Birkaç gündür herkes, Nijerya Federal Hükümeti’nin, insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek, Nijeryalılara Kıbrıs’ın kuzeyine seyahat etmemelerini tavsiye etmesini konuşuyor.

   Herkes şaşırdı bu işe; iç karışıklıkların, tehlikeli oluşumların, dehşet saçan şeriat yanlısı radikal İslamcı silahlı örgütlerin fink attığı, paramparça olmuş, bazı bölgeleri hiç güvenli olmayan Nijerya’da hükümetin Kuzey Kıbrıs’ı tehlikeli bulması, şaka gibi geldi birçok kişiye…

   Doğrudur, birçok sorunumuza rağmen “güvenli ülke” kıyaslaması yapacaksak, Nijerya bizden yüz kat daha tehlikeli bir ülkedir…

   Ancak bu trajikomik olay bile geldiğimiz noktayı göstermektedir, almamız gereken tedbirleri alamadığımız için şimdi bu tip antipropagandalarla karşılaşıyoruz.

    Bazı uluslararası öğrencilerin ve uluslararası işçilerin, ülkemizde yaşadığı ve ülke insanına yaşattığı sorunları halının altına süpürme, yokmuş gibi yapma çabamız sonunda aleyhimize oluyor, kendi kendimizi vuruyoruz.

   Nijeryalı yetkili, “Kuzey Kıbrıs'a gitmeden önce iki kere düşünün. Orada Nijeryalılar için fazla bir şey yapamayız. Öğrencilerimiz her gün öldürülüyor” dedi…

   Bu yetkili, öldürülen Nijeryalı öğrenciler için Nijerya Federal Hükümeti’nin Kuzey Kıbrıs’ta adaleti takip etmesini sağlayacak mekanizmalara sahip olmadığını söyledi.

  Nijeryalı yetkilinin, “Her gün Nijeryalı öğrenciler ölüyor” demesi karşısında Kuzey Kıbrıs’ta herkes şaşkın. Evet, burada uluslararası öğrenciler birçok sorun yaşıyor ama yok da “her gün öldürülüyorlar” iddiası…

   “Nerede her gün cinayet? Bu ülkede ender cinayet olur, olduğunda da zaten yer yerinden oynar” diye isyan ediyor birçok vatandaş…

    Evet, bazı uluslararası öğrenciler öldürüldü ama yine uluslararası öğrenciler tarafından işlendi bu cinayetler, aralarındaki husumetten dolayı birbirlerine zarar veriyorlar.

    2018’de Mağusa’da işlenen, beş Kıbrıslı Türkün karıştığı “Kennedy Taomwabwa Dede” cinayeti, bir istisnadır, o cinayet dışında Kıbrıslı Türklerin öldürdüğü uluslararası kişi gelmiyor aklınıza değil mi? 

    Ancak bu Nijeryalı yetkiliye cevap bile vermiyor ülke yöneticileri, çıkıp da bir açıklama yapmıyorlar.

    Bu konuda bir girişim yapıp yapmadıklarını bilmiyoruz, çıkıp da açıklamıyorlar…

    Biz insan tacirlerinin bu ülkeye girmesine engel olmazsak, ajans adı altında ülkeye öğrenci getiren kurumları ince eleyip sık dokuyarak seçmez, öğrencileri mağdur edenleri belirleyip, sistemden çıkarmazsak sorunlar yaşamaya devam edeceğiz, bu sorunlar medyada yer alacak ve işte böyle aleyhimize propaganda olarak kullanılacak…

    Bakın kaç gündür insan kaçakçılığıyla ilgili bir mahkemenin duruşma haberleri yer alıyor medyada, orada polis diyor ki 300 küsur öğrenci ülkeye getiriliyor, üniversiteler kayıt ettiriliyor ama bir gün bile üniversiteye gitmiyor, inşaatlarda çalışıyor ve suça karışarak tutuklanıyor, mahkemeye çıkarılıyor.

    Kimi uluslararası kişiler, Avrupa Birliği ülkesine getirildiği yalanıyla paraları alınarak buralara bırakılıyor, kimlerine Güney Kıbrıs’a geçirilecekleri sözü veriliyor, bir şekilde geçiriliyorlar da… Bunun için ciddi paralar alınıyor bu insanlardan…

    Bazı ajanslar kimi uluslararası öğrencileri kandırıyor, vaat ettikleriyle öğrencilerin buldukları çok farklı oluyor, paraları alınıyor, onlara “hem iş imkânı hem eğitim” sözü veriliyor ama bir anda beş parasız ve çaresiz bırakılan bu kişiler hiç istemedikleri ortamlara düşüyor, adeta köle hayatı yaşıyor.

