Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, hükümetin yasa gücünde kararname ile yaptığı mülkiyet düzenlemelerine sert tepki gösterdi. Meclis çalıştırılmadan alınan bu kararların, mülkiyet krizini daha da derinleştireceğini belirten Solyalı, düzenlemelerin hem iç kamuoyunda hem de Güney Kıbrıs’taki hukuki süreçler bağlamında ciddi sorunlar doğuracağını vurguladı.

"Yasa Gücünde Değil, Kriz Gücünde"

Solyalı, Meclis’in tamamen devre dışı bırakılarak yapılan bu köklü değişikliklerin, yürütmenin keyfiliğini ortaya koyduğunu ifade etti. Yabancıların alım haklarının katlanarak artırıldığını, yatırım alt limitlerinin düşürüldüğünü ve edinilen malların elden çıkarılmasına engel getirildiğini belirten Solyalı, “Bu düzenlemeler, kriz ortamında sorumlulukla değil, fırsatçılıkla hareket edildiğini gösteriyor” dedi.

"İnşaat Sektörünü Kurtarmak Bu Yöntemle Olmaz"

Mülkiyetle ilgili yaşanan krizin, sektörün sıkışıklığına çözüm bulma bahanesiyle daha da derinleştirildiğini savunan Solyalı, “Elde kalan malları satmak için hukuksuz bir rahatlama yaratmak, ekonomik açılım değil hukuki bir tahribattır” şeklinde konuştu.

"Yabancılara Yap-Sat Sınırı Kalktı"

CTP’li vekil, daha önce yalnızca TC sermayesiyle ve belli bir süre sınırlamasıyla verilen yap-sat izninin artık tamamen serbest bırakıldığını, böylece yabancı sermayenin kontrolsüz şekilde piyasaya girebileceğini söyledi. “Yabancıların yap-sat yapması yasa dışıydı, şimdi bu da serbest bırakıldı. Bu hamle mülkiyetin yerli halkın elinden çıkmasını hızlandırır” uyarısında bulundu.

"Güney'in Tepkisine Zemin Hazırlanıyor"

Güney Kıbrıs’ta süren davalar ve verilen cezalar göz önüne alındığında, bu tür ani ve kapsamlı düzenlemelerin Kıbrıs sorununu daha da karmaşıklaştıracağına dikkat çeken Solyalı, “Bu karar, Güney’in atacağı yeni diplomatik ve hukuki adımlar için zemin hazırlıyor” ifadelerini kullandı.

"Diplomasi Yerine Yangına Körükle Gittiler"

Ürün Solyalı, mevcut krizin çözümünde diplomatik girişimlerin ve kriz masalarının oluşturulmasının daha doğru bir yöntem olacağını belirterek, “Bu aceleci ve denetimsiz karar, sadece mülkiyet düzenini değil, toplumsal güveni de sarsar” dedi.