KKTC, tam bir tuhaf işler memleketine dönüştü… “Tuhaf işler” diyoruz ama bu tuhaflıkların çoğunu yaratanlar ülke yöneticileridir. Vatandaşlar siyasileri kendisine hizmet etsin diye seçiyor ama siyasiler iktidara geldiğinde memleketin sahibi, vatandaşın patronu gibi davranıyor. Her gün karşımıza çok tuhaf işlerle çıkıyorlar…

     Bu ülkede Sağlık Bakanlığı kadrolarına mevsimlik işçi statüsünde sağlık çalışanı istihdam edildi, hem de 400 kişi… Ancak gelin görün ki bunların 135’i işe bile gitmiyormuş… Bu insanların bazılarının zaten ikinci işi varmış, bazılarıysa parti işi yapıyor, UBP Kurultayına hazırlık işlerinde görev alıyormuş… 135 kişi işe gitmezken, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde ara eleman sıkıntısı yaşanıyormuş… Tuhaf değil mi? Tuhaf hem de çok tuhaf…

      İşçileri Bakanlığı, vatandaşlık yapma konusunda hiç hız kesmiyormuş. O kadar kararlıymışlar ki vatandaşlıkları artırmaya, personel için ek mesai planları bile yapılıyormuş. Bu arada yaş haddinden emekli olmuş bir personel Muhaceret Dairesi’nde vatandaşlık işleriyle ilgileniyor, mesai yapıyormuş. Bu emekli kişi, daireden başkasının kimliğini, şifresini kullanarak vatandaşlık işleri yapıyormuş, hem de 1 Nisan’dan beridir… Tuhaf değil mi? Tuhaf hem de çok tuhaf…

    (KTAMS Başkanı Güven Bengihan, yaştan dolayı emekli olan birini çalıştırmanın da bu kişinin başkasının kimliğiyle işlem yapmasının da suç ve mahkemelik bir durum olduğunu söylüyor…)

    Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 79/5 maddesi, Mecliste erken seçim kararı alınması halinde kararın Meclis Başkanı tarafından 48 saat sonra Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla otomatik olarak seçim yasaklarının yürürlüğe girmesini gerektiriyor. Peki iktidardaki UBP, DP ve YDP, 6 Şubat için seçim önerisi getirirken, beraberinde ne istiyor? İstedikleri şu; Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın yukarıda sözünü ettiğim ilgili maddesi değiştirilsin ve seçim yasakları 6 Aralık’a çekilsin… Yani azınlık hükümeti 6 Aralık’a kadar vatandaşlık vermeye, partizanca istihdam yapmaya, arazi dağıtmaya ve diğer kamu kaynaklarını peşkeş çekmeye devam etsinler. Tam bir ahlaksız teklif… Tuhaf değil mi? Tuhaf hem de çok tuhaf ama şaşırtıcı değil.

     Dördüncü Kıbrıslı Türk, Türkiye’ye sokulmadı. Dördüncü kişinin Türkiye’ye giriş yasağı olduğu ortaya çıktı. Peki bu ülkenin yöneticileri ne yaptı? Ne yapacak, Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, bu yasakların ne olduğunu bile anlamaya çalışmadan, kendi vatandaşlarını suçlu saydılar. Kafadan “hak ettiler ki bu muameleyi gördüler” anlayışını benimsediler. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkede yaşayan herksin cumhurbaşkanı olduğunu unutmuş. Eleştiri yapan, hesap soran vatandaşları kendi vatandaşı saymıyor, çok talihsiz açıklamalar yapıyor. Tuhaf değil mi? Tuhaf hem de çok tuhaf ama şaşırtıcı değil…

     Hellimin eş zamanlı olarak Güney Kıbrıs ile birlikte satışının sağlanması konusunda bir süre önce varılan uzlaşmaya Güney Kıbrıs uymamış ve AB Komisyonu da bu konuyu görmezden geliyormuş. AB Komisyonu’nun görevlendirdiği aracı kurum, hellimin satışa hazırlanması konusunda Kuzey Kıbrıs ile hiçbir çalışma yapmazken Güney Kıbrıs’ta çalışmalar tamamlanma noktasına gelmiş. Yaaa, şaşırdınız mı? Ne bekliyordunuz ki? Bu hellim tesciline KKTC’deki isteksizliğin görülmediğini mi sanıyorsunuz? KKTC yetkilileri hiç inanmadı ki bu işe… Konu çarşamba günü Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a detaylı olarak aktarılacakmış ve Cumhurbaşkanının konuya hassasiyet gösterip gerekli girişimi yapması bekleniyormuş… Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, siz daha cumhurbaşkanına anlatacaksınız… Üstelik cumhurbaşkanı bu işlere mi bakarmış… Hayır, bakmaz… Kıbrıslı Türklerin aşılarının Kıbrıs Cumhuriyeti ile entegrasyonu konusuyla çok mu ilgilendi ki hellim tesciliyle ilgilenecek? Cumhurbaşkanının başka işleri var; Türkiye’de gezmek ve kendi vatandaşlarını kötülemek gibi… Hellim tescili meselesinde de bir şeyleri kaçırıyor olmak, tren kaçmak üzereyken fark etmek ve daha konuyu cumhurbaşkanına bile götürmemiş olmak tuhaf mı? Tuhaf ama şaşırtıcı değil…

    Biz bu kafalarla, bu anlayışla daha çok mağdur olur, çok ağlarız… Bu ülke yöneticileri, cumhurbaşkanından başbakanına bakanına kadar herkes iç tribünlere oynarken ne olmasını beklerdiniz yani?

    Tuhaf meseleleri size sıralamaya devam edebilirim ama gerek yok, yazıyı uzatmaktan ve sizi sıkmaktan başka işe yaramaz… Ancak görünen o ki işimiz çok zor…