    Üniversitelerden kayıtları düşüyor, ülkede kaçağa düşüyorlar, kimi zaman çaresiz kalıp suça karışıyorlar…

    Bazı uluslararası öğrencileri, yalnızca üniversitelere kayıt yaptırmıyorlar, güzellik uzmanlığı, kuaförlük ve benzeri bazı meslek dallarının eğitim programlarına yazdırıyorlar onları. Sözde buralarda eğitim veriliyor ve bu iddiayla uluslararası kişiler ülkeye getiriliyor, sonra da bunlar ya Güney Kıbrıs’a geçiriliyor ya da öylece ortada bırakılıyor.

    Birileri bu işten para kazanıyor ama hem bu getirilen insanlar mağdur oluyor, hem de ülkede suç işledikleri için vatandaşlar mağdur oluyor ve uluslararası öğrencilere, özellikle de Afrikalılara karşı ırkçılık yükseliyor.

      Bu arada geçmişte Nijeryalı yetkililerin gayrı resmi bir şekilde ülkemiz yöneticilerine ulaştıkları, ülkelerindeki bazı suç örgütlerinin uzantılarının Kuzey Kıbrıs’a geldiğini, bunların tehlikeli olduğunu ve ülkeye sokulmaması gerektiğini söylediklerini yine hükümete yakın bazı kaynaklar söylüyor. Bu konu birkaç kez medyada da yer aldı…

     Nijeryalı yetkililer, kendi ülkelerinden çıkan suç unsurlarının ülkemize geldiği konusunda bizi uyardıklarında kılımızı kıpırdatmıyoruz, ciddiye almıyoruz ama bu kez “Kuzey Kıbrıs’a gitmeyin” dediklerinde deliye dönüyoruz.

     Benzer bir konu yapılan bir ankette de ortaya konuldu, Voice Cyprus öğrenci örgütü de bu suç örgütlerine karşı tedbir alınmasını istedi.

    Daha önde de yazmıştım, CMIRS’ın bir araştırmasında, Afrikalı çeteler ve suç unsurlarının bir gerçek olduğu, özellikle Nijerya’dan ülkemize gelip de ‘cultism’ denen ve aşiretlere benzer çetelerin üyesi olan suç unsurlarının bulunduğu ve aslında bu insan ticareti suçlarının da bunlar tarafından işlendiği belirtilmişti.

    Nijerya’da da önemli bir sorun olan ‘cultism’e karşı ciddi kampanyalar yürütüldüğü, başka ülkelerin, üniversitelerine öğrenci yerleştirirken bu çetelerle ilgili tedbirler aldığı, hatta Nijerya’daki devlet yetkilileri ile de istişare içine girdiği vurgulanmıştı.

   Birçok ülke bu konuda hassas, “Kim olursan, ne olursan ol gel” demiyor, kendi içine sorun sokmuyor. Biz bunu önemsiyor muyuz? Gerekli tedbirleri alıyor muyuz?  Bu konuda hem çeşitli devlet kademelerinde, hem poliste hem de üniversitelerde uzmanlar yetiştiriyor muyuz, birimler kuruyor muyuz? Tabii ki hayır… Halen işin ciddiyetine varmış değiliz…

   Ülkeye sorun taşıma pahasına birçok kişi ve kurum kısa günün kârı ile ilgileniyor, kendi ayağına kurşun sıkarcasına. Eğer üniversiteler ülkemiz için altın yumurtalayan tavuksa onu kesmek için çaba gösteren çok…

     Bugün Nijeryalı yetkili Kuzey Kıbrıs’ı kötüledi, böyle giderse yarın bir başkası yapacak… Zaten polis tarafından tutuklanan, mahkemeye çıkarılan, hapse konulan uluslararası öğrenciler medyada yer alıyor, antipropagandamızı yapacak olanlar için bol bol malzeme veriyoruz. Bunu terse döndürmek için süratle hareket etmeli ciddi tedbirler almalıyız…