAN ÇIKANLARIN HER ŞEYİ BİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. SANDIKTAN ÇIKANLARIN ÖLDÜRDÜĞÜ LİYAKATLA GELECEĞİMİZ NOKTA AHA BURASIDIR, BATAKLIK

Ülkede geldiğimiz noktaya bir bakar mısınız? Ülke insanının refahı bir düzeyde ama kamuya ait ne varsa tel tel dökülüyor. Hiç kimse, evini, ailesini, aile servetini koruduğu gibi kamuyu korumuyor. Tüm kurumlar bir bir batıyor, bize ait ne varsa tarih oluyor

Mali olarak yönetilmekten çıkarılan kurumlar bir bir tarih oluyor. Sanayi Holding, ETİ, KTHY… Şu anda ayakta durduğunu düşündüğümüz birçok kurum da çoktan ona buna peşkeş çekilmiş. Devlette ama değil. Devletin malı ama siyasilerin çiftliği

Maalesef, şimdi de durum farklı değildir. Yaşadıklarımızın tamamı aslında kötü bir sonuçtur. “Yapamayız, edemeyiz” diyerek elden çıkardığımız birçok kurum, bir müdür, 3- 5 çalışanla yeni sahiplerine milyon Eurolar kazandırıyor şimdi

Biz de, okulu olmayan, hastanesi olmayan, yolu olmayan, Türkiye iki kuruş aktarırsa, o da kendi belirlediği alana, biraz düzeltebilen bir yapıya geldik. Kamunun ürettiği kaynak, maaş dışında hiçbir şeye yetmiyor

Biraz para artarsa, taşımacılık, öğrenci bursları, ek mesailer, tarım teşvikleri, süt paraları ödeniyor, o da aylarca geriden gelerek. Bu ülkede kaynak da vardır, pazar da vardır. Çalışıp doğru kurgu yaptığımız her alanda kazanmamız mümkündür

Ercan devlet havaalanı mesela. Özele verildi. Yap- İşlet- Devret modeli ile. 4 yılda bitecek bir havaalanı, 12 yıldır bitmedi. Proje güzel, fikir iyi. Kaynağı yatırımcıdan mı? Bir bakın bakalım oradaki ekonomik modele? Çok daha iyisini 12 yılda yapmak mümkündü belki de

Enerjide geldiğimiz nokta. Kocaman bir kara delik. Yıllardır sadece Kıb- Tek ihale yolsuzlukları ile anıldı. Her ihalede şaibe, her alım- satımda yolsuzluk. Birçok Kıb- Tek kaynaklı dava mahkemede bekliyor. Sonuç? Yargı da bu alanda çok yavaş, Neden? Savcılık, polis ne bekliyor?

Kurumları bitirip, yok ettikten sonra, “e ama” diye başlamak, sokaklara inmek ban samimi gelmiyor. Kurum soyulurken, ihale takipçileri kurumu ele geçirirken, kurum iki aileye peşkeş çekilirken, kurumu savunmayanlar, aksine pay kapma peşinde koşanlar bir zahmet şimdi de konuşmasın

Bizim hızla kamu yönetimine bilimi ve liyakatı sokmamız lazım. Memleket tel tel dökülürken, ortada bir “mühendislik” bilimi ve “ekonomi bilimi” yoktur. Sandıktan çıkanların her şeyi bilmesi mümkün değildir. Sandıktan çıkanların öldürdüğü liyakatla geleceğimiz nokta aha burasıdır

Sağlıkta da durum aynı. Pandemide gördük ki, ne yatak kapasitemizde hayır var, ne yoğun bakım sayımızda, ne ameliyathanemizde. Depremde de gördük ki, olası kötü bir sonuçta sağlık altyapımız kurtarıcı olmayacak

Hastanemizin sadece sağlığa yönelik alt yapısı değil, ilaç, ameliyathane değil, bina alt yapısı da berbat. Şimdi bunun altından kalkmak için atılması gereken adımlar var, biz neredeyiz? Topyekün bu çöküşün altından kalkmamız için yönetmemiz gerek…

Maalesef “iğdiş” edilmiş bir siyasi yapı ile bu ülke yönetilemez. Kendine güveni olmayan, bulunduğu makamı kendi tabanına mal etmeyen, “makam bana tevdi edildi” mantığında olan özgüvensiz yöneticiler ve onların atadığı liyakatsiz yöneticilerle gelinecek en iyi nokta burası, bataklık