UBP, meclis başkanını ve genel sekreterini nasıl seçecek acaba?

ads ads ads ads
24/12/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


  Seçimlerini krize dönüştüren UBP’nin, hem meclis başkanlığı hem de parti genel sekreterliği için belirleyeceği isimleri nasıl seçeceği ve bu konularda da bir kaos yaşanıp yaşanmayacağı merak konusudur… UBP’de üye tarafından seçilen değil de bir şekilde havadan gelen, görünmez bir el tarafından atanan genel başkanından sonra şimdi gözler UBP Genel Sekreterliği’ne ve UBP’den çıkacak meclis başkanlığına çevrildi. Peki nasıl belirlenecek bu isimler? UBP’de son zamanlardaki “belirleme” yöntemine göre mi?

    Yaratılan algı şu; Türkiye ile iyi geçinecek bir cumhurbaşkanı ve Türkiye ile iyi geçinecek bir başbakanla hükümet kuruldu ki oradan sorunsuz kaynak akışı olabilsin… Böyle bir düzenin kurulabilmesi için de elden ne gelirse yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve UBP Kurultayı’nda yaratılan bu algı yönetiminin artık sonuçlarının gerçeğe de dönüşmesi gerekiyordu. Nitekim hükümet ortaklarının Türkiye ziyaretinden 800 milyon TL yardım sözüyle dönmesi de şimdilik bu planının sorunsuz işlediği algısını yaratmıştır. 

    Ülkemizde “Para her şeydir, onun için de yapılan her şey mubahtır” anlayışı benimsenmiş durumdadır. “Ülkenin şartları da bunu dayatıyor” diyebilirsiniz. Evet, Covid-19 salgını, Türkiye’nin katkısını daha bir elzem hale getirmiştir. Covid-19 salgını nedeniyle ülkenin çok zor günlerden geçmesi nedeniyle, son zamanlardaki “Türkiye ile uyumlu yöneticiler” veya başkalarına göre de “Türkiyeli yetkililerin sözünden çıkmayacak yöneticiler” yöntemine itiraz edebileceği düşünülen kesimler bile sesini çıkarmıyor. Bağımlı devletin, Covid-19 salgını sürecinde daha da bağımlı hale geldiği gerçeğini kabul etmek zorunda kalıyor birçok kesim…

   Zaman zaman antidemokratik şeyler yaşansa ve kitlelerin büyük çoğunluğu kendi iradesini kullanamamış olsa bile, birçok insan buna katlanmak zorunda olduğunu düşünüyor… Maalesef bunu düşünenler çoğunlukta… Ülkedeki zor şartlar kişilerin elbette davranışlarını da etkiliyor, temkinli olmalarına da neden oluyor ya da buna “Olan biteni öylece seyrediyorlar” da diyebiliriz. Belki de bunun adı korkudur… Peki ama nereye kadar sürecek, nerede duracak? Bunu bir geleneğe dönüştürmek doğru mudur? Bana göre doğru değildir.

   Mesela şimdi meclis başkanlığı için dört kişinin ismi geçiyor.  Bu dört kişi de yeni yöntemde meclis başkanlığı için uygun görülmez de hiç ismi anılmayan başka birisi yapılabilir mi?

   Yani meclis başkanlığı için isimleri anılan Zorlu Töre, İzlem Gürçağ, Resmiye Canaltay ve Menteş Gündüz onay almayabilir mi “ilgili” yerlerden? Bu dört isim veto edilir, hiç hesapta olmayan birisi koltuğa oturabilir mi?

Bunun olabileceği iddia ediliyor… “Yok artık” demeyin, olmayacak şey değildir. Meclis Başkanı olacak kişinin cumhurbaşkanı ve başbakanla aynı çizgide olması gerekiyormuş. Peki yukarıda isimlerini saydığım dört kişinin ne sakıncası var acaba?

   Kimisine göre Zorlu Töre’nin “meclis başkanlığıyla” ilgili sert, kararlı/ kesin sözleri, demeçleri, böyle bir tehlikeyi sezdiğinden dolayıymış. Zorlu Töre’nin Türkiye’ye, Türkiyeli yetkililere, Kıbrıs sorununa bakış açsında cumhurbaşkanıyla veya başbakanla ne farkı var ki? Töre’nin ya da Gürçağ’ın, Canaltay’ın, Menteş’in genel UBP politikasıyla çelişen nesi var ki bu dört kişi de elenebilsin?

   Yoksa artık birilerini ekarte edebilmek için “Türkiye bunu istemiyor” ya da “Türkiye böyle ister” gerekçesine mi sığınılacak, bu da mı yerli yersiz silah olarak kullanılacak? Hem de oraların hiç haberi olmadığı halde mi?

     Peki ya UBP Genel Sekreteri meselesi? Belki de meclis başkanından bile daha önemli bir makamdır. Genel sekreter, partinin ikinci adamı, parti örgütleriyle, üyelerle sıkça muhatap ve onlara yakın olacak kişi…

   Peki genel başkan, bu makama kendisi için tehdit oluşturacak, gelen yılın sonuna doğru yapılacak olağan genel kurulda ona ciddi rakip olacak birisini ister mi orada? Mesela Hasan Taçoy’un veya Faiz Sucuoğlu’nun genel sekreter olmasına izin verilir mi? Parti başkanlıkları engellenen bu iki kişiden birisinin genel sekreter olmasına fırsat tanınır mı? Hiç sanmıyorum, muhtemelen genel başkan kendisine tehdit oluşturmayacak birisinin genel sekreter olmasını isteyecek ve bunun için çaba harcayacaktır.

    Şimdi mesele şu; UBP, meclis başkanı ve genel sekreter seçmek için de mi Türkiye’nin onayını alacak? Bu kadarı da olmamalı artık… Ha, onay almayacaklar ama bazı kişileri elemek ve istediklerini getirmek için bu korkuyu salacaklarsa, bu da kötü bir şey… Umarım yöntem olarak ne birini ne de diğerini denerler… Umarım hiç olmazsa bu iki seçim krize dönüştürülmeden ya da talimata bağlanmadan tamamlanır.

   “Sana ne UBP’nin seçeceği meclis başkanından ya da genel sekreterden?” demeyin, çünkü bu kavgaların, tartışmaların, krizlerin, hükümet çalışmalarını aksattığına, istikrarsızlığa neden olduğuna şahit olduk. Meselenin demokrasi boyutu da önemlidir; UBP’ye de demokrasi, UBP’ye de irade lazımdır. Kötü emsaller, kesinlikle memleketin faydasına olamaz…

 

24/12/2020 18:26
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: UBP, meclis başkanını ve genel sekreterini nasıl seçecek acaba?
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.