Söylenenler kulağa hoş geliyor ama akla gelen birçok soru var    

ads ads ads ads
16/11/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


    Maraş’ta dün düzenlenen etkinliğe katılan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bazı mesajlar verdi…

    Maraş’taki mal ve mülklerin, gerçek sahiplerine iade edileceği vurgulandı.

    Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kapalı Maraş ziyareti sonrası, Maraş’ın gerçek sahiplerinin aslında belli olduğunu ve şimdi de gerçek sahiplerine kavuşacağı günü beklediğini kaydetti.

     Erdoğan, “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun da devreye girmesiyle Güney’de kimler varsa Taşınmaz Mal Komisyonu’na müracaat etmek suretiyle buradaki malları nerdeyse nasılsa bunların hepsinin bedeli ödenmek suretiyle buralar sahiplerini bulur ve sahiplerini bulduktan sonra da bu iş çözüme kavuşur” dedi.

    Erdoğan, Kapalı Maraş bölgesini gördükten sonra, “Niçin Kuzey ve Güney olarak bu Kapalı Maraş bölgesi için, bütün bu güzelliğiyle buraların halkından uzak tutulmuş kapalı tutulmuş... Bu da düşündürücüdür” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da bu adımı insanlık için, güzel bölgenin geliştirilebilmesi, kalkındırılması, insanlara kazandırılabilmesi için attıklarını belirtti.

    Tatar, “Bizlerin girişimleri ile Maraş’ın açılması ve eski sakinlerinin, mal, mülk sahiplerinin de buraya Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden gelebilmeleri, mal ve mülklerine kavuşabilmeleri artık insan haklarının bir gereğidir diye düşünüyorum” dedi.

    Söylenenler kulağa hoş geliyor ama cevap bekleyen bazı sorular var.

    Yani Kapalı Maraş’taki malların gerçek sahiplerine verilecek olması, bunun yasal yollarla, uluslararası hukukun dışına çıkılmadan yapılacağının vurgulanması, bunun için ödenecek bedel neyse ödeneceğinin söylenmesi güzel…

    Mal sahiplerinin mallarına kavuşması elbette insan haklarının bir gereğidir ama akla gelen birçok soru var…

    Maraş’la ilgili uluslararası hukukun dışına çıkmadan, yasal yollarla oradaki malları gerçek sahiplerine vermeye mademki niyetimiz var, neden bu işe yasal olarak başlamadık?

    Neden Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Maraş’la ilgili kararlarını yok sayıyoruz?

    Kapalı Maraş’ın statüsünün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarındaki geçerliliğini koruduğu ve bu kararlara uygun olmayan hiçbir eylemde bulunulmaması gerektiği yinelendiği halde neden bunu dikkate almıyoruz?

    Maraş’ı açma konusunda neden Birleşmiş Milletler’le istişare içine girmedik?

    Neden Rum yöneticilere ve halkına nispet yapar gibi, Maraş’ın bir mahallesini açıp, orada tören düzenledik?

    Niyetimiz yasal hareket etmekse, neden ilk adımı da yasal atmadık?

    Maraş’taki bir veya iki işadamının KKTC’li yetkililerle konuşması yeterli midir, çünkü orada binlerce mal/ mülk vardır.

    Deniyor ki Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla malları hak sahiplerine verilecek.

    Peki ama Taşınmaz Mal Komisyonu, şu anda maddi yetersizlik nedeniyle görevini yapamıyor, tamamlanmayı bekleyen yığınla dosyası var.

   Komisyonun üzerinde çalışmaya başlamadığı 5 bine yakın müracaat olduğunu biliyor muydunuz? Evet, komisyon 5 bine yakın müracaatı henüz ellemiş bile değildir…

    Bu arada Maraş’taki mallarla ilgili zaten komisyona 400’e yakın başvuru yapıldı ama Maraş, askeri bölge olduğu için Taşınmaz Mal Komisyonu, buraya yapılan müracaatları değerlendiremiyor.

    Askeri bölgedeki mallar “iade” edilemiyor, yalnızca “tazminat” gündeme gelebiliyor.

    Yani Maraş’ın askeri bölge olmaktan çıkarılması gerekiyor. Maraş askeri bölge olmaktan çıkarılacak mı, ne zaman çıkarılacak?

    Bütçesine para sağlanamadığı için, komisyon mevcut işlerini bile sonuçlandıramıyorken, Maraş’ı nasıl bitirecek?

    Maraş’taki mallar gerçek sahiplerine verilecek ama yalnızca iade yetmeyecek, mal sahipleri mallarındaki yıpranmadan dolayı tazminat talep edecek, bunlar ne olacak, milyonlarca tazminatı kim, nasıl ödeyecek?

     Mesela Maraş’ı böyle tek taraflı açma girişimine girmek ve burada tören düzenlemek yerine, Kıbrıslı Türklerin yeni seçilen cumhurbaşkanının da katılacağı bir beşli konferansta, tüm taraflarla mutabık kalınıp öyle açılsaydı Maraş daha iyi olmaz mıydı?

     Hem nasıl açılacağı hem de bunun için nasıl finans bulunacağı üzerinde çalışılsa iyi olmaz mıydı?

     Maraş’taki açıklamalarda gördük ki “yasal zeminden çıkma” gibi bir niyet yok, hatta tüm işlemler için zemin neredeyse 2004 Annan Planı’na kadar dayanıyor, o sürecinin devamı niteliğinde 2006’da faaliyete geçen Taşınmaz Mal Komisyonu devrede olmaksızın hiçbir şey yapılmayacak. 

 Her iki cumhurbaşkanı “yasallık” vurgusu yaparken, “Kapalı Maraş’taki malların gerçek sahiplerine iade edileceği” ya da “onların talep edeceği başka bir şeyin yapılacağı” söylenirken, Rum halkının, BM’nin, AB’nin, birçok ülkenin “provokasyon” olarak algıladığı tek taraflı açılım ve dünkü etkinlik neden yapıldı? Yoksa bu benim ve birçok kesimin anlayamadığı bir tür taktik midir? Tek kurşunluk bir taktik midir yoksa devamı gelecek midir?

 

16/11/2020 18:04
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.