Kamunun, bu topluma en büyük kötülüğü nedir?

Hizmet vermiyor.

Her yasa…

Her tüzük…

“Yasak…”

“Mevzuat izin vermiyor…” kapısına çıkıyor.

Kamudan yüksek maaş alıp, görevi, “halkın sorununu”çözmek olanlar, maalesef yukarıda söylediğim gerekçelere sarılıyorlar.

UBP’li hükümetlerle…

UBP’siz hükümetler arasında fark da budur.

UBP’liler, “halkın sorunlarını çözerek, bireysel de olsa çaba göstererek” oylarının artacağına inanır…

CTP’li hükümetler ise, “icraat” yapınca, “kirleneceğini” düşünür.

Bu nedenle, “iş yapmamak, iş yapmaktan evladır…”

CTP’li hükümetler için.

CTP’li hükümetlerde, “tartışma var” ama, yaşamsal sorunlara getirilen köklü çözümler çok azdır.

“Ben eve temiz gideceğim…”

Bu bir sendromdur CTP’li hükümetlerde…

“Eve temiz gitmek” adına, kamuda bir karmaşa vardır hep.

Şimdi gelelim bu güne…

“Çözüm odaklı bir” Başbakan profili izliyoruz.

Tufan Erhürman, önerilere kapalı…

Hedefleri var…

Onları gerçekleştirmek istiyor.

Bu nedenle, “her gelen kişinin aslında kendi çözüm önerisini dayatacağını” iyi bilmeli.

Biliyor da…

Erhürman bir hukukçu…

Üstelik iç işleyiş konusunda uzmanlaşmış.

“Her yasa ve tüzüğün, halktan yana yorumlanması” gerektiğini sık sık dile getiriyor.

Aksi…

Vatandaşın sorunlarının birikmesidir.

Bakanlar Kurulu’nda da…

Tufan Erhürman’ın sık sık ekip arkadaşlarına, “Müdürlerinize söyleyin, tüm mevzuatı vatandaşın işini çözmekten yana kullansınlar. Mevzuat uygun değil deyip, vatandaşı baştan atmasınlar” dediğini biliyoruz.

Bunu sık sık seçim döneminde de tekrarladı.

Şimdi sorun şu:

Tek bir kişiyi bile hedaf almıyorum bunu söylerken.

Yaşanmışlıklar var.

Daha önce kamuda üst kademe yöneticisi olarak yer almış ama sorun çözmeyi bilmeyenler…

Şimdi yeniden bir bir göreve çağrılıyor.

Bu işte bir terslik yok mu?

Bıçaklı ne duruyor?

Asgari Ücret üzerinden yapılan tartışmalar önemlidir.

Yeterli mi mevcut asgari ücret…

Değildir.

2 bin 175 TL…

Vergiler kesilince bin 893.99 TL…

Kim geçinebilir ki bununla…

Ancak konu şu:

“Bir işletme ne kadar maaş ödeyebilir…”

Asgari ücret arttıkça, işsizlik oranı da artıyor.

Bir çok işletme, yasalar karşısında güç duruma düşmemek için personel durduruyor…

Asgari Ücret’in yeniden belirlenmesi gerekiyor.

Artış beklentisi yüksek…

Olmalı da…

Hayatını sendika içerisinde geçiren sayın Aslan Bıçaklı, Türk- Sen adına bir açıklama yaptı…

“Asgari ücret 4 bin 200 TL olmalı…”

İyi…

Demek ki sayın Bıçaklı piyasayı çok iyi biliyor.

O zaman hiç durmasın…

Bir iş kursun…

Çalışanına da en az 4 bin 200 TL maaş ödesin.

Söz…

Yapabileceğim bir iş ise…

Gidip ben de çalışacağım…

Sırtını sendikaya yaslayıp, sallamak kolay…

Yap da görelim…

Takıyye değilse, iyi…

Havadis Gazetesi olarak, uzun bir süredir, “kendi din adamı” söylemine vurgu yapıyoruz.

POLİ ekibimiz, yıllardır bunu söylüyor, Dr. Turan Korun’un ruhu şad olsun…

Türkiye’den gelen imam ve din eğitimi öğretmenleri ile ciddi sorunlar yaşanıyor.

Elbette, işini yapıp gidenler var…

Ajandası olanlar var…

Şimdi, herkes aynı noktada birleşti:

“KKTC vatandaşı, İlahiyat Fakültesi mezunları” için ortak bir ses var…

Herkes aynı noktada birleşiyor.

Umarım ortada bir takiyye yoktur.

Devlet okulları nerede?

Spor müsabakalarına bakıyorum…

Başarıların yüzde 95’lik bir oranı özel kolejlerde…

Az sayıda devlet okulu…

O da kolej ya da Erenköy Lisesi…

Bir de voleybolda Namık Kemal Lisesi…

O kadar…

Eğitim Bakanı olsam, altı ay uyumam…

Bu soruya cevap ararım:

“Devlet okulları sporda neden başarısız…”

Eskiden…

Atletizm tüm okullarda mecburi idi…

Atletizm yanında, futbol ve basketbol takımı her okulda vardı.

“Yakan top” oynanırdı yahu okullar arasında…

Az mı?

Şimdi ise, idealist az sayıda Beden Eğitimi öğretmeni dışında, devlet okullarında başarı yok.

Bahaneler önde…

Başarısızlık arkada…

Spor, devlet okullarında ölüyor…

İlkokuldan liseye kadar bu böyle…

Dediğim gibi…

Bakan olsam, altı ay uyumam…

Okul sporlarını yeniden canlandırırdım…

Öldü çünkü…

Baştan yaratmak gerek.

Çocuklarımıza, gençlerimize yazık…

01/03/2018 14:04 Bu habere tepkiniz:

Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın