"ASRIN PROJESİ" DEMEK YETERSİZ. AYNI ZAMANDA BUNU YÖNETECEK KAMU BECERİSİNİ DE GÖSTERMEK GEREKİYOR.

ÜLKEYİ DEĞİL KENDİNİ DÜŞÜNEN SİYASETÇİLER NEDENİYLE SU PROJESİNDE 13 YIL KAYBETTİK. UMARIM DERS ÇIKARILIR

Türkiye’den adaya deniz altından su getirilmesi sanırım bu dünyada Kıbrıs Türkü’nün yapılmış en büyük iyilik. Asrın projesi olarak adlandırılan bu adım KKTC hükumetleri tarafından nasıl değerlendirildi? Hiç düşündünüz mü? Bir projeyi nasıl heba ettik dert edinen var mı?

Türkiye’de yeni bir hükümet kuruldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz kısa sürede ülkemize ziyaretler gerçekleştirdi. Her iki ziyarette de asrın projesi su getirilmesinin ardından, şimdi de enerji geleceğini müjdelediler

Bizim siyasetçiler boş durur mu? 48 yılda bir enerji politikası belirleyemeyen siyasetçilerimiz adeta uçtu. Demeç üstüne demeç, açıklama üstüne açıklama, havaları da 1500. Sanırsınız ki kendi dağarcıklarınıdan bir proje çıkardılar, hepimizi ihya edecekler

Dönelim asrın projesine. Deniz altından bu ülkeye su getirmek adeta imkansız bir şeydi kolay olan gelen suyu doğru kullanmak ve projenin ana fikrini hayata geçirmekti. Neydi o anafikir? İşte biz onu anlamadık, her şeyi berbat ettik

50 yıl sonra KKTC’nin su kaynaklarının güçlenmesi, tuzlanmanın önlenmesi, yeraltı su kaynaklarının korunması, tarıma su verilmesi, ada genelindeki her bir damla suyu artırarak boşa akmasının önlenmesi, su yönetiminin çağdaş yasalarla uzmanlara devredilmesi…

13 yıl geride kaldı. Bahse konu adımların hiçbirini atamadık çağdaş bir yasa yapamadık, su dairesini organize edemedik. Yetmedi partizanca kuyu izni vermeye devam ettik, alt yapıya yönelik tek bir adım atmadık, kanalizasyon yapmadık, barajlara bakmadık

Buda yetmezmiş gibi, ne barajda ne arıtma tesisinde tek bir istihdam yapmadığımız gibi, su yönetimini Türkiye Devlet Su İşleri devralmak zorunda kaldı. Bakınız, devrettik demedim. Bakamadık, partizanca davrandık, kavga ettik, günün sonunda skandalı Türkiye önledi.

Kısacası, su projesini yönetenmedik. Türkiye karşıya baraj yaptı, buradaki barajı bitirdi, arıtmayı kurdu, deniz altından büyük bir mühendislik başarısıyla suyu adaya getirdi ana isale hatlarını çekti, uzmanlarıyla adaya geldi. Peki biz ne yaptık?

Yukarıda anlattım. Eğer Türkiye gelip, “ siz yapamadınız. Ben tesislerin işletmesini devralıyorum” demeseydi, bugün milyonlarca metreküp su denize akmaya devam edecekti. Kısacası Türkiye malına sahip çıkarken, biz kendi ülkemize sahip çıkacak yönetim becerisini gösteremedik

Şimdi, deniz altından kabloyla ülkemize enerji sağlanması Projesi gündemde. Aynı anlayış yine atıp tutuyor. Yok asrın ikinci büyük projesi, yok dünyaya nam salacağız, yok Rum’a elektrik vereceğiz, yok bilmem ne? Atıp tutmak, demeç sallamak en kolayı. Hamaset bizimkilerin işi

Su projesinde rezil olduk. Halen daha su yönetimini Kuramadık, belediyeler su üzerinden halka adeta zulme diyor. Kimsenin umru değil. Türkiye çabasıyla, parasıyla, uzmanıyla burada. İşte değerli dostlar su konusunda ne kadar başarılı olduysak, enerji konusunda da o kadar başarılı olacağız

Uzun lafın kısası, dört yılda bu adaya deniz altından kabloyla elektrik gelecek. Bu sürede su yönetiminde yaptığımız hatalardan ders çıkarmalıyız. KIBTEK soygun aracı olmaktan çıkarılmalı, hızlı organize edilmeli, liyâkatli ellere teslim edilmeli

Devamında, gelen enerjinin nasıl yönetileceği, nasıl dağıtılacak, tahsilatı nasıl yapılacağı, denetim ve düzenlemenin KKTC tarafından organize edileceği güçlü yasaların vakit kaybetmeden çıkarılması gerekiyor. Suda yaptığımız hatayı enerji de yapmamalıyız

Ötesi KKTC açısından da utançtır. “Türkiye Anavatandır, yapacak tabii” kolaycılığı bize yakışmaz. Maalesef kendi insanımızı rezil ediyoruz, yönetim becerisi gösteremeyenler sayesinde, hem bizim hem de Türkiye’nin kaynakları her vurulup harman savruluyor

Siyasetçilerin sürekli olarak ülkeyi değil kendi makamlarını koruma gayretinden, Vatandaşı değil kendi ailesini ihya etme çabalarından bıktık usandık. Asrın projesi demekle asrın projesi olmuyor. Aynı zamanda asrın yöneticisi olacak zekayı da göstermek gerekiyor. Ama nerede?