Uluslararası kişilerin yol açtığı sorunlar artık tahammül sınırını aştı
09/09/2022











Ali Baturay
Ülkede birçok alanda ciddi sorunlar yaşıyoruz.
Bugün değil, yıllardır birçok sorunla boğuşuyoruz ama ders alıp tedbirler üreteceğimize bunlara yenileri ekleniyor.
Çözülmeyen sorunlar bizi daha bir bastırıyor, daha bir içinden çıkılmaz hale geliyor.
Hemen hiçbir alanda denetim yok, devlet otoritesi diye bir şey yok…
Sorunları çözmüyorlar, çözemiyorlar, halk bir şekilde sorunlarla yaşamaya alışıyor ya da alışmaya çalışıyor.
Ne yazık ki öyle, sorunlar çözülmüyor, halkın bunlara alışması bekleniyor.
Halk da kendince sorunlarla yaşamaya alışmaya çalışıyor ama bu o kadar kolay değil.
Sorunlarla yaşamaya çalışmak demek hayat kalitenden taviz vermek demektir, rahat yaşayamamak demektir, sürekli tedirgin olmak demektir, hayatından ve geleceğinden endişe etmek demektir.
Şu anda Kıbrıs Türk halkının durumu budur…
Tedirgin, korku içindeki, yüreği kalkıp oturan bir kuş, bir serçe gibidir halkımız.
Her an kendinden daha güçlü bir hayvana yem olmamak ya da avcıların hedefine girmemek için uğraş veren tedirgin bir kuş gibi...
Cennet gibi adada, cehennemi yaşayalım diye her şey var…
Her gün sorunları yazmaktan, konuşmaktan biz de bıktık, benzer sorunlar sürekli yinelendiği için tekrara da düşüyoruz…
“Ülkede yabancıların yarattığı sorunlar son bulsun, tedbir alın” dedikçe tam tersine sorun daha da büyüyor, insanları infiale düşüren olaylara yenileri ekleniyor.
Ülkedeki bazı uluslararası öğrencilerin ya da işçilerin yol açtığı sorunlar artık tahammül sınırını aştı.
Bu konuda uluslararası öğrenciler ve işçilerin yaşadığı ve ülke insanına yaşattığı sorunlar için acil tedbirler alınmalı, acil bir eylem planı ortaya konulmalıdır.
Şu anda ülkemizde her gün yaşanan kriminal olayların, mahkeme haberlerinin, medyada yer alması zaten ülkemizin dıştan görüntüsüne ve dolayısıyla üniversitelere büyük zarar veriyor. “Üniversite adası” imajı zedeleniyor.
Bugün bazı eğitim kurumları, bu uluslararası kişilerin kendilerine kayıt yaptırıp ortadan kaybolmasına ses çıkarmıyor, buradan gelen gelire tenezzül ediyor olabilir ama uzun vadede bundan zarar görecek olan kendileridir.
Bu ülkeye giren, öğrenci kaydı yaptıran ama ortadan kaybolan kişileri tespit edemeyecek kadar aciz midir bazı üniversiteler, YÖDAK, Eğitim Bakanlığı ya da kısaca bu devlet?
Kaçak işçiyi, kaçak üniversite öğrencisini tespit edemeyecek miyiz?
Ülkeye kimin girdiğini, kimin çıktığını, kimin kaçak yaşadığını tespit edecek bir mekanizma kuramayacak mıyız?
Sürekli bilgisayar yazılımlarından, bunların pahalı oluşundan söz ediyor bakanlar, ülke yöneticileri.
Yahu her yere gereksiz harcamalar yapıyorsunuz, ülkenin faydasına olacak işler için neden para harcamaktan imtina ediyorsunuz?
Hem bir üniversiteye veya üniversite dışı başka kurumların eğitim programlarına yazılan kişilerin oraya devam edip etmediğini belirlemek için çok büyük teknoloji mi ister?
Bir kişi kayıt yaptırmışa ama bir daha o eğitim kurumuna gitmemişse, bunu görmek, tespit etmek, YÖDAK’a, Eğitim Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na veya polise bildirmek bu kadar zor mudur?
