Kuzey Kıbrıs üniversitelerinde eğitim alan gençler ve aileleri endişeli.

    “Mezun olduktan sonra ileride çocuklarımız sorun yaşar mı? Diplomalarıyla ilgili bir sıkıntı çıkar mı?” diye soruyorlar.

    Kuzey Kıbrıs üniversitelerinden Türkiye üniversitelerine yatay geçiş yapanlar daha da endişeli, “Diplomamız iptal edilir mi?” diye…

     Aileler üniversiteleri arayıp soruyor… Hatta gazeteleri de arayanlar var, bize de ulaşan aileler oldu, “Evlatlarımızın mezuniyetiyle ilgili bir şey olur mu, bu konuda haber yapın” diye…

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yaptığı yatay geçişin geçersiz sayılması ve diplomasının iptal edilmesi, gözlerin yine Kuzey Kıbrıs üniversitelerine çevrilmesine neden oldu. Bu arada aynı dönemden başka kişilerin de yatay geçişleri geçersiz sayıldı.

    35 sene önce yapılan bir yatay geçişlerin bugün ülkemiz üniversitelerini olumsuz etkileyeceği kimin aklına gelirdi ki?

    Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’ndeki sahte diploma olayları yetmezmiş gibi şimdi de bu olay çıktı…

    Zaten bölgede Kuzey Kıbrıs üniversitelerinin çok sayıda rakibi var ve şimdi arka arkaya iki farklı olayda “diplomalar” tartışılıyor.

   Tabii ki bunlar ülkemiz üniversiteleri aleyhine kullanılabilecek, antipropagandaya neden olabilecek gelişmeler.

    Çocukları üniversitelerimizde eğitim alan aileler, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor, “Bizim başımıza da benzer durumlar gelir mi?” diye sorup duruyor.

    Peki böyle bir durumda ne yapılmalı?

    Tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK’ın açıklamalar yapıp, endişe edecek bir durum olmadığını duyurmaları, üniversitelerimizde eğitim alan gençleri ve ailelerini rahatlatmaları gerekir.

    Hem de bunu çok yüksek bir sesle söylemeleri, açıklamalar, duyurularla yapmalıdırlar.

     Bir kez de değil, defalarca duyurular yapıp, endişeleri gidermelidirler.

     Onlar susunca, konuşmayınca “gerçekten de mağdur olur muyuz?” diye endişe ediyor insanlar.

      Şimdi çıkıp; “35 yıl önceki mevzuat, bugünkü mevzuatla karşılaştırılıp da bugünkü mevzuata uymuyor diye İmamoğlu’nun diploması iptal edildi” diyemeyeceğinizi, bundan korktuğunuzu biliyorum.

      “Bunu söyleyin” demiyorum zaten. Söylemeniz gereken şey; bugün üniversitelerimizde eğitim gören öğrencilerin endişe edeceği bir durum olmadığını söylemektir.

     Hangi dönemin diplomalarının iptal edildiğini, hangi dönemden itibaren edişe edecek bir durum bulunmadığını, bugün üniversitelerimizde eğitim alan ve önümüzdeki yıllarda eğitim alacak olanların korkmasına gerek olmadığını çıkıp anlatın…

     “Hem eğitimine devam eden hem eğitimini burada tamamlayan hem de yatay geçiş yapan/ yapmak isteyen öğrencilerin korkmasına gerek yok. Hiçbir sorun yaşamayacaklar” deyin…

     Bunları söylemek/ açıklamak bu kadar mı zor?  

     Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK Başkanlığının acilen bu açıklamaları yapması gerekiyor.

    Eğer yükseköğretimle ilgili en yetkili kurumlar, “yükseköğretimde neler olduğu ya da neler olacağı” konusunda tereddütlüymüş gibi bir görüntü verirse, halimiz duman demektir.

   Hükümetin yabancılara mal satımıyla ilgili yaptığı yasa ve Güney Kıbrıs’taki tutuklamalardan sonra inşaat sektörü çok zor günler yaşıyor… Şimdi üniversiteler de krize girerse, ülke adına tam bir felaket olur.

    O nedenle Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK, endişeleri giderecek açıklamaları mutlaka yapmalıdır. Ölü taklidi yapmanın kimseye faydası yoktur.