AMİRİ MEMURU, MÜDÜRÜ AMİR, MÜSTEŞARI MÜDÜR YÖNETİYOR. UBP İÇERİSİNDEKİ İKTİDAR KAVGALARI KAMUYU BİTİRDİ. BÜROKRASİ SİYASETİ ESİR ALDI. YASAMA- YÜRÜTME- YARGI KUVVETLER AYRILIĞI DENGESİ BOZULDU

ULUSAL BİRLİK PARTİSİ’NİN KURMUŞ OLDUĞU ÜYE SİSTEMİ, BAKAN VE MİLLETVEKİLLERİNİ İRADESİ OLMAYAN KÖLELERE ÇEVİRDİ. KAYBETMEKTEN KORKTUKÇA, HATA ÜSTÜNE HATA YAPIYORLAR.

YÖNETİM SEÇİLMİŞDEN ATANMIŞA DOĞRU İLERLEYECEĞİNE, TAM AKSİNE ATANMIŞLAR SEÇİLMİŞLERİ RESMEN ESİR ALDI.KÜÇÜK PARTİLERE ESİR, PARTİ ÜYELERİNE İSE EMİR ERİ. EKSİK OLSUN BÖYLE MİLLETVEKİLLİĞİ DA BAKANLIK DA…

Siyasetin içerisine düştüğü durum yeniden bir revizyonun kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Demokrasinin temeli kuvvetler ayrılığıdır. Yasama, yürütme, yargı. Bu üç kavramın birer kelimeden ibaret olmadığını anlamamız gerekiyor. Aksi zulümdür, gelecek karanlıktır

Demokrasinin temeli yasama- yürütme- yargı görevini eksik yaptığı sürece, hem demokrasi istediğimiz noktada olmayacak hem de hukukun üstünlüğü hayallerde kalacak. Toplum zarar görecek, insan hakkı ihlalleri artarak devam edecek. Yani sorunumuz çok büyük

Geldiğimiz aşamada hepimizin hemfikir olduğu bir nokta var. Ülkeyi bu hale getiren siyasetçilerin özgüven eksikliği. Liderimiz yok. Bulunduğu makamları kaybetmekten korkan, kaybetmemek için eğilen, bükülen, onurunu ve gururunu ayaklar altına alan siyasetçiler…

Odacısından korkan, şoförüne talimat veremeyen, Sekreterine hükmedemeyen bakanlar var. Neden? Çünkü Ulusal Birlik Partisi’nin kurmuş olduğu üye sistemi, bakan ve milletvekillerini iradesi olmayan köleler çevirdi. Kaybetmekten korktukça, hata üstüne hata yapıyorlar

Yeniden ve yeniden seçilebilme adına, kendi etraflarındaki tüm makamları liyakat sahibi olmayan ama kurultaylarda oy kullanan kişilere dağıtıyorlar. Bir araya gelip iş yapacaklarına, sabahtan akşama kadar kurultay hesaplarıyla her türlü entrikanın içerisine dalıyorlar

Memleket dökülüyor. Su yok, elektrik yok, yol yok, kaliteli sağlık hizmeti yok, okullar dökülüyor, enflasyon büyüyor, faiz yükü artıyor, emek kalitesi azalıyor… Zerre umurlarında değil. Ülkeye nasıl bir kötülük yaptıklarının farkında değiller. Halen makam ve mevki kavgasına devam ediyorlar

Bürokrasi Siyaseti ele geçirdi. Siyasette hiyerarşi bozuldu. Ayak kim, baş kim belli değil. Yönetim seçilmişden atanmışa doğru ilerleyeceğine, tam aksine atanmışlar seçilmişleri resmen esir almış durumda. Böyle bir tabloda sağlıklı yönetimden bahsetmek hayal bile değil

Yine bir kurultay arifesindedeyiz. Tabloya baksanıza. Kurultaya yönelik hesaplar nedeniyle kamu hizmetleri neredeyse çöktü. Her bakanlıkta başka bir hesap var. Kurultay sonrası yeni bir kabinenin kurulma ihtimali çok yüksek. Bu tabloda hepsi elini ayağını kaybetti

Özellikle ihaleler bu dönemde büyük önem kazandı. Kurulu sistemi bozdular, adamcılık mantığını öne çıkardılar, yandaşlara ihale verme kaygısı öne çıktı. Yeteneksiz bürokrasi hata üstüne hata yapıyor. Rekabet Kurulu, hükümeti yazdığı her kararda çamura batırıp çıkarıyor, utanmıyorlar da…

Kamunun hiçbir kurumunda müdür ve müsteşarlar personel üzerinde otorite kuramıyor. Neden? Çünkü kamu çalışanları da kurultayda oy kullandığı için, memur amirden, amir müdürden, müdür müsteşardan daha güçlü. Haliyle müsteşar da bakandan daha güçlü

Manyak ve verimsiz bir ortamda resmen ömür törpülüyoruz. Yasama ve yürütme var olma nedenini torpil mekanizması, hısım akraba kayırma ve yandaş düzeni üzerine kurmuş durumda. Çok üzgünüm ama yargı, yani polis savcılık makamı ve mahkeme mekanizması da olumsuz etkileniyor

Yargı mekanizması içerisindeki istihdam atanma ve yükselmeler de siyasetçiler her türlü argüman kullanıyor. Siyasetin gücüyle yargı mekanizması içerisinde ilerleyenler adaletin tecelli edeceği noktalarda maalesef siyasetçilerin çıkarlarını gözetiyor, diyet ödüyor. En çok üzüldüğüm nokta budur