Sosyal medyada özgürlük nereye kadar?
02/04/2025












İrfan Gündüzler
Sosyal medya, düşüncelerimizi özgürce ifade edebildiğimiz bir alan mı, yoksa nefret söyleminin en kolay yayıldığı bir mecra mı?
İfade özgürlüğü ve nefret söylemleri arasında ince bir denge var.
“Türban” gibi hassas konular üzerinden sosyal medyada ciddi bir kutuplaşma yaşanıyor.
Yetkililerin sağduyu çağrılarına rağmen, gerginlik her geçen gün tırmanıyor.
Toplumsal çatışmaların kökeninde genellikle nefret söylemleri yer alır. Bugün de sosyal medyada edilen "basit" bir sözün, beklenenden çok daha büyük etkiler yaratabileceğini görüyoruz.
Demokratik toplumlarda ifade özgürlüğü temel bir haktır ancak bu özgürlük, başkalarına zarar verme hakkı tanımaz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre ifade özgürlüğü, "nefret ve şiddet yayma hakkı vermez."
Bu dengeyi sağlamak zor olsa da, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki farkı net bir şekilde belirlemek gerek.
Farklı görüşlerin serbestçe tartışılması sağlanmalı ancak bu tartışmalarda başkalarını hedef göstermek veya ifşalamanın kimseye faydası olmaz.
Facebook, Twitter (X) ve Instagram gibi platformların nefret söylemiyle ilgili kuralları olmasına rağmen, bunların uygulanmadığı ortada.
Nefret içeren paylaşımlara prim vermemek, bu tür içeriklerin yayılmasını engellemenin en büyük görevimiz olmalı.
Ayrıca, nefret söylemiyle karşılaştığımızda agresif bir üslupla yanıt vermek yerine yapıcı tartışmalarla olumsuzluğu yumuşatabiliriz.
İfade özgürlüğünü desteklerken, aynı zamanda toplumu kutuplaştıran içeriklere karşı durmak hepimizin sorumluluğu.
İfade özgürlüğü, hepimiz için korunması gereken bir değer.
Düşüncelerimizi ifade edebilmek, bireysel ve toplumsal gelişim için vazgeçilmezdir. Ancak bu özgürlük, kimseye başkalarını incitme veya şiddeti körükleme hakkı vermez.
Sosyal medyada nerede duracağımızı belirlemek bizim elimizde.
Daha bilinçli, daha duyarlı bir toplum için hepimize sorumluluk düşüyor.
- Hemşirelerin çalışma saatleri insani değil
- Hemşireler İngilizce bilmeli mi?
- Trafikte daha kaç kişi ölmeli?
- Bir kayıp, bir vedanın ardından...
- 8 Mart: Kutlama Değil, Yüzleşme Günü
- Öğretmensiz okullar eşittir geleceksiz nesiller
- İnfluenza A Pozitif
- Kıbrıs bir üs değil, barışın sembolü olmalı
- Seyrüsefer ücretleri maaşlara değil yollara gitmeli
- Elveda 2024: Bir Yılın Ardından
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






