Uluslararası alanda Kıbrıslı Türkleri ne dinleyen var, ne anlayan

YAYIN TARİHİ:
ads ads
02/06/2025


Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


KIBRISLI TÜRK HATİCE KAHYA’NIN AÇTIĞI DAVA RUM YÖNETİMİNİN EKMEĞİNE BAL SÜRDÜ. HATİCE KAHYA HAKLI BİR HUKUK MÜCADELESİ VERİYOR. 1970’TEN İTİBAREN KIBRIS’TA HİÇ YAŞAMAMIŞ; KUZEYDE HİÇ MAL ALMAMMIŞ, BAF’TAKİ MALI DA VASİLİK SİSTEMİNE DAHİL EDİLEMEZ. YA KUZEYE GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALANLAR?

Mülkiyet konusunda Kıbrıslı Rumların atmış olduğu adımlar, çaresizliğimizi ve yalnızlığımızı yüzümüze vurmaya devam ediyor. Sıfıra sıfır, elde var sadece Taşınmaz Mal Komisyonu… Komisyonu da parasızlığımız ve organizasyon sorunlarımız nedeniyle yeterince kullanamıyoruz

Üzerine bir de, Güney Kıbrıs’ta kalan Türk malları üzerinden bir hukuk mücadelesi verebileceğimiz hissi var ki; burada da Rum hükümetinin niyeti ortaya çıkıyor. Biz, Türk malları ile ilgili dava açabileceğimizi düşünüyoruz ve adım atmak istiyoruz…

Örneğin, Baf’a bağlı Timi (Dimi) köyünde bulunan evini geri isteyen bir Kıbrıslı Türk var. Dervişe Kahya… 1970 yılında adadan ayrılmış, kuzeyde mal- mülk edinmemiş, herhangi bir Rum malı üzerinden mülkiyet sistemine dahil olmamış…

Haliyle, Kuzeyde mal almayan bir Türk’ün malları üzerinde, “vasilik sisteminin” geçerli olmaması gerekiyor. Rum avukatın iddiası bu yönde. Dervişe Kahya da Timi köyündeki malı için davasını açmış, içindeki Rum kullanıcının “derhal” evini boşaltmasını istiyor

Biz, bunun beklediğimiz dava olduğunu düşünüyoruz ama, aynı görüşte değilim. Tam aksine, Kıbrıslı Rumların mülkiyet konusuna yaklaşımına paralel bir dava… “Kuzeyde Rum malı olmayan bir Türk evini istiyor…” Üstelik bunun için “Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinde dava açıyor…”

Biçilmiş kaftan… Tam da Türk tarafının değil, bana göre Rum yönetiminin aradığı dava bu. Nitekim, Rum içişleri bakanlığı da olaya bu yönde yaklaşıyor. “Hukuk içerisinde herkes hakkını aramakta özgür… Mahkemenin vereceği karara da herkes saygı gösterecek…”

Başka kuzeyde yatırımcı Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC vatandaşı, İsrailli Yahudi Simon Aykut’un tutuklanması da böyle açıklanmıyor mu? “Hukuk, karışamayız…” Güneydeki hukuk sisteminin güvenilirliğine vurgu yapmıyor mu sürekli Rum liderliği?

Kıbrıslı Türk Dervişe Kahya da bu hukuk sistemine güvenerek yola çıkıyor. Kıbrıslı Türkler mülkiyet konusunda her türlü de hukuki haklarını arayabilir. Ha sonuç ne olur? Esas ona da bakmak gerekiyor. Bu başvuru, Rum tarafının açtığı davaları da güçlendiriyor, haklı kılıyor. Mülkiyet hakkı, esastır…

Nitekim, Rum İçişleri Bakanlığı da konuyu değerlendirirken, “Bu o Türk vatandaşın hakkı” denildi. “Biz Türk mallarını korumak maksadıyla vasilik sistemi altına aldık…” dendi. Ve esas vurucu cümle de şu: Bu düzenlemeler geçicidir ve Türk istilasının ve devam eden işgalin yarattığı düzensiz durum sona erdiğinde son bulacaktır

Yukarıda da bahsettiğim gibi, Rum yönetimine göre bu davanın açılması son derece normal ve Rumların da endişelenmesine gerek yok. Bu Türk’ün hakkı ve dava açabilir. Ama mülkünün iadesi için işaret edilen zaman, “işgalin sona ermesi…” Uluslararası bir çözüm…

Bu nedenle ilk günden itibaren kullandığımız cümle şu: Kıbrıslı Rumlar siyaseten başaramadıklarını hukuk yoluyla kazanmaya çalışıyor… Üstelik o hukuk sistemi de sadece Kıbrıslı Rum hakim, savcı, avukat ve perde gerisinde siyasilerden oluşuyor…

Ve bizim yalnızlığımız bir kez daha ortaya çıkıyor. Uluslararası alanda Kıbrıslı Türkleri ne dinleyen var, ne anlayan, ne de anlamaya çalışan. Öyle bir noktaya geldik ki; bir arada mücadele etmekten başka da çare de yok… Burada görev cumhurbaşkanı yanında iktidar ve muhalefet liderlerine de düşüyor… Birlikte mücadele etmeyi başarmalıyız…

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.