Tedbir almaz, sorumlu davranmazsak öncekinden beter duruma düşeriz…

ads ads ads ads
17/11/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   İki gün önce Covid-19 vakaları 211’e ulaşınca “rekor” yazdı gazeteler, ertesi gün rakam 220’ye çıkınca “yeni rekor” dediler…

    Peki bugünkü 306 rakamına ne diyeceğiz, “korkunç rekor” mu?

    Vakalarda bir patlama var, Güney Kıbrıs’taki vaka sayılarına yaklaştık, kuzeyde 304, güneyde 346 Covid-19 vakası var.

    Güney Kıbrıs rakamlarına hiç bu kadar yaklaşmamıştık, onların nüfusunun bizimkinin iki katından fazla olduğunu düşünecek olursak, kuzeydeki durumun daha vahim olduğunu söylemeye gerek kalmaz sanırım.

     Böyle olacağı belliydi aslında, istikrarlı bir artış vardı, 190’ları bulduğumuzda, böyle bir patlama da gelecekti doğal olarak…

    Bizden önce başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede vakalar artıyor, ülkeler bazı tedbirler, bazı kısıtlamalar getiriyordu.

    Aslında pandemi başladığından beri böyle olmuyor mu?

    Önce başka ülkelerde vaka artışları oluyor, sonra bizde de benzeri şeyler yaşanmıyor mu?

    “E tamam öyleyse, onlarda artıyor, bizde de artıyor, ne var bunda?” diyebilirsiniz.

    Öyle değil işte, görebilmek lazım tehlikeyi, o kadarcık da mı tecrübemiz oluşmadı?

    Peki biz bu tehlike sinyallerini neden alamıyoruz? Ya da alıyoruz da neden hiçbir şey yapmıyoruz?

    Mesela aşılanmanın en yüksek düzeyde olduğu ülkelerden birisi olan Almanya’da vakalar çok yüksek seyrediyor, ölümler oluyorsa bizim bin kez düşünmemiz gerekmez mi?

    Onlarda böyle oluyorsa, bizde beteri olur diye niye tedirgin olmuyoruz?

    Biz daha Covid-19 aşılanmalarıyla ilgili ortaya doğru dürüst istatistik bile koyamazken ve o Avrupa ülkelerinin sağlıkla ilgili imkanlarının yanına bile yanaşamazken, vakaların artmasını ve patlamasını seyrettik adeta.

     Göstere göstere geldi bu Covid-19 patlaması… Al işte; 256'sı yerel 306 pozitif vaka…

     Üstelik hastaneye vakalar gelmeye de devam ediyor… Acil Durum Hastanesi’nin kapasitesi belli, bu vakalar bu şekilde devam etmemeli…

     Mutlaka tedbirler alınmalı… Bakın Almanya’da, Hollanda’da, Yunanistan’da, Avusturya’da ve daha birçok ülkede tedbirler, kısmi kısıtlamalar geliyor, kapalı yerlere girişte aşı artı test zorunluluğundan tutun da mağaza ve eğlence yerlerinin daha erken kapatılmasına kadar bir dizi tedbir…

     Bizde de bazı tedbirler kaçınılmazdır. Hatta hükümetin tedbir almasını bile beklemeden vatandaşlar çok dikkatli olmalı, kendi tedbirini almalıdır.

    Biliyorum düşünmesi bile zor geliyor herkese, “kısıtlama” sözünden nefret ediliyor, nasihat, tavsiye duymak istemiyor kimse.

     Daha çok maske takmak, daha çok mesafe kuralına uymak, kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalmamak, bazı zevklerden, eğlencelerden mahrum kalmak, bazılarını hiç yapamamak can sıkıyor, moral bozuyor ama bunları yapmazsak çok daha kötüsü de kapımızı çalabilir.

     “Asla kapanmayız”, “kapanma en son seçenek” deyin istediğiniz kadar, dikkatli olmazsak, tedbirimizi almazsak, şımarıkça ve sorumsuz davranmaya devam edersek, bir bakmışınız ki vakalarla baş edemiyoruz, bir bakmışınız bizi yenmiş, bir bakmışınız imkanlarımız yetersiz kalmış, ölümler artmış…

     Peki o zaman ne yapacağız? Kapanmak, birçok şeyden mahrum kalmak zorunlu olmayacak mıyız?

     Felaket tellallığı yapıyor değilim, dünyaya bir bakın, çağdaş Avrupa ülkelerinin onca imkanlarına rağmen yaşadıkları zorluklara ve çaresizliğe bakın ve nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu görün.

     Evet bu ülke yeni bir kapanmayı kesinlikle kaldıramaz, ekonomik çarklar bir daha kesinlikle durmamalı, zaten şu anda bile durum çok kötü, zaten şimdi her taraf açık ama buna rağmen birçok işletme zorda…

    O halde herkes dikkat edecek, herkes tedbirini alacak, varyantlar var, Covid-19 direniyor ve mağdur etmeye devam ediyor, kış şartları da salgınının yayılmasına katkı yapıyor.

   Sağlık Bakanlığına, “aşılanmanın istenen düzeye gelmediği, aşıları tamamlanmamış insanların yoğunlukla hastanelik olduğu” suçlamaları var. Dördüncü doz için sadece sağlık çalışanlarına çağrı yapılıp ertesi gün apar topar Sağlık Bakanının “kimse geri çevrilmeyecek” deyip herkesi aşıya çağırdığına dikkat çekiliyor ve “Buna neden olan hakikat nedir?” diye soruluyor.

    Evet, yönetici konumundakiler hep durumlar içinden çıkılmaz hale gelince bir şeyleri yapmaya karar veriyor ama işte o zaman da geç oluyor.

   “Covid-19 ile yaşamaya alışmalıyız” sözü öyle istediğimizde söyleyeceğimiz bir söz, bir slogan değildir, bunu uygulamalı, kurallı yaşamı, salgın kurallarını içselleştirmeliyiz.      

    Her gün yeni bir rekor yazmayalım artık, durduralım bu vaka artışını, sonra hiç istemediğimiz durumlara gelir, daha önceki günlerden beter oluruz bu Covid-19 mücadelesinde…  

17/11/2021 22:22
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: covid
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.