''Ülkemizin bir bakımevi yasasına ve çağdaş bakımevlerine ihtiyacı var''
Prof. Dr. Hatice Jenkins, Haber Kıbrıs Web TV’de yayınlanan “Markaj” programına katılarak, Ali Baturay’ın sorularını yanıtladı.
07/02/2022
Yaşlı Hakları Derneği ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, çağdaş ülkelerin yaşlılarına baktığını, onlarla bazı ayrıcalıklar tanıdığını ancak KKTC’de devletin yaşlılarla ilgili bir politikası olmadığını vurguladı.
Türkiye’de de dar gelirli yaşlılara iki asgari ücret maaş verildiğini ve o maaşla bakımevlerinde yaşlılara bakıldığını belirten Jenkins, ülkemize de yaşlılarla ilgili bir politika oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Nüfus artışından dolayı ülkemizde yaşlı sayısının ikiye katladığını ancak Sosyal Hizmetler Dairesi’ne devlet bütçeden yeterli pay ayrılmadığını, sosyal devlet anlayışının gelişmediğini ifade eden Jenkins, devletin bakamadığı birçok yaşlının yaşamının son döneminde çok büyük sıkıntılar çektiğini söyledi.
Ülkemizde öncelikle bir bakımevi yasası yapılması, ardından da maddi gücü olan iş çevrelerinin çağdaş bakımevleri yapması, bu sektöre girmesi gerektiğini belirten Jenkins, “Yaşlıya bakmak maliyetlidir, bir yaşlının bakımı en az bir asgari ücrettir. Şu anda bakımevleri büyük kâr etmiyor, ayakta kalmaya çalışıyor. Bu nedenle az kişi çalıştırıyorlar. Az kişi çalıştırınca da iyi hizmet veremiyorlar. Mutlaka yasal bir düzenleme şart” dedi.
Prof. Dr. Hatice Jenkins, Haber Kıbrıs Web TV’de yayınlanan “Markaj” programına katılarak, Ali Baturay’ın sorularını yanıtladı.
“Defalarca uyarmıştık”
Sınırüstü’ndeki Halk Vakfı Yaşam Sitesi’ndeki sorunlarla ilgili geçmişte birçok yetkiliye hem şahsen hem de yazılı bilgi verdiklerini, yazılı başvurularıyla ilgili Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne de dağıtım yaptıklarını anlatan Jenkins, örneğin bakımevinin yağmurlardan etkileneceği, tavanının akıtacağı konusunda dahi uyarı yaptıklarını vurguladı.
Nitekim korktuklarının olduğunu ve yağmurlar başlamadan önce yaptıkları uyarılar dikkate alınmadığı için bakımevinin akıttığını belirten Jenkins, “Bakımevinde gece bakıcısı yoktu. Akşamları oradaki yaşlılara ilaçlar verilmiyordu. Orası mandıra değil, insanları yatırıp, sabaha kadar ilgilenmemek olmaz. Oradaki sorunlar bir gecede ortaya çıkmadı, aylarca sürdü” dedi.
Ülke yöneticilerinden umudunu kestiği için 14 Ocak’tan itibaren bakımevindeki sorunları ülke yetkilileriyle değil artık halkla paylaşmaya başladığını ifade eden Jenkins, bunun, kamuoyu oluşturma açısından etkili olduğunu söyledi. Jenkins, bakımevinde ciddi istismar ve suiistimal olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
“Başbakanın ifadeleri bize ümit verdi”
Başbakan Dr. Faiz Sucuoğlu’nun bakımevini ziyaret edip, yasal düzenlemelerin hazırlanacağı açıklamasına değinen Jenkins, “Başbakanın ifadeleri bize ümit verdi. İnşallah gerçekten söylediklerinin arkasında durur ve yasaların çıkmasını sağlar” dedi.
Sınırüstü’ndeki sorunlarla ilgili hem Çalışma Bakanlığı’na hem de Sağlık Bakanlığı’na bilgi verdiklerini belirten Jenkins, bakanlıkların birbirilerini suçladığını, kimse sorumluluk almak istemediğini kaydetti.
