Ülkede rüşvet olduğunu herkes biliyor, şikayet ediyor ama onunla mücadele etmiyor
28/10/2022











Ali Baturay
Birkaç gündür birçok kişi “Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” sonuçlarını konuşuyor.
Raporla ilgili ankete katılan iş insanlarının yüzde 76’sının ülkemizde yolsuzluğu ‘çok ciddi bir sorun’ olarak tanımlaması, yine yüzde 64’ünün ise rüşvetin ‘çok yaygın’ olduğunu belirtmesi ilgi çekti ama ne ilginçtir kimse buna şaşırmadı…
İş insanlarının yüzde 41’inin son bir yıl içesinde bir devlet yetkilisine rüşvet verdiğini söylemesi, ithalat ve ihracat işlemlerinde rüşvet olduğunu, kamuya ait taşınmazların tahsisi ve kiralanmasında rüşvetin çok yaygın görüldüğünü, rüşvetin kamu ihalelerinde de bulunduğunu ve durumun gittikçe kötüleştiğini belirtmesi kimseye sürpriz olmadı.
Bu sonuçlara neden kimse şaşırmıyor, neden bu sonuçlar kimseye sürpriz olmuyor?
Neden durumun, bu ankette çıkanlardan bile daha kötü olduğunu söyleyenler var?
Aslında bunları herkes biliyor, yıllardır da bunlar konuşuluyor çünkü?
Bu ankete göre, seçimlerde iktidarın lehine olacak şekilde çok fazla menfaat gözetiliyor, yine seçimlerde fazlaca tehdit var…
Yine ankete katılan iş insanlarının yüzde 67’si bazı büyük şirketlerin vergi kaçırdığını belirtiyor. İlginç değil mi? İş insanları yine bazı iş insanlarından şikayetçi…
İş insanlarının yüzde 87’si yolsuzlukla mücadelede hükümetin yetersiz olduğuna inanıyor.
İş insanlarına göre, Başsavcılık, Sayıştay, polis, Başbakanlık Denetleme Kurulu, Maliye Teftiş Kurulu, yolsuzluğu önlemede başarısız.
Peki bu kurumlar yolsuzlukları önleyemiyorsa kim önleyecek?
Bu kurumların başarılı olmasının önündeki engel nedir?
Neden misyonlarını yerine getiremiyorlar? Cevabı var bu soruların değil mi? Üstelik herkes de bunları biliyor ha?
Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Kıbrıs ile iki akademisyen Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından hazırlanan ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü kriterlerine göre hazırlanan Kıbrıs’ın kuzeyindeki yolsuzluk algısının ele alındığı “Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” elbette güzel bir çalışmadır.
Bu konuların gündeme gelip kamuoyunda geniş biçime tartışılması da anlamlıdır, faydalıdır.
Ancak bunların hiçbirisinin kimseye sürpriz olmaması ve yine yapılan konuşmalarda, sohbetlerde birçok kişinin yolsuzlukların, özellikle de rüşvetin hiç bitmeyeceğini, hep böyle devam edeceğini söylemesi çok acıdır ve düşündürücüdür.
Ne kötü bir histir, duygudur ya da kabulleniştir bu böyle?
Ne demek “bu böyle gidecek?”, ne demek “bu sorun hiç bitmez?”
İş insanları hem bu yolsuzluklardan, her alanda rüşvetin dönmesinden, birçok iş için rüşvet vermeden sonuçlanmamasından şikayetçi ama bir şekilde buna boyun eğiyorlar sanki…
Oyunu kuralına göre oynamaları kaderleriymiş gibi bir durum ortaya çıkıyor.
İyi de neden böyle olsun? Neden hakkın olan şey için rüşvet veresin?
Neden devlet daire ve kurumlarında yasalarla belirlenmiş, yapılması gereken işler rüşvetsiz yapılamasın?
Mademki rüşvet almak kadar vermek de suçtur, neden bile bile bu kadar çok kişi suç işliyor?
Gerçekten rüşvetten şikayetçi mi bazı kesimler yoksa hazır rüşvete alışmış bu kesimlere başka işler de yaptırmak için onları kullanmanın avantajını kullanıyor, kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyorlar mı?
Gerçekten üzüntü verici bir durum. Çok sayıda insanın bu pisliği görüyor, biliyor ama içinde yaşamayı kabul ediyor olması, bu ülkede birçok yanlış işin neden düzelemediğinin de göstergesidir.
Başsavcılık, Sayıştay, polis, Başbakanlık Denetleme Kurulu, Maliye Teftiş Kurulu gibi kurumlar yolsuzluğu önleyemiyor, kendilerinden rüşvet talep edenler paşa paşa rüşvetini veriyor, çok sayıda insan da bunları bildiği halde isyan etmiyor, buna katlanıyor.
Hayır bu böyle olmaz, olmamalı… Oyunu kuralına göre oynamak ülkeyi hiçbir yere götürmez, durumun daha da kötü olmasına neden olur.
Yolsuzluğa tanık olanlar veya maruz kalanlar gerçekten bundan kurtulmak istiyorsa savaş vermeli, mücadele etmeli.
Oyunu kuralına göre oynamak yerine, buna isyan etmek, bu oyunu bozmak gerekir…
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





