Sürekli yanlış anlaşılıyorsanız kusuru kendinizde arayacaksınız
25/03/2022
Ali Baturay
Her insan hata yapabilir, hata yapmayan insan yoktur…
Her insanının dili sürçebilir, yanlış kelime kullanabilir…
Yanlış anlaşılmak her insanın başına gelebilir; siz başka bir şey kastedersiniz ama sizi dinleyenler, duyanlar farklı anlayabilir.
Bir şeyleri eksik bırakmışsınızdır, tam anlatamamışsınızdır, o nedenle sizi yanlış anlamışlardır.
Bu anlattıklarım tüm insanların başına gelebilir.
Peki bunlar sık tekrarlanırsa ne olur?
Evet hatalar veya yanlış anlaşılmalar sürekli tekrarlanırsa artık buna “insanlık hali” denmez, “her insan hata yapar” sözü kıymetini kaybeder.
Özür dilemek bir erdemdir ama sürekli hata yapıp, sürekli özür dilerseniz ne söylediğiniz sözün anlamı kalır ne de özrünüzün kıymeti…
Sürekli yanlış anlaşılma bir iletişim sorunudur, demek ki kendinizi anlatamıyorsunuz, beyniniz ile diliniz arasında uyum yok demektir…
Her “yanlış anlaşıldım” diyen aslında yanlış konuşmuş değildir, söylemek istediğini söylemiştir ama tepki gelince en kolay yol olan “yanlış anlaşıldım” gerekçesine sığınmıştır.
“Aslında demek istediğim şuydu” derler de bir söylediğine bakarsınız bir de sonradan “şunu demek istedim” dediğine, hiç alakası olmayan sözler…
Eh, o zaman da size, “Meramını anlatamayacaksan çok konuşma” derler…
Konuyu Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ve gaflarına getireceğim…
Dikkat ederseniz son zamanlarda Cumhurbaşkanı Tatar’ın söyledikleri ya da yaptıkları konusunda cumhurbaşkanlığı basın ofisi sürekli olarak açıklama yapıyor.
Neredeyse yapılanlar ve söylenenlerle ilgili ek açıklamalar/ izahatlar, rutine dönüşmüş durumda.
En son açıklama; Cumhurbaşkanı Tatar’ın Yayın Yüksek Kurulu Başkanı Avukat Fevzi Hansel’i kabulüyle ilgiliydi.
Cumhurbaşkanlığı basın ofisi, bazı yayın organlarının, Tatar’ın Hansel’e “televizyonlarda hakkında söylenenlere müdahale edilmesi için talimat verdiği” yönündeki haberlerle ilgili yalanlama yaptı, “Cumhurbaşkanı talimat vermedi, sadece şikâyette bulunulmuştur. Şikâyet etme hakkı da ilgili yasalarda yer almaktadır” denildi? Peki medya ve kamuoyu neden böyle anladı? Tabii ki böyle anlamalarının müsebbibi de sizsiniz, tavrınız ve üslubunuzdur…
Bundan önceki düzeltme de Cumhurbaşkanı Tatar’ın Boğaz Şehitliği’nde 18 Mart Cuma günü Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri’ni anma günü dolayısıyla düzenlenen törenin ardından orada çekilen bir fotoğrafın cumhurbaşkanlığı sosyal medya hesabından ve Tatar’ın sosyal medya hesabından paylaşılıp daha sonra kaldırılması konusundaydı…
Cumhurbaşkanı Tatar’ın yanı sıra Meclis Başkanı Zorlu Töre’nin, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin yer aldığı fotoğraf karesinin paylaşıldıktan kısa süre sonra neden kaldırıldığına değinilmiyor ama medyada iddia edildiği gibi bunun bir kahvaltı fotoğrafı olmadığı belirtiliyor. Bu fotoğrafı niye paylaştınız, neden kaldırdınız da herkesin dikkatini buraya çektiniz?
Bu olaydan önce de “Cumhurbaşkanlığı’ndan kovulduğunu” iddia eden HALK TV muhabiri Seyhan Avşar’ın iddialarının yalan/ gerçek dışı ve kasıtlı olduğunu anlatmıştı bize cumhurbaşkanlığı basın ofisi…
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın medya veya kamuoyu tarafından yanlış anlaşılması da bitmiyor, basın ofisinin kamuoyuna yönelik açıklamaları/ izahatları da…
Hatırlayacaksınız, 14 Mart Tıp Bayramı töreninde Cumhurbaşkanı Tatar, ülkemizde konuk olarak bulunan Türk Tabipler Birliği’nin ikinci başkanına kürsüde konuşma yaptığı sırada müdahale edip susturmak istemiş, “kendi ülkenin sorunlarını bizim ülkemizde anlatma” demişti. Tatar’ın bu tavrı büyük tepki çekmişti…
Tatar’ın toplumun en zor günlerinde, en sıkıntılı zamanlarda sudan sebeplerle, sıradan etkinliklere katılmak için sürekli Türkiye’ye gitmesi, Türkiye’de toplumun bir kesimini dışlayıcı konuşmaları, federal çözüm isteyenleri Rumcu ilan etmesi, KKTC “yokluklar memleketine” dönüşmüşken ve kimse önceliklerimiz arasında görmüyorken cumhurbaşkanlığı külliyesi inşa edilmesi ısrarı, zaman zaman gazetecileri hedef alıp saldırması da tepki çekmektedir.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın tepki çeken sözleri ve cumhurbaşkanlığı basın ofisinin yayınladığı izahatlar saymakla bitmez…
Tatar’ın sürekli çam devirmesi, gaflar yapması sonra da bunları toparlamaya çalışırken tam berbat etmesi meselelerine hep yeni halkalar ekleniyor.
Tatar, sürekli yanlış anlaşılıyor ve sonra da bunlarla ilgili açıklama yapma ihtiyacı duyuyorsa kendi kendini sorgulamalı, hatayı kendinde aramalıdır.
Medyayı sürekli olarak “gerçek dışı yayın yapmakla”, “hasmane davranmakla” ve “art niyetli olmakla” suçlayacaklarına “biz ne yapıyoruz?” diye bir baksınlar.
Medya herhangi bir iddiada bulunuyor değil, Tatar’ın söz ve davranışlarını, gaflarıyla verdiği malzemeyi değerlendiriyor.
Bunlara son vermek gerekirken, tam tersine her gün yenileri ortaya çıkıyor. Hatırlatmakta fayda var; orası bir kulüp ya da dernek değil, siz de dernek veya kulüp başkanı değilsiniz, halen farkında olamayabilirsiniz ama orası cumhurbaşkanlığıdır, siz de cumhurbaşkanısınız…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız