Suyun denize akıtılması kolaycılıktır

ads ads ads ads
08/03/2017

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Kuraklıktan perişan olan ve su kıtlığı çekilen bir ülkede, saatte 8000 metre küp suyun değerlendirilmemesi ve denize akıtılması kolaycılık olup, hiçbir gerekçe ile haklı görülemez.

Çok ciddi olan bu konunun, hiçbir muhalefet partisi tarafından gündeme taşınmaması, suyun heba edilmemesi için hükümete baskı yapılmaması, ülkemizdeki siyasi yapının durumunu da ortaya koymaktadır.

Normalde hükümetler ileriye doğru her türlü olasılığı dikkate alarak, gerekli planlamaları yapmak ve karşılaşılabilecek her türlü soruna karşı, çareler üretmekle yükümlüdür.

Muhalefetteki siyasi partiler de, kaynaklarımızın heba edilmemesi ve ülkemiz yararına kullanılması için iktidarlara baskı yapmakla görevlidir.

Hükümet üyeleri ile muhalefetin, bütçeden maaş almalarının dayanak ve gerekçesi, ülkeye hizmet etmektir.

Fakat Geçitkale uçak alanının yıllardan beri atıl durumda bırakılmasının umursanmaması yanında, şimdi de bize temin edilen suya sahip çıkılmadığı görülüyor.

İktidara gelen tüm hükümetlerin aldığı her karara ve uygulamalarına karışan, tüm yatırımları peşkeş-sömürü gibi alay konusu olan sloganlarla engellemeye çalışan, ülkemizde kaynakların değerlendirilmesi amacı ile alınan kararlara karşı çıkan, malum Sivil Toplum Örgütlerinin de, gerek Geçitkale uçak alanının atıl kalmasına, gerekse suyun heba edilmesine hiç ses çıkarmaması ibret vericidir.

Hele suyun ihale yöntemi ile özel bir kuruluşun yönetimine verilmek istenmesine şiddetle karşı çıkanların, halen suyun denize akmasına ses çıkarmaması da üzücüdür.

Çünkü bu tutumları ile kaynaklarımızın, ülke yararına değerlendirilmesi ile ilgilenmedikleri, misyonlarının da kalkınmayı önlemek olduğu kuşkularına sebep oluyor.

Oysa ülkemizde herkes, halkımızın refahı için iş yapılmasını engellemek yerine, kaynaklarımızın atıl durumda kalmasına tepki göstermeli.

Suyun hedef bölgelere götürülebilmesi için ihaleye çıkılamaması veya kaynak sıkıntısı nedeniyle, suyun denize akması haklı görülemez. Çünkü suyun geçici olarak değerlendirilmesi için bir değil, bir çok seçenek vardır.

Suyun hedef bölgelere nakli için gerekli tesisat 3-4 yılda tamamlanacaksa, bu süre içinde tonlarca suyun heba olmasına seyirci kalınmamalı.

Örneğin barajın konumu ve bölgenin jeomorfolojik durumuna bağlı olarak, geçici düzenlemeler ile civardaki tarım alanlarında kullanılması, içme suyu şişeleyen kuzeydeki ve güneydeki işletmelere pazarlanması, tankerle su satışı yapanlara satılması, suyun denize aktığı güzergah üzerinde bentler yapılarak yeraltına sızdırılması, hatta İsrail gibi içme suyu ithal eden ülkelere ihracatı gibi seçenekler neden göz ardı ediliyor?

Hükümet suyun denize akıp heba olmaması için herhangi bir önlem almayacak ise, ihale yöntemi ile geçici bir süreliğine fazla suyu özel girişimcilere satarak heba olmamasını sağlayamaz mı?

Aslında suyun ülkemize getirilmesinden önce gerekli tüm alt yapı tesislerinin tamamlanması gerekirdi.

Ancak su nakil tesisatının zamanında yapılmaması, iradesi dışında olsa da, KKTC hükümeti gelen suyun denize akarak heba olmaması için çare üretmeli.

Geçici olarak neler yapılabileceği konusunda devletteki uzmanlar yanında, ülkemizdeki üniversitelerden de görüş alınmasında yarar vardır. 

08/03/2017 09:24
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.