SUÇLARIN AZALMASI VE SUÇLULARIN ADAYA GİRMESİNİ ENGELLEMESİ GEREKEN HÜKÜMET, ŞARTLI TAHLİYE TÜZÜĞÜNÜ KULLANARAK KENDİSİNİ YARGININ YERİNE KOYUYOR. ÜLKE SUÇ VE SUÇLU KAYNIYOR, NÜFUSA ORANLA SUÇ DA SUÇLU DA ÇOK FAZLA

BİR TARAFTAN MAHKEMELERCE VERİLEN CEZALAR SİYASET MARİFETİ İLE AFFEDİLİYOR, DİĞER TARAFTAN İHRAÇ EDİLEN SUÇLULAR AFFEDİLİYOR, ADAYA GERİ GETİRİLİYOR. BU DÜPEDÜZ YÜRÜTMENİN YARGIYA HAKARET ETMESİ ANŞAMI TAŞIYOR

2024-2025 Adli Yıl açılış Töreni, birbirinden önemli, ibret verici uyarı, saptama, gerçekleri yüzünüze tokat gibi vuran açıklamalara sahne oldu. Beni üzen, hukuk adamlarının açıklamalarına, siyaset adamlarının tek önerisinin, “Size adliye Sarayı yapalım” demesi oldu

Ülkemizdeki yeni gelenek de bu. Şatafatın itibar kazandırdığını zannediyoruz. Daha çok caminin daha şatafatlı caminin Müslümanlığımızı artırdığını düşünüyoruz, oysa haram olan israfın kendisidir… Siyaset adamları ise daha afili binalarda, daha çok itibar kazanacaklarını umuyorlar, itibar icraatınızdır oysa…

Başsavcılık makamı, uzun süredir tarafımdan en çok eleştirilen makamlardan biridir. Buna karşın, Başsavcı Sarper Altıncık, adli yıl açılışında yapmış olduğu ibret verici saptamalarıyla dikkatimizi çekti. Altıncık’ın söylediklerini görmezden gelemeyiz. Özellikle de iktidar mensupları…

Sarper Altıncık, konuşmasının başında özellikle kamuda peşi sıra yaşanan ve ortaya çıkan yolsuzluk olaylarında, “yapanın yanına kar kaldığı” yönünde bir anlayışın gerçek kabul edildiğini söyledi. Son derece doğru. Son olarak sahte diploma olayında bunu gördük

Bir tarafta diplomasını sahte olduğunu bağıra bağıra kabul eden bir milletvekiline dava dahi okunamadı, diğer tarafta sahte diploma olayına gırtlağına kadar batan eski bakan ve bürokratlar, iktidar parti yetkilileri ellerini kollarını sallaya sallaya geziyor. Geciken adalet adalet mi?

Bundan daha da önemlisi, Altıncık istatiksel olarak, ülkedeki nüfus oranı ile suç oranlarını karşılaştırdı. Başsavcımıza göre, var olan nüfusla işlenen suça ve suç oranlarının niteliğine baktığımız zaman ciddi bir patlama var. Suç oranları nüfusa oranla çok yüksek

Ama en önemlisi, Şartlı Tahliye Tüzüğü bağlamında söyledikleriydi. Başsavcı Altıncık, tüzük uygulanırken siyasi makamda olanların, adaleti sağlayanların itibarını ayaklar altına aldığını net bir şekilde ortaya koydu. Bana göre adli yıl açılışının en önemli vurgusu buydu

Polis yakalayacak, tahkikat dosyasını tamamlayacak, savcılık davayı sahiplenecek, zaman ve emek harcayacak, hakim tahkikat dosyasına bakarak ceza verecek… Hapse gönderilen şahıs, polis, savcılık ve hakimlere rağmen az bir cezayla serbest kalabilecek…

Başsavcı Altıncık, Hukuk devletinde bağımsız mahkemeler tarafından verilen cezalara, siyaset eliyle müdahale etmenin kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. Şartlı Tahliye Tüzüğü’ne isyan etti, mahkemeler tarafından verilen bir cezanın anlamsız hale gele bildiğini anlattı

Son derece haklı, son derece doğru bir konu. Uzunca bir süredir Şartlı Tahliye Tüzüğü, siyasetçilerin parti ilişkilerine bağlı olarak, cezaevinde bulunan bir çok ismi erken erken dışarıya salabiliyor. Üstelik buna gerekçe olarak da cezaevinde artan suçlu sayıları gösteriliyor

Suçun önlenmesine yönelik tedbir alması gereken ülke yöneticileri, tam aksine bir taraftan suç işleyenleri hapisten çıkarıyor, diğer taraftan suç işlediği için yurt dışına gönderilen ve adaya girişlerine yasak konan azılı suçluları yasak kaldırarak ülkeye geri getiriyor

Bu rezaletin hızlı bir şekilde son bulması gerekiyor. Nüfusa göre suç oranlarının giderek arttığı bu ortamda, suçluların ülkelerine gönderilmesi gerekirken, hem affediyoruz hem yurtdışında olanları ülkeye geri getiriyoruz. Böyle bir ortamda adaletin doğru tecelli ettiğini söylemek mümkün mü?