“Bakımevinde 4 aydır uyuz vardı”
Bakımevinin daha önce de uyuzla gündeme geldiğine dikkat çeken Jenkins, “Koronavirüs var diye hastaları izole ettiler, aileleri bakımevinde sokmadılar. İstismarı saklamak için salgını fırsat bildiler. Bakımevinde 4 aydır uyuz vardı, uyarıları yaptım ancak Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçiremedim. Önlem alınamadı. ‘Uyuz hastalığı’ deyip geçmemek lazım, ciddi bir rahatsızlıktır, ölüme bile neden olabiliyor. Bakımevinde giysilerin tümü aynı anda yıkanıyor, yıkandıktan sonra karışık, herkes birbirinin giysisini giyiyor, uyuz böylece yayıldı” ifadelerini kullandı.
“Bakımevlerini kapatsalar, yaşlıları götürecek yer yok”
2018 yılında bakımevlerini gezdiklerini ve belediyelerle görüştüklerini anlatan Jenkins, “Yasa gereği, belediyeler ancak mutfağı denetleyebilir. Belediyelerin kapatma yetkisi yok. Zaten bakımevlerini kapatsalar bile yaşlıları götürecek bir yer yok. Bakımevlerini yönetenler de gözden geçirilmeli” dedi.
“Ben 6 ay uyumadım, herkes bir gecede uyandı”
Karpaz ve İskele bölgesi için önemli olan Sınırüstü’ndeki bakımevinin korunması, denetlenmesi için yetkililere defalarca yazı yazdığını dile getiren Jenkins, “Oradaki sorunlardan dolayı ben 6 ay uyumadım, herkes bir gecede uyandı. Yetkililer sorumluluğu birbirine atmayı bıraksın. Sivil toplumun sesine kulak versin. Bize engel olmasınlar. Bakımevleriyle ilgili yasayı yapalım. Kimseyi suçlamak istemiyoruz. Yasayı geçirsinler” şeklinde konuştu.
“Bakımevinin aile işletmesine dönüştüğü niye görülmedi?”
Halk Vakfı Yaşam Sitesi’yle ilgili Vakıflar İdaresi’ne şikâyette bulunduğunu anlatan Jenkins, “Bize orasının özel bir vakıf olduğu ve müdahale edilemeyeceği söylendi” dedi.
Geçmişte bakımevinin yöneticisi Melek Doğan ile mütevelli heyetinin sorun yaşadığını ve davalaştığını belirten Jenkins, Melek Doğan’ın mahkemeyi kazandığını ama 2 yıl boyunca ciddi oranda paranın davalara harcandığını, bakımevinin zora düşürüldüğünü kaydetti.
Jenkins, şöyle konuştu: “Mütevelli heyeti, Melek Doğan’ın bakımevini torununa devretmesini istemiyordu. Orasının vakıf olduğu, aile işletmesi olmadığı söyleniyordu. Mahkeme kaybedilince mütevelli heyeti istifa etti. Vakıflar İdaresi, bakımevinin aile işletmesine döndüğünü niye görmedi? Tüm bunlardan yaşlılar, zarar gördü. Bakımevi zamanında tamir edilmedi ve şimdi yıkılma aşamasında…”
“Yaşlılara, orada yaşayan zihinsel engelliler bakıyordu”
Bakımevinde yaşlılar yanında zihinsel engelli kişilerin de olduğunu vurgulayan Jenkins, “Bedenen iyi durumda olmayan yaşlılara orada yaşayan, bedenen daha iyi durumda olan şizofren hastaları ve zihinsel engelliler bakıyordu. Daha sonra hayatını kaybeden bir yaşlı, bir ara ‘Melek Hanım’ın köpeği Kral kadar değerim yok’ demişti. Oradaki yaşlılara bu duyguyu yaşattılar” diye konuştu.
“Yaşlılar yanında çalışanlar da mağdur oldu”
Yaşlılar ve ailelerinin yanı sıra bakımevi çalışanlarının da mağdur olduğunu anlatan Jenkins, “Bakımevinin devlete sosyal sigortalara borcu var. Yaşlılar kadar orada çalışanlar da mağdur oldu, haklarını alamadı. Çalışanların pasaportları alındı ve kaçağa düşürüldüler. Bakımevinin alışveriş yaptığı piyasaya da ciddi borçları var. Bakımevinin aylık 120 bin TL geliri var ama iyi değerlendirilemedi. Melek Hanım’ın evleri var, evlerini satsın bakımevinin borçlarını ödesin” dedi.
