Ülke yöneticileri, coşup da kitleleri yasaları ihlal etmeye çağıramaz…
24/04/2022







Ali Baturay
Ali BATURAY
Bu ülkede artık ne devlet ciddiyeti kaldı ne devlet adamlığı ciddiyeti…
Şu andaki ülke yöneticileri, bin bir saçmalıkla, şaka şenlikle ülke yönetileceğini sanıyor.
Mantıksız, saçma, bir dediği diğer dediğini tutmayan, kendi söylediğini inkâr eden, verdiği sözü unutan, insanların aklıyla dalga geçen yöneticilerimiz var…
Yalan deryası içinde boğuluyoruz, nefes alamaz hale geldik yalanlardan, samimiyetsizlikten.
Bir de şakacı, alemci yöneticilerimiz var, mikrofon görünce coşan…
Makamların saygınlığını yerlerde süründürecek, batıracak kadar ileri gidebilen, kitleleri “yasadışılığa davet eden” şakacıklar yapabilen bir cumhurbaşkanımız var.
Bir mikrofon, karşısında da biraz kalabalık gördü mü kendinden geçiyor.
Acayip günlerden geçiyoruz, ülkeyi yönetenler her geçen gün biraz daha tuhaf oluyor, bizi de delirtecekler, KKTC adeta tımarhaneye döndü.
Bir Cumhurbaşkanı karşısına çıktığı kitleye, “yasaları ihlal edin, korkmayın da arkanızdayız” der mi?
Söyler, söyler… Bizim ülkemizde söyler, çünkü bizim cumhurbaşkanımız şakacıdır, şakacık yapmayı sever.
Çıkar kürsüye ve karşısındaki inşaatçılara, “Ne emirname ne imar planı, biz sizin arkanızdayız” deyiverir.
Evet bir inşaat şirketinin etkinliğinde kürsüye çıkan ve davetlilere hitap eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, inşaat şirketi temsilcilerine emirnameleri ve imar planlarını dikkate almadan bina yapmalarını, korkmamalarını, arkalarında olduğunu söyledi.
Duyuyor musunuz, Cumhurbaşkanı, devlet, yasadışılığın arkasındaymış…
Cumhurbaşkanı hem de öyle bir coştu ki sanırsınız miting meydanındadır ve seçmenlerine konuşuyor.
Gerçi cumhurbaşkanımızdan başkası, mesela herhangi bir siyasi partinin başkanı veya başka bir yetkilisi kürsüye çıkıp da “yasaları ihlal edin” der mi?
Demez, kimse bunu demez ama ülkemizde Cumhurbaşkanı Tatar, kürsüye çıkar ve “Ne emirname ne imar planı, yapın inşaatları da biz sizin arkanızdayız” der.
Ne dediğinin farkında olan birisi bunu söyler mi?
Sayın Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı olduğunu unuttu mu acaba?
Yeter, yapmayın artık, bulunduğunuz makamın ağırlığını hissedin, bulunduğunuz makamın sorumlulukları olduğunu unutmayın.
Makamları bu kadar karikatürize etmeyin…
Cumhurbaşkanı 500 kadar insanın önüne çıkıp “yasaları ihlal edin, arkanızdayız” diyemez, dememelidir.
Yarın çıkıp, “Şaka yaptım, hoşluk olsun diye söyledim” diyebilir.
Ancak bir cumhurbaşkanı yasaları ihlal etmenin şakasını dahi yapamaz, yakışık almaz, makamının ağırlığı ve sorumlulukları bunu kaldırmaz.
Kimse bunu bana savunmaya çalışmasın, olmaz, olmaz, olmaz…
O konuşmanın bir de devamına bakar mısınız acaba?
Tatar, “Bir an önce bu işi halledin… Biz bu insanları artık durduramayız, hayat devam ediyor. Onların gerçekten yaptığı çalışmalar, tüm dünyadan ilgi görüyor. Dışarıdan bize ambargolarla engel koyuyorlar, biz kendi kendimize engel koyamayız. Cumhurbaşkanı olarak bu mesajım birilerine gitsin…” diyor.
Ambargolara karşı Tatar’ın isteğiyle imar planlarını, emirnameleri deleceğiz ha? Ambargolara karşı her tarafı bina dolduralım, dağı, taşı, verimli ovaları, her tarafı betonlara çevirelim, kentlerde plansız programsız binalar, apartmanlar yükselsin ha? “Ambargolara karşı kuralsızlık hâkim olsun” mu diyorsunuz?
Birilerine mesaj veriyormuş, “Biz bu insanları durduramayız” diye…
Kime mesaj veriyorsunuz? Hükümete mi? Siz başbakanken, sizin hükümetiniz değil miydi Mağusa- Yeniboğaziçi- İskele İmar Planı’nı geçirtmeyen?
Resmi Gazete’de yayınlatmayıp, imar planını geçirtmeyen dönemin başbakanının siz olduğunuzu unuttunuz galiba. Sonra da hiç ilgilenmediniz, şimdi de birilerine mesaj mı veriyorsunuz?
Ha, kim bilir, belki de mesaj hükümete veya sivil toplum örgütlerinde değil de bize ambargoları uygulayanlaradır. BM’ye, AB’ye, tüm dünyaya mı mesaj veriyorsunuz da “Ne imar planı ne emirname, binaları yapın, arkanızdayız” mı diyorsunuz? Gerçekten akıl alır gibi değil.
Bu arada üzücü olan bir şey daha vardı o geceki etkinlikte. Cumhurbaşkanı Tatar, kürsüde coştukça ve bu sözleri sarf ettikçe; ona “yürü be”, “yürü be” diye tempo tutanlar vardı orada, gaza getirilmiş birine yapılan tezahürat gibi. Sanki kürsüde cumhurbaşkanı değil de bir amigo varmış gibi…
Nereden bakarsanız bakın, üzüntü verici bir durum ama kim anlar ki? Ülkeyi yönetenlerin tarzı bu, ne yapsak değişmiyorlar…
- Büyük yangınla ilgili Meclis araştırma komitesi kuruldu da ne olacak, bir işe yarayacak mı ki?
- Taşeron işçilerinin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmeli…
- Çocukken Cüneyt Arkıncılık oyunu oynar, gömeç bitkilerine yumruk, tekme atar, tahta kılıçla çakırdikenlerini haklardık
- Gerçekleşmeyen vaatlere, yalanlara, palavralara halk fazla tahammül gösteriyor
- Aslında yangın tecrübemiz var, sorunumuz ders çıkarmamaktır, tedbirsizliktir, sorumsuzluktur
- Yangınla ilgili bir kriz merkezi var mı gerçekten?
- Doğa harikası, yerini ölüm karasına bıraktı
- Yangın nedeniyle herkes üzgün ama üzgün olmak yetmiyor
- Tekrarlanan sorunlar ülkesinde yaşamak hiç kolay değil
- Yüce meclis sonunda böyle bir eylem de gördü; peki suçlu kim?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
