Sorunu çözecek siyasiler anlaşmadan uzak
19/12/2024











Hüseyin Ekmekci
ADANIN İKİ YAKASINDA DA MAFYA GAYET GÜZEL ANLAŞIYOR. SİLAH, UYUŞTURUCU VE İNSAN KAÇAKÇILIĞI HİÇ ARA VERMEDEN DEVAM EDİYOR… BİR SORUNU ÇÖZECEK SİYASİLER ANLAŞMADAN UZAK.
GÜNEY LİDERLİĞİ HIZLA ADAYI ASKER VE SİLAH YIĞINAĞINA ÇEVİRDİ. BUGÜN SAVUNMA GİBİ GÖRÜNEN BU DURUM, YARIN ADA HALKI İÇİN BÜYÜK TEHLİKE. ASKERSİZLEŞTİRME KONUŞULAN MÜZAKERE MASALARI DA ARTIK HAYAL OLDU.
Dün Limasol’da, Rum askeri birliğine yakın bir alanda tabanca ve mermiler bulundu. Buraya kadar her şey normal gibi görünebilir. Ancak anormal olan, bu silahların Türkiye menşeli olmasıydı. Yani silahlar Türkiye’de üretilmiş ve bir şekilde Güney Kıbrıs’a geçmişti.
Rum polisine göre bir saldırı planlanıyor ve bu silahlar da bu saldırıda kullanılacaktı. Bu tür bir habere yabancı mıyız? Şaşırdık mı? Asla… Yan yana yaşayan iki toplum, birçok konuda anlaşamıyor ama adli olaylarda iki toplumun mafyası maşallah gayet uyumlu!
Zaten biliyoruz ki KKTC’ye gelen ve defalarca tetikçiler tarafından kullanılan silahların büyük çoğunluğu kayıt dışı. Örneğin, tutuklanan bir gemi kaptanı, ülkeye defalarca silah ve uyuşturucu soktuğunu, bu işlerden büyük paralar kazandığını itiraf etmişti.
Limasol’da yaşanan bu olay, bu acı gerçeği bir kez daha yüzümüze tokat gibi çarptı. Kuzey ve Güney’de mafya iki konuda son derece uyumlu çalışıyor: uyuşturucu ve insan kaçakçılığı. Türk, Rum, Rus, Pakistanlı… Her milletten insan var ve hepsi koordineli bir şekilde hareket ediyor.
Her zaman söylüyorum: Bu ülkenin siyasetçileri, mafya kadar uyumlu çalışsa ekonomik anlamda ihya olurduk! Ancak maalesef siyasetin uyumsuzluğu ve işbirliğinden kaçan halleri, yasa dışı işlerle uğraşanların işine yarıyor. Bu yüzden Limasol’da bulunan silahlar beni hiç şaşırtmıyor.
Son dönemlerde, iki toplumu birbirinden daha da uzaklaştıran adımlar atılıyor. Rum lider Nikos Hristodulidis’in güvenlik ve askeri bağlamda yaptığı hamleler, ülkeyi hızla bir asker ve silah deposuna çeviriyor. Kendisi bu adımları halkının güvenliği için yaptığını söylüyor, ancak uzun vadede ciddi sıkıntılar doğuracağı aşikar.
Adada zaten üç garantör ülkenin askerleri var: Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık. Bu ülkeler, Kıbrıs’ın garantörlüğünü üstlenmiş durumda. Ancak Türkiye’yi yalnızca Kıbrıs Türklerinin garantörü olarak görmek büyük bir yanılgı ve hata. Gelecek nesiller adaya baktığında yalnızca asker ve silah yığınları görecek.
Türkiye’nin askeri varlığından rahatsız olan Kıbrıslı Rumlar, adaya yeni oyuncular davet ediyor. Ancak korkum odur ki bu durum bizi Orta Doğu’daki bataklığa doğru sürüklüyor. Türkiye, bu gelişmeleri büyük bir endişe ve öfkeyle izliyor. Mütekabiliyet politikaları devreye giriyor…
Kıbrıs Türkleri ve Rumlar hiçbir konuda uzlaşamazken, aradaki uçurum giderek büyüyor. Hayatının tamamını Amerika’da geçiren Kıbrıs Rum liderinin, Kıbrıslıları anlamasını beklemek biraz saflık olur. Hoş, Kıbrıs Türk liderliğinin de uzlaşı konusunda Rum liderlikten daha başarılı olduğunu söylemek zor!
İki toplum arasındaki ticaret hacminin büyütülmesi, çözüme ciddi katkı sağlayabilecek bir adım olabilir. Bu noktada Haspolat kapısı önerisi, tarihi bir fırsat sunuyor. Haspolat kapısının yalnızca ticari ve taşıma araçları için kullanılması fikri oldukça yaratıcı.
Yeşil Hat Tüzüğü ve Larnaka Havalimanı gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, bu kapının yalnızca Kıbrıslı Türklere katkı sağlayacağı iddiası açıkça görülüyor. Ancak bu bir müzakere sürecidir. Bunun karşılığında Kıbrıslı Rumların da yaşamını kolaylaştıracak taleplerin masada olması doğaldır.
Ayrımcılığı körükleyen, ülkeyi asker ve silah deposuna çeviren politikalar; uyuşturucu, insan kaçakçılığı ve kara para aklamayı daha da kolaylaştırıyor. Siyasetin çekildiği ve uzaklaştığı bu alanları maalesef suç örgütleri dolduruyor. Ancak siyasetçiler bu gerçeği görmüyor ya da görmek istemiyor.
Kıbrıs için çözüm, yalnızca güvenlik politikaları ve askeri adımlarla değil; ticaret, ekonomi ve sosyal işbirlikleriyle mümkün olabilir. Ancak bunun gerçekleşmesi için her iki toplumun da siyasi liderlerinin daha yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.
- Hükümet Çaresizlik İçinde Günü Kurtarmaya Çalışıyor
- Liyakatı öldürenler, en büyük kötülüğü kendi vatandşına yaptı
- Bu ülkenin insanı, nesiller boyu bedel ödedi
- Silkinip kendimize gelme zamanı...
- Siyasetin gündemi iktidar kavgaları…
- Kıbrıs’ta çözüm, uzlaşı bir lüks değil, zorunluluk
- Liyakat öldü, torpil düzeni geldi
- Kurumlar, odacıdan müdüre kadar herkesin kişisel çıkar çatışmasıyla dolup taştı
- YDP hükümette daha çok güç ve makam istiyor
- Mecliste olması gereken iktidar vekilleri birbirinden habersiz
- TÜM YAZILARI için tıklayınız