İnşaatlarda ve diğer birçok işyerinde birçok uluslararası kişi çalışıyor, buralara gidip baskın yapmak, bu kişilerin gerçekten işçi mi yoksa öğrenci diye gelip burada sömürülen kişiler mi olduğunu tespit edip gereğini yapmak dünyanın en zor işi midir?
Uluslararası kişileri bu ülkeye kim getiriyor, buralara kim bırakıyor, kim sorumluluğunu alıyor, kimler bu sorumluluğu istismar ediyor, kimler öğrenci diye gelenleri kaçak çalıştırıyor bulamaz mısınız? Bulduğunuzda da cezalandıramaz mısınız?
Bu ülkeye öğrenci diye gelip büyük paralarla acayip işler yapanları inceleyemez misiniz, bu paraları nereden bulduklarını, bu paralarla neler yaptıklarını veya yapacaklarını sorgulayamaz mısınız?
Kaçak yaşayan insanlar, ev kiralıyor, iş kuruyor, araç kiralıyor, nasıl olur bu iş? Kaçak insanlar nasıl oluyor da bu kadar rahat yaşıyor bu ülkede? Kaçak yabancı, nasıl oluyor da alkollü bir şekilde kiraladığı araçla sokaklarda dehşet saçıyor?
Bakın geçen gece taksiciye para ödemek istemeyen üç yabancı olay çıkarıyor, ülkede kaçak yaşayan bir başka yabancı o taksiciye çarpıp, 19 yaşındaki bu gencecik kişinin ağır yaralanmasına neden oluyor ve kaçıyor… Bu genç taksici ağır yaralı, ölüm kalım savaşı veriyor.
Benzer birçok olay var… Uluslararası kişilerden birisinin bir süre önce 70 küsur yaşındaki bir kadına tecavüz etmeye kalkışması, bir başkasının bir iş insanının evine güpegündüz herkes evdeyken girip huzursuzluk yaratması, bir başkasının yüksek katlardan düşüp ölmesi, kimilerinin sıkça trafikte dehşet saçması gibi… Devlet otoritesinin olmaması, gayrı yasal işler yapmak isteyenleri cesaretlendiriyor.
Nerede duracak bu iş? Nasıl son verilecek bu huzursuzluklara?
Hep söylüyorum, uluslararası insanların yaşadığı ve yaşattığı sorunlar ülkede ırkçılığa da neden oluyor, tüm uluslararası kişilere karşı bakış açısı değişiyor, genelleme yapılıyor, hiç hak etmediği halde bazı uluslararası kişilere kötü davranılıyor.
Irkçılığa uğrayan kişiler ülkemizden soğuyor, ülkelerine gittiğinde kötü propaganda yapıyor, bir taraftan suç işleyenler ve sömürülmek için ülkeye getirip mağdur edilenler soruna dönüşürken, diğer taraftan tertemiz insanlar da ülkemize gelmemeye başlıyor.
Ülkemizde uluslararası kişilerle ilgili medyaya yansıyan haberler, üniversite ve turizm rekabetinde, rakiplerimiz tarafından kullanılıyor.
Bütün bu olumsuzlukları ve halkın huzursuzluğunu göremiyor mu bu ülkeyi yönetenler? Bunun zamana yayılacak, kaplumbağa hızıyla çözülecek bir sorun olmadığını, ivedilik istediğini, hemen şimdi acilen bir şeyler yapılmasının, tedbirler alınmasının şart olduğunu, bundan nemalanan herkese caydırıcı yasal yaptırım uygulanmasının şart olduğunu göremiyorlar mı?
Bu durumun kötüye gittiğini, çift taraflı masum insanların haksız saldırılara uğrama ihtimali bulunduğunu, bir patlamaya ramak kaldığını hissetmiyorlar mı?
Artık görsünler ve herkesin de göreceği, hissedeceği tedbirleri alsınlar, bir devlet otoritesi olduğunu göstersinler, çünkü bu iş hiç de iyi bir yere doğru gitmiyor.
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





