Utanma duygusu tarih oldu, istifa unutuldu…
27/12/2024











Hüseyin Ekmekci
ÜLKEDE KİMSENİN KİMSEYE GÜLECEK HALİ KALMADI… BU BATAKLIĞIN SAHİBİ BİZİZ VE KARAR VERME YETENEĞİNİ KAYBEDEN DE BİZ…
ELEŞTİRİ ÖNEMİNİ YİTİRDİ… LİYAKAT RAFA KALKTI… UTANMA DUYGUSU TARİH OLDU, İSTİFA UNUTULDU… İŞ TAKİBİ VE KAMU GÜCÜ İLE ZENGİN OLMA DÖNEMİ ÖNE ÇIKTI; ADALET İSE UYKUDA, UMARIM UYKUDA…
Eleştiri, bir toplumun gelişimi için vazgeçilmez bir araçtır. Ancak ne yazık ki, bugün ülkede eleştirinin önemi yitirilmiş durumda. Özellikle iktidar siyaseti yapanlar, belgeler, itiraflar ve polise verilen ifadelerle gözler önüne serilen skandallardan hiçbir şekilde etkilenmiyor.
Oysa geçmişte siyasetin temelinde utanma, geri adım atma ve doğruyu bulma çabası vardı. Bugün ise kimse tınmıyor. İstifa kavramı siyasetin gündeminden kalktığı gibi, siyasetçi kafasına koyduğunu parti politikasına bile bakmadan uygulama derdinde
Adamcılık ve adam kayırma, siyasetin öncelikli gündemi haline geldi. Liyakat, kamu yönetiminden adeta kazındı. Artık siyasetçinin kafasında yalnızca bir sonraki seçimi kazanmak var. Peki, bunun bedelini kim ödüyor? Elbette halk. Kötü bir yönetim anlayışı ile adeta meçhule sürükleniyoruz
Her ihalede bir çapanoğlu var. Adrese teslim dosyalar, akıllarda ve kafalarda şekillenen ihale oyunları… Önce firmalar belirleniyor, sonra ihaleler şekilleniyor. Bu yozlaşma, ülkenin her anlamda döküldüğünü gözler önüne seriyor. Bu tabloya daha ne kadar sessiz kalacağız?
Uzun bir dönemdir siyasette belirsizlik hakimdi. E kurultaydan da yüzde 65 ile istikrar çıkmadı mı? Hem UBP kurultayını tamamladı, hem de bütçe meclisten geçti. Siyasetçiler kendi hesaplarını kapattı ama ülkenin açık dosyaları hâlâ masada. Şimdi gerçek sorunlara odaklanma zamanı.
Hizmet bekleyen onlarca alan var: sağlık, eğitim, altyapı… Halkın ihtiyaçlarını karşılamak yerine kişisel çıkarların peşinden koşan bir anlayışla ülkeyi ileri taşıyamayız. Taşıyamadığımız da ortada. Bir bir tüm değerlerimiz yerle bir olurken, adım adım kendi özümüze de yabancılaşıyoruz
Artık silkelenmek, bu çürümüşlüğü görmek ve çözüm üretmek zorundayız. Çürüdük. Değer yargılarınız eridi. Elimizde ne varsa, siyasetin çıkmaz sokağında tarumar olmaya devam ediyor.
Yakın geçmişimize bir bakalım… Özelleştirme kapsamında Ercan hiç rayına oturmadı… Kıb- Tek’teki soygun ve vurgun hiç bitmedi. Akaryakıt vurgunu 13 milyon Euro civarında tek bir hesap sorulmadı. Kamuda soyulmadık kasa kalmadı… kamunun tüm birimleri sus- pus seyrediyor
Diploma skandalına bir bakın. Milletvekili. Polis, öğretmen, doktor, bakan, müsteşar, müdür, amir, memur.. YÖDAK başkanı, üyesi, genel sekreteri… Bildiğiniz çorap söküğü gibi. Kamuda etkin ol ak isteyenler bir üniversiteyi kullanarak etmediğini bırakmadı
Kamunun tüm imkanları insan kaçakçılığı için kullanıldı. Çalışma bakanlığı prosedürü alet edildi. Bakanlık odalarında, makam odalarında insan pazarlandı da kimse tınmadı. İnsan pazarı oluşturuldu, medya ayağı dizayn edildi, büyük paralar paylaşıldı… sonuç?
Güngör Çöplüğü senelerce birilerine rant kapısı yapıldı. Ülkede entegre bir çöp depolama, ayrıştırma ve geri dönüşüm sistemi mümkünken, 3- 5 çakal ve koruyucuları 2-3 siyasetçiye servet kazandırmaktan başka işe yaramadı. Bu ülke insanına reva mı? Hepsini yaşadık bunların…
Örnekleri artırabilirim. Ama düzelmeyecek. Yönetme yetkisini ele alan siyasetçi hesap vermekten korkmadığı sürece hiç biri düzelmeyecek. Siyasetten elini çektiği zaman maaşıyla hayal edemediklerine sahip olanlardan hesap sorulmadıkça, düzelmeyecek…
Bu nedenle, “eleştiri” kültürü değer yitirilmemeli. Devamında, istifa kavramı da, utanç kavramı da değerini yitirmemeli. Utanan insanlar varsa, her şey düzelir. Bu da yetmedi mi? Yargı bunun içindir. Bu ülkenin sadece maddiyatını değil, maneviyatını da çalanlar için hesap günü olmalı…
- Hükümet Çaresizlik İçinde Günü Kurtarmaya Çalışıyor
- Liyakatı öldürenler, en büyük kötülüğü kendi vatandşına yaptı
- Bu ülkenin insanı, nesiller boyu bedel ödedi
- Silkinip kendimize gelme zamanı...
- Siyasetin gündemi iktidar kavgaları…
- Kıbrıs’ta çözüm, uzlaşı bir lüks değil, zorunluluk
- Liyakat öldü, torpil düzeni geldi
- Kurumlar, odacıdan müdüre kadar herkesin kişisel çıkar çatışmasıyla dolup taştı
- YDP hükümette daha çok güç ve makam istiyor
- Mecliste olması gereken iktidar vekilleri birbirinden habersiz
- TÜM YAZILARI için tıklayınız




