İran ile İsrail arasında tırmanan karşılıklı saldırılar, bölgesel savaş riskini beraberinde getirirken, tam ölçekli bir savaş olasılığı şimdilik düşük görünüyor. Ancak vekil güçler üzerinden yürütülen çatışmaların bölgeyi ateşe atma ihtimali giderek artıyor.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Dışilişkiler Sekreteri ve Lefkoşa Milletvekili Fikri Toros, İran–İsrail hattındaki gerilimi değerlendirerek, bu gelişmelerin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs üzerindeki stratejik etkilerine dikkat çekti.

Toros’a göre; İran, Hizbullah, Şii milisler ve Yemen’deki Husiler gibi müttefikleri aracılığıyla İsrail’e baskı uygularken, İsrail ise özellikle Suriye’deki İran üslerine ve milis hedeflerine yönelik hava saldırılarını artırmış durumda. Öte yandan, İsrail’in en büyük müttefiki olan ABD’nin doğrudan bir savaşa girmeye yanaşmadığı ancak İran yanlısı grupların ABD üslerini hedef alması halinde bu dengenin değişebileceği belirtiliyor.

“Doğu Akdeniz'in stratejik merkezinde yer alan Kıbrıs, Batı için bir lojistik üs haline gelirken, İran'ın doğrudan veya dolaylı tehditlerine açık hale gelebilir,” diyen Toros, enerji güvenliği, askeri hareketlilik ve insani güvenliğin bölgede yeniden şekillendiğini vurguladı.

Gerilimin uluslararası ilgiyi Ortadoğu’ya çekerek Kıbrıs sorununun çözüm girişimlerini yeniden öteleyebileceğini belirten Toros, diğer yandan Kıbrıs’ın paydaş olduğu enerji ve güvenlik projeleri bağlamında bölgenin yeniden öncelik kazanabileceğini ifade etti.

Toros’un ifadesiyle, İran–İsrail geriliminin nereye evrileceği yalnızca Orta Doğu’yu değil, Doğu Akdeniz’in kaderini de doğrudan etkileyebilir.