“Bakımevleri büyük kâr etmiyor”
Devletin yaşlı bakımevleriyle ilgili bir girişim yapmadığını ve özel sektörün yaşlıların bakımını üstlendiğini ifade eden Jenkins, şöyle konuştu:
“Devletin yaşlılarla ilgili politikası yok ama olmalı. Nüfus artışından dolayı yaşlı sayısı ikiye katlandı. Sosyal hizmetlere bütçeden ne kadar pay veriliyor? Ayrılan pay yeterli değildir. İyi durumda olan bakımevleri de vardır ama bakımevi çalıştırmak gerçekten zahmetli ve masraflı bir iştir. Yaşlıya bakmak maliyetlidir, bir yaşlının bakımı en az bir asgari ücrettir. Bakımevleri büyük kâr etmiyor, ayakta kalmaya çalışıyor. Bu nedenle az kişi çalıştırıyorlar. Az kişi çalıştırınca da iyi hizmet veremiyorlar. Maliyetler artıyor ancak aileler daha fazla para ödemek istemiyor, bakımevleri sahipleriyle tartışıyorlar. Devletin yaşlılara katkı yapması gerekiyor…”
“8 bakımevinde, 250 yaşlıya bakılıyor”
KKTC’de çok az sayıda yaşlının bakımevinde bulunmasına rağmen onlara hak ettikleri şekilde bakılamadığını aktaran Jenkins, “KKTC’de 8 bakımevinde 250 kişiye bakılıyor. Bir yasa yapılması gerekiyor ama yasa yapılırsa, şu andaki bakımevlerinin çoğunun kapanması gerekir. Çünkü yasaya uygun olmayacaklar. O nedenle yapılacak çok iş var. Maddi gücü olan, büyük işletmelerin bakımevi işine girmesi, çağdaş bakımevleri yapması gerekmektedir. Bugün parası olduğu halde bakıcı bulamayan, gönül rahatlığıyla yaşlısını bırakabileceği bakımevi bulamayan çok sayıda insan var…” -
“Yatırım yapacakların önü açılmalı”
Yaşlı bakımının ülkeye gelir getirebileceğini dile getiren Jenkins, ülkemizde yaşayan İngiliz, Alman, Rus gibi yabancı toplumun da bakımevi ihtiyacı olduğunu kaydetti. Jenkins, “Yasa çıkarılmalı ve standartlar belirlenmeli. Standartlara uymayanlar kapatılmalı. Yatırım yapacakların önü açılmalı. Ülkede bulunan yabancı yaşlılar da bakımevlerinde kalabilir” dedi.
“Bir yaşlının bakımının karşılığı en az bir asgari ücrettir”
Yaşlı bakımının zahmetli ve maliyetli olduğuna ısrarla yineleyen Jenkins, “Bir yaşlının bakımının karşılığı en az bir asgari ücrettir. Türkiye’de geliri olmayan, dar gelirli yaşlılara devlet iki asgari ücret veriyor. O maaşla yaşılar bakımevlerinden hizmet alıyor. Ülkede emekliliğinden iyi maaşı olan, ailesi varlıklı olan yaşlılar var ancak geliri olmayan çok zor durumda yaşlılar da var. Devlet bu yaşlılara yardım eli uzatmalı ve bu maaşla bakımevlerinde bakım alabilmeli. Nu durum gözden geçirilmelidir” diye konuştu.
“Yaşlıların sesi duyulmuyor”
Yaşlıların dışarıya çıkamadığı ve sağlık sorunlarından dolayı eylem de yapamadığını, seslerini çıkamadığını anlatan Jenkins, “Hayvancılar, çiftçiler, traktörlerini meclise götürüyor eylem yapıyor, hakkını alabiliyor ancak yaşlılar eylem yapamıyor diye mağduriyetleri duyulmuyor. Onların sesi biz olacağız. İskele’de cüzi miktarda kiraladığımız bir ofisimiz var. Mete Boyacı da bize Lefkoşa’da ofis verdi. Artık daha çok görünür olacağız. AB’den destek aldık. Bakıcılara, ailelere ve bakımevlerine eğitim programları yapılacak” dedi.