Üretim “milyon litre” artarken… Hızla dibe batıyoruz… Üretici de… Tüketici de…
06/09/2018
Hüseyin Ekmekci
KKTC’de yıllık üretilen süt, 1990 yılında 18 milyon 402 bin 882 litre iken, bu rakam 2017 yılında 157 milyon 943 bin 56 litreye ulaştı.
Hayvancıların, “bittik üretemiyoruz” söylenenlere rağmen, hem küçük başta hem de büyük başta her yıl litre başına üretim “milyon milyon” artıyor.
2016 yılında büyükbaşta 148 milyon 285 bin 539 litre süt üretilirken, bu rakam bir yılda 152 milyon 578 bin 618’e çıktı. Bir yılda büyükbaş hayvanda süt üretimindeki büyüme 4 milyon litrenin üzerinde.
Küçük baş hayvancılar ise 2016 yılında 4 milyon 742 bin 643 litre süt üretirken, bu rakam 2017’de 5 milyon 364 bin 438’e ulaştı.
Üretim rakamları, hayvancının “yok olmadığını” gösteriyor ama, girdi fiyatlarındaki fahiş artışlar da üreticinin belini büküyor.
Yem kalitesinin düşük olduğu KKTC’de, bunu artırmak için gerekli sulu tarımı yapacak olanak çok az. Döviz, bir yılda yüzde 100 civarında artarken, yeme gelen son fahiş zamlar da üretimi daha da zor hale getirdi.
Tüketici açısından da zor günler başladı. Hayvancı ne kadar üretirse üretsin, devlet ne kadar bu alana teşvik verirse versin, tüketicinin gücü “almaya” yetmiyor.
Dört adet hellim bir kilo. Bunun için 40 TL vermeniz gerekiyor. Kim neden alsın? Neden tüketsin?
Türkiye’de çiğ süt, KKTC’deki çiğ sütten daha ucuz.
Bu nedenle Türkiye’de, “hellim” adıyla değil, “ızgara peynir” ismi ile üretilen hellimin artık KKTC’den alınmasına gerek yok.
Türkiye’de kurulan fabrikalarda üretilen “ızgara peynir” KKTC’den giden mallardan daha ucuz. Artık Türkiye pazarı “kendi hellimini kendisi üretiyor…” çünkü süt ucuz.
Hayvancıya da sesleniyorum…
İmalatçıya da…
Üretiyoruz…
Satıyoruz…
Şimdi öyle bir noktaya geldik ki… Üretmenin de anlamı kalmayacak. Çünkü ne iç piyasada ne de dış piyasada “alıcı” kalmayacak.
Milyon litre süt üretmenin de bir anlamı kalmayacak.
Teşvik vermenin de…
İmal edip, yurt dışında Pazar aramanın da…
Aynı gemidesiniz…
Hayvcancı üretecek… İmalatçı geliştirecek; Pazar bulup satacak… Bu döngü devam edecek.
Şimdi bu çark kırılıyor.
Tehlike, “hayvancının aldığı teşviklerin artık üretim yapmasına yetmemesinden” daha büyüktür.
Bir gazeteci…
Eski bir hayvancı çocuğu, eski bir çoban olarak bu uyarıyı yapmam gerekiyor.
Hayvancı kesime liderlik edenlerin oturup düşünmesi gereken esas konu budur…
Çiğ süt de pahalı olsun… Buna mukabil yem de pahalı olabilir. Teşvikler de artırılsın…
E?
Kim alacak? Kim…
Soru budur.
İç tüketimde de… İthalatta da sorunlar başlayacak.
Türkiye’de çiğ süt daha ucuz hale gelirse…
Şu cümleye de hepimiz alışalım: İzin verin yurt dışından süt getirelim…
Ölelim daha iyi.
Tekrar ediyorum…
Evet, kriz büyük.
Evet, alım gücü düştü.
Üretim zorlaştı.
Ama aynı oranda tüketim de zorlaştı…
İthalat da zorlaştı.
Tamam; birileri günü kurtarmak için formül arasın, eylem yapsın, kırsın- döksün…
Ama, hayvancı dostlarımıza önderlik edenler de, “geleceği de kurtarmak adına” daha büyük adımlar atsın, atılmasını teşvik etsin…
Durum, tahmin edilenden de kötüdür…
- Kamu kaynakları har vurulup harman savruluyor…
- Liyakati öldürenler sadakati ödüllendiriyor...
- Sayıştay Hesap Sormak İçin Ne Bekleniyor?
- Silkeledikçe Düşüyor…
- Enflasyon ocak ayında yapılan artışları yuttu
- Pahalılığın sebebi ülkeyi yönetenlerin bizzat kendisidir
- Birilerinin de Artık Sosyal Adaleti, Eşitliği Sağlaması Gerekiyor
- Niyeti kötü olanların, eninde sonunda akıbeti de kötü oluyor…
- Yalanla dolanla devletin parasını çatır çatır yediler
- Benim ülkem maddi manevi sömürülüyor
- TÜM YAZILARI için tıklayınız