Suçlar engellenemediği için uluslararası öğrencilere yönelik ırkçılık yükseliyor
19/06/2022
Ali Baturay
Hep aynı şeyi yapıyoruz, sorunları görmezden geliyor, halının altına süpürüyor sonra da baş edemez hale geliyoruz. Bu ülkede neredeyse iyi olan ya da iyi olacak her şeyi berbat ediyor, her şeyi yüzümüze gözümüze sıvıyoruz. Yapılan uyarılar görmezden geliniyor ve işin şekli başka bir şeye dönüşüyor…
“Ülkeye gelen yabancılar soruna dönüşüyor” deniliyor. Bu yeni bir şey değil ki yıllardır söyleniyor ama bununla bir türlü başa çıkılamıyor. Bu ülkeye suç işlemek için gelenler olduğu gerçektir, zaten bazı suçlular bunu mahkemede itiraf bile etmiştir.
Ancak hepsi böyle değil, ülkeye gelen yabancılar soruna dönüşmeden önce kendileri sorun yaşıyor, yaşadıkları sorunlar çözüm bulamadığı için de suça bulaşıyor.
Ülkeye kimlerin geldiği, neden geldiği, nerede kalacağı, cebinde kaç para olduğu, ülkede kalma süresi dolduktan sonra neden gitmediği, nerede saklandığı, saklandığı ve kaçağa dönüştüğü süre içinde ne iş yaptığı yıllarca ülkeyi yönetenlerin derdi olmadı.
Cebinde beş kuruşu olmadan turist vizesiyle bu ülkeye gelip de bir daha gitmeyen kişiler ta ki bir suça bulaşsın kimsenin umuru olmadı… Yoğun olarak Türkiye’den gelen bu insanlarla ilgili bir şey yapmak “Türkiye’yi sevmemek”, “Türkiye vatandaşlarına hakaret” olarak kabul edildi.
Halbuki bu insanlardan bazıları zor duruma düştü, aç kalınca hırsızlık yaptı, başka suçlara karıştı ve yakalanıp, mahkemeye çıkarıldı, mahkûm oldu. Böylesi daha mı iyiydi?
Bu kaçak insanlar çok düşük paralara sömürüldü, zor şartlarda çalıştırıldı, mandırayı andıran kötü yerlerde barındırıldı. Kömürle ısınmaya çalışıp, zehirlenip ölenler oldu, konteynerlerin içinde çıkan yangınlarda hayatını kaybetti.
Hatırlayın, iki kişi daha geçen hafta Türkiye’den turist vizesiyle gelip de ülkede kalıp, aç kalmamak için askeri yasak bölgeden geçip, Güney Kıbrıs’a çalışmaya gimişti, geri dönerken de yakalandılar ve suçlu muamelesi görerek mahkemeye çıkarıldılar.
Diğer taraftan da suç işleyen, mahkemelere çıkan bu insanları gören çok sayıda vatandaşımız da ırkçı ifadeler kullandı, genelleme yaptı.
Gördüğünüz suçlulardan rahatsız olup da genelleme yaparak o kişilerin geldiği yeri, toplumu kötülemek, ırkçılık yapmak çok büyük bir yanlıştır ama gel de meram anlat…
Şimdi de ülkemize üniversitelerimizde eğitim görmeye gelen uluslararası öğrencilerle ilgili şikayetler arttı. Özellikle de Afrikalı öğrenciler hedefte ve onlar için ırkçı ifadeler kullanılıyor.
Neden böyle? Bazı Afrikalı öğrenciler suç işliyor diye… Bazı Afrikalı öğrenciler de lüks içinde yaşıyor, pahalı konutlarda kalıp, pahalı otomobiller kullanıyor diye… Çünkü inanılıyor ki yasa dışı işlere karışarak bu lüks hayatı yaşıyorlar…
Peki bazı Afrikalı öğrenciler suça karışıyor, bazıları da lükse içinde yaşıyor diye Afrika ülkelerinden gelen tüm öğrencileri aynı kefeye koyup tümüne öfke duymak doğru mudur? Doğru değildir, çok büyük yanlış yapılıyor… Ancak anlatmak zor, şu anda yapılan budur, ırkçılık çok yükselmiştir.
Afrikalıları istemediğini söyleyen, hatta onlara daire kiralayan ev sahiplerine öfke duyan bir kesim var, bunlar sosyal medyada bunları paylaşıyor, canlı yayınların webdeki mesajlar bölümüne bunları yazan insanlar var.
Hatta buna yakın şeyleri yazıp, söyleyen bazı gazeteci arkadaşlarımızın olduğunu bile söyleyebilirim… Yalnızca Afrikalı öğrencilere değil, vatandaşlarımız arasında tüm uluslararası öğrencilere öfke duyanlar var…
Genelleme yapmak çok yanlış, bu ülkeye yalnızca eğitim almaya gelen, bu ülkedeki tüm yükümlülüklerini yerine getiren, oldukça mütevazı yaşam süren öğrenciler çoğunluktadır. Hatta ailesi yeterli parayı gönderemediği için iş bulup çalışan, okulunu böyle bitiren tertemiz gençler vardır.
Suç işleyenler azınlıkta olanlardır, o çok zengin olarak gördükleriniz azınlıktadır ve tüm zengin Afrikalılar ya da Ortadoğulular suçlu değildir. Ailesi varlıklı uluslararası gençler de vardır bu ülkede ve varlıklı olmak ne zamandan beri suç olmuştur ki?
