Ülkemiz rahat, huzurlu, güvenliydi geçmişte.

   Birçok yabancı sırf bu nedenle ülkemizi tercih ederdi.

   Başka ülkelerdeki istenmeyen olaylara bakarak, Kıbrıs’ımızı cennet gibi görürdük…

   Ancak artık geçmişi mumla arıyoruz.

   Geçmişte haberlerde gördüğümüz başka ülkelerdeki korkutucu kriminal olayların hepsi de artık ülkemizde var…

   Şiddet olayları ciddi bir artış gösterdi, endişe verici bir boyutta.

   Suçlular hapishaneye sığmaz halde, sürekli şartlı tahliyeye başvuruluyor, cezaevinin yükünü hafifletmek için.

   Mesela bu “tetikçi” meseleleri; ilk duyduğumuzda hayret etmiş, korkmuş, endişelenmiştik… Şu hale bakın ki son bir yılda, 5 tetikçi olayı yaşandı.

   İş insanlarına yönelik silahlı saldırı ve suikast girişimleri…

   Bu olaylarla ilgili 8 kişi tutuklanmış…

   “Tetikçi” ifadesi yerine aynı anlama gelen “kiralık katil” dese miydim yoksa?

   “Kiralık katil”, daha korkutucu bir ifade değil mi?

    Belki de “kiralık katil” desek daha iyi, çünkü gerçekten de korkmamız gereken bir durum…

   Biliyorsunuz birkaç gün önce bir olay daha yaşandı.

   Bir kişi Lefkoşa’da bir restoran işletmecisini bacağından vurup yaralayarak olay yerinden ayrıldı, Ercan Havaalanı’ndan kaçmaya çalışırken yakalandı.

   Tetikçi, olaydan iki gün önce İstanbul’dan ülkemize gelmiş, Kıbrıs’a ilk gelişiymiş…

   Zanlının olayda kullandığı tabanca da kendisine buradan temin edilmiş.

   Buraya turist vizesiyle gelmiş…

   Polis erken davranmasa az daha kaçacaktı, yani işini bitirip gidecekti.

   Bu kadar basit yani, elini kolunu sallayıp gel, burada birilerini vur ve kaç…

   Bu arada, tetikçiye silah temin eden kişi de olaydan 10 gün önce turist vizesiyle ülkemize gelmiş. Hatta burada iş bile aramış…

   Bulduğu iş de tetikçiye silah tedarik etmek.  

   Peki o silahı nereden bulmuş?

   Bavuluna silahı koyup Kıbrıs’a gelemeyeceğine göre, buralarda birileri bu işler için silah ayarlıyor.

  Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar.

  Vurarak yaraladığı kişiyi istese öldürebilirdi de… Ancak görevi demek ki bacaktan vurup tehdit etmekti.     

   Bir yılda 5 tetikçi buralarda işe koyulmuşsa demek ki burasını bu işler için müsait bir yer olarak görüyorlar.

   Kolay mı daha önce hiç gitmediğin ülkeye giderek birilerine kurşun sıkmak?

   Kolaymış işte, iş arayan genç, tetikçilik işi bulmuş ve işini de yapmış…

   Birisinin başka birisiyle husumeti varsa ya da bir şekilde ondan rahatsız olmuşsa tetikçi tutup ona kurşun sıktırabiliyor.       

   Bu cesareti vermişiz bir şekilde bu kişilere.

   Tetikçi turistler doluyor ülkemize ve kolayca silah da bulabiliyorlar.

   Kim ya da kimler silah sağlıyor bu tetikçilere? Mutlaka bunun üzerine gidilmeli…

   Ne tetikçiler bu kadar rahat bu ülkeye gelebilmeli ne de bu kadar rahat silah bulup bu kadar rahat gidip kurşunu sıkabilmeli…

   Türkiye’deki hesaplaşmalar buraya taşınıyor.

    Son yıllarda yaşanan suçlara baktığımız zaman artık güvenli, huzurlu bir ülke olduğumuzu söyleyemeyiz.

    Demek ki uzaktan buraya bakıldığında, buralarda suç işlemek isteyenlere ya da suç işlemek için görevlendirilenlere; “Git de orada her şeyi yapabilirsiniz, orası müsaittir, denetim zafiyeti var” deniyordur.  

     Öyle bir izlenim yaratışmış demek ki…

     Bakın “Bin uçağa git, vur falanca kişiyi, sonra yeniden uçağa bin ve gel” zihniyeti var.

     “Turizm adası” ya da “üniversiteler adası” bir ülke için kriminal olayların, şiddetin bu kadar artış göstermesi normal mi, iyi bir referans mı?

     Tabii ki hayır ama bu ülkeyi yönetenlerin umurunda mı? Hayır değil, onların gündemi farklı…

     Polis koşsun yakalasın, mahkemeler uğraşsın, cezaevi dolsun taşsın, ülke insanı endişe işinde yaşasın… Oh ne güzel… Tam da hayal ettiğimiz devlet böyle bir şey miydi?