Vatandaş ne dertte siyaset ne dertte?
24/02/2022







Ali Baturay
Ülkemizde birçok kişi, düşük fiyatla ‘bayat ekmek’ alabilmek için marketlerde satılmayan ve fırınlara iade edilen ekmeklerin gelmesini bekliyormuş…
Fırıncılar Birliği başkanı Ömer Çıralı, dün Diyalog TV’ye konuşarak, “Fakirleşen vatandaş düşük fiyatla bayat ekmek arıyor” dedi ve bu haber bugün Diyalog gazetesinde “İki ciddi uyarı” başlığıyla manşet oldu.
Ne kadar üzüntü verici bir durum değil mi? Eskiden bu tür haberleri, televizyonda izler, Türkiye gazetelerinde okur veya dizi filmlerde görürdük değil mi? İşte ülkemizde de insanlar ekmek alamayacak duruma geldi.
Evet, bazıları kabul etmese de ülkemizde ekmek alamayacak duruma gelen insanlar var.
Ömer Çıralı, “200 gramlık ekmek fiyatı 4.5 TL oldu. Fakirleşen vatandaşlar bu parayı ödeyemez duruma geldi ve düşük fiyatla bayat ekmek arıyor. Bazı vatandaşlar fırına geliyor ve marketlerden iade gelecek ekmeklerden düşük fiyatla satış yapıp, yapmadığımızı soruyor. 40 yıllık meslek hayatında ilk kez böylesi bir durumla karşılaştım” diyor.
Biz bazen böyle şeyler olduğunu, halkın gittikçe fakirleştiğini, alım gücünün düştüğünü yazdığımızda bazıları inanmak istemiyor ama bakın 40 yıllık fırıncı söylüyor bunu… Bunları artık dikkate almak lazım…
Türkiye’de yaygın olan, ülkemizde pek bilinmeyen bir uygulama var, adına “askıda ürün” derler.
Nedir askıda ürün? Askıda ürün; dar gelirli insanlar için sebze, meyve, kıyafet gibi ürün ve eşyaların ücretsiz sunulmasını sağlayan bir sosyal girişimdir. Askıdaki ürünler kimi zaman iyi kalitede olmaz, kimi zaman kullanılmış eşya olur ama dar gelirli kişiler, aileler için önemli bir katkıdır.
Ülkemizde birçok insan, dizi filmlerden, haber programlarından ya da gazete haberlerinden duyduğu “askıda ürüne” artık muhtaç oldu…
Ülkeyi yönetenler toplumun tüm kesimlerini göremiyor, tüm kesimlerine ulaşamıyor, fakirliğin, yokluğun hüküm sürdüğü insanları fark edemiyor, yok sayıyor. Ülkede bazı kısır tartışmalar sürüp gidiyor, dar gelirli halkın neler çektiği bilinmiyor, görülmüyor.
Dar gelirliler için en ucuz ürün olan somun ekmeği satın almak bile zorlaşırken, Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle önümüzdeki günlerde ekmeğin fiyatının da zamlanması gündemde.
Zaten iki yıllık pandemi döneminde ekmeğe yüzde 80 zam geldi.
Fırıncılar, Akdeniz ve Avrupa ülkelerinin buğdayı Rusya’dan aldığını, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın uzun sürmesi halinde KKTC’de ciddi sıkıntıların yaşanacağını, ekmeğin 6 TL’ye kadar çıkabileceğini, çünkü Kıbrıs’a ekmeklik buğdayın yüzde yüzünün Rusya’dan geldiğini belirtiyor.
Rusya- Ukrayna savaşı yalnızca buğday ve un ithalatını etkilemeyecek, savaşla birlikte döviz yükselmeye başladı, akaryakıt fiyatları artıyor, turizm etkileniyor… Tanınmamış bir devlet olsak da dünyanın bir parçasıyız ve dünyadaki gelişmelerden etkileniyoruz.
Ülkeyi yönetenler, iki yıllık Covid-19 salgını sürecinde “ne yapalım tüm dünya bu sıkıntıları yaşıyor” diyor, döviz krizinde “yapacak bir şeyimiz yok, TL’nin kontrolü bizde değil” diye savunma yapıyor, muhtemelen Rusya- Ukrayna savaşıyla ilgili de “Savaştan tüm Avrupa, birçok ülke olumsuz etkileniyor, ne yapalım?” diyecektir.
“Bir devlet yerel sorunlarla ilgili tedbir alır ama küresel sorunlar yaşandığında ülkesinde tedbir alamaz” diye bir kural mı vardır? Küresel sorunlar karşısında elimiz kolumuz bağlı, bekleyecek miyiz?
Gerçi benim dediğim de nedir ki? Yerel sorunları ne kadar çözdüler, ne kadar tedbir aldılar da dev küresel sorunlar karşısında çare bulacaklar ki?
Halbuki irade olsa, radikal kararlar alabilecek, faydalı projeler üretebilecek akılla hareket edilebilse sorunlar daha hafif atlatılacak ama yapılamıyor.
Hep bir şeyler söyleniyor, sözler veriliyor, “yapacağız- edeceğiz” deniliyor ama sonuç yok…
Ülkemizde insanlar, fırınlara gidip düşük fiyatlı bayat ekmek soruyor ama biz ülkede ne tartışıyoruz?
Kim bakan olacak, kim meclis başkanı olacak, kim müsteşar- müdür olacak?
Yapılan tartışmalara bakar mısınız? Yok o kişinin üzerini Türkiyeli yetkililer çizmiş, yok o kişi veto yemiş, yok başbakan üzeri çizileni yine de bakan yapmış da kriz yaşanmış…
Bunlar mı sorunumuz? Bunları mı tartışmalıyız, bunları mı konuşmalıyız ülkede bu kadar sorun varken?
Evine ekmek götüremeyen, karnı aç, ucuz bayat ekmek arayan kişiyi ilgilendirir mi kimin bakan, kimin meclis başkanı ya da müsteşar olacağı, kimin üzerinin çizildiği, kimin veto edildiği?
Ne can sıkıcısı işler bunlar böyle, vatandaş ne dertte siyaset ne dertte?
- Büyük yangınla ilgili Meclis araştırma komitesi kuruldu da ne olacak, bir işe yarayacak mı ki?
- Taşeron işçilerinin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmeli…
- Çocukken Cüneyt Arkıncılık oyunu oynar, gömeç bitkilerine yumruk, tekme atar, tahta kılıçla çakırdikenlerini haklardık
- Gerçekleşmeyen vaatlere, yalanlara, palavralara halk fazla tahammül gösteriyor
- Aslında yangın tecrübemiz var, sorunumuz ders çıkarmamaktır, tedbirsizliktir, sorumsuzluktur
- Yangınla ilgili bir kriz merkezi var mı gerçekten?
- Doğa harikası, yerini ölüm karasına bıraktı
- Yangın nedeniyle herkes üzgün ama üzgün olmak yetmiyor
- Tekrarlanan sorunlar ülkesinde yaşamak hiç kolay değil
- Yüce meclis sonunda böyle bir eylem de gördü; peki suçlu kim?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