Biliyor musunuz, o suçluları diğer uluslararası öğrenciler de istemiyor, çünkü onlar yüzünden kendileri de o genelleme içinde yer alıyor.
Yıllardır bu ülkeye giren kişilerle ilgili bir standart geliştiremedik, bazı çağdaş ülkelerde bunun nasıl yapıldığı defalarca gündeme geldi, anlatıldı, biz uygulayamadık.
Yabancılar ülkeye girerken itinalı davranmadığımız yetmedi, ülkeye girenleri de ne aradık ne sorduk… Ne yapıyor, söylediği yerde mi kalıyor, kaçağa mı düştü, turist olarak gelmişse neden geri dönmüyor, öğrenci olarak geldiyse okula devam ediyor mu, sorun yaşıyor mu?
Hayır bakmıyoruz, ilgilenmiyoruz, insanlar suç işleyince onları buluyoruz ama iş işten geçiyor. Ciddi bir denetim ve takip sistemi kurabilsek, insanlar suça bulaşmadan önleyebilsek bunların hiçbiri olmayacaktı.
Uluslararası öğrenciler sıkça bu ülkede sorun yaşadıklarını ve muhatap bulamadıklarını söylüyor ama hiç dikkate alan yok.
Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS), 2017’de yabancı öğrencilerin sorunlarıyla ilgili bir araştırma yapmıştı, sorunlar sıralanmıştı. Aynı araştırmanın benzeri 2022’de de yapıldı ve birkaç hafta önce basın toplantısıyla duyuruldu. Ne acı ki hiçbir şey değişmedi, tam tersine sorunlar arttı.
Bu araştırmada görüyoruz ki öğrenciler devlet dairelerindeki görevlilerle anlaşamıyor, devlet daire ve kurumlarında İngilizce konuşan personel çok az. Araştırmada, “Yabancı öğrencilerin devlet kurumlarına güveninin artırılması için İngilizce bilen ve öğrencileri başından savmadan onların sorunlarına çare bulmaya çalışan personele ihtiyaç vardır. Bunun için de personel eğitimi önemlidir” deniliyor.
İşe bakar mısınız siz? Biz daha dil sorununu çözemedik. Bu çağda devlet daire be kurumlarında yabancılarla konuşabilecek yabancı dil bilen insan sıkıntısı var. Halbuki bu sorunu yıllar önce çözmemiz gerekirdi.
Yine bu araştırmada, “Öğrencilerin dış kaynaklı menajerler ve insan tacirleri tarafından kandırıldığı, sömürüldüğü” belirtilmektedir. Aklımda kaldığı kadarıyla 10 yılı aşkın bir süredir bu kötü niyetli menajer meselesini, bu insan tacirlerini duyuyoruz. Bunca yıl bu sorun nasıl çözülemez, bu düzen nasıl bozulamaz?
Araştırmada, “İnsan ticaretinin önlenmesi, gerçekten öğrenci olmayıp da suç işlemek için ülkeye gelenlere izin verilmemesiyle birlikte yabancıların suça karışmasının da önüne geçilecektir” deniliyor ama nedense bu sorun bir tülü çözülemiyor.
CMIRS’ın araştırmasında uzmanlarla görüşüldüğü, Afrikalı çeteler ve suç unsurlarının bir gerçek olduğu, özellikle Nijerya’dan ülkemize gelip de cultism denen ve aşiretlere benzer çetelerin üyesi olan suç unsurlarının bulunduğunu ve aslında bu insan ticareti suçlarının da bunlar tarafından işlendiği belirtiliyor.
Nijerya’da da önemli bir sorun olan ‘cultism’e karşı ciddi kampanyalar yürütüldüğü kaydediliyor ve “kara büyü” anlamına gelen “Black magic” de ayrıca kurbanların kaçmasına karşı kullanılan önemli araçlardan bir tanesiymiş.
Başka ülkeler, üniversitelerine öğrenci yerleştirirken bu çeteyle ve benzerleriyle ilgili tedbirler alıyor, hatta Nijerya’daki devlet yetkilileri ile de istişare içine giriyor. Bizim de bunu önemsememiz, gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir, bu konuda hem çeşitli devlet kademelerinde hem poliste hem de üniversitelerde uzmanlar yetiştirilmelidir.
Ülkeyi yönetenler, ülkeye kimin ne için girdiğini tespit edemiyor, suç unsurlarının ülkeye girmemesi için gerekli tedbiri alamıyor, uluslararası öğrencilerin sorunlarını çözemiyor… Tabii sorun yaşayan öğrenciler ya da aslında öğrenci olmayıp, başka niyetle ülkeye girenler suç işliyor.
Halkımız da yönetenleri suçlayacağına, genelleme yapıp tüm uluslararası öğrenciler için ırkçı ifadeler kullanıyor.
Ülkeye gerek suç işlemek için gelen gerekse yaşadığı sorunlar nedeniyle suça karışanlarla ilgili tedbirleri alması gerekenler, ülkeyi yönetenlerdir. Bu ırkçılık, bu düşmanlık “üniversite adası” halkına yakışmıyor…
Lütfen genelleme yapmayın, tüm uluslararası öğrencileri aynı kefeye koymayın, yazıktır, günahtır, haksızlıktır…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız