Ya siyasi irade ya da Afrin modeli

ads ads ads ads
14/09/2018

ads

Birikim Özgür Birikim Özgür


Kıbrıs sorunu uzun yıllardır devam ediyor.

1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu.

Enosis ve Taksim yasaklandı.

Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar bu dengeyi muhafaza ederek sulh içinde yaşayacaklardı.

Bir taraf dengeyi bozmaya kalkınca 30 Aralık 1963’te yeşil hat çizildi.

Hadiseler büyüdükçe büyüdü.

1974’te Enosis ve Taksimi yasaklayan anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak Türkiye adaya müdahale etti.

70’li yılların sonlarında adadaki dengeyi sürdürülebilir kılmanın zemini yeniden tanımlandı:

Federasyon…

Ancak uzun yıllardır sürdürülen müzakerelere rağmen yeşil hat bir türlü kaldırılamadı.

Bölünmüşlük koşulları devam ederken KKTC kuruldu.

Türk tarafı stratejik anlamda açıklanması zor bir karara imza attı.

BM Güvenlik Konseyi KKTC’nin tanınması ihtimalini ortadan kaldıracak kararlar aldı.

Garanti ve İttifak anlaşmaları ile doğrudan çelişen bir durum söz konusu olmadığı halde bu kararlar alındı.

KKTC’nin kuruluş kararında barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmanın mümkün hatta zorunlu olduğu görüşüne yer verildi.

KKTC’nin kuruluşunun federasyonu engellemeyeceği bilakis kolaylaştıracağı üzerinde duruldu.

Bağımsızlık Bildirisinde başka hiçbir devletle birleşmeyeceğinin altı çizildi.

Burada işaret edilen Türkiye ile birleşmeydi.

Çünkü aynı paragrafta BM ilkelerine bağlılığa vurgu yapılıyordu.

En son Akıncı-Anastasiadis müzakerelerinde Kıbrıslı Rumlar Enosis ve Taksimi yasaklayan anlaşmaların revize edilmesi hususundaki sözlü açılımlara rağmen yazılı taahhüt istedi ve alamayınca da masadan kalktı.

Şu sonuca varıyoruz:

Kıbrıs’ta hiçbir taraf istese de barışı engelleyemez.

Ve fakat uluslararası anlaşmalarla sağlanan dengeleri bozabilecek güce de sahip değildir.

Sürdürülebilir barış ve bir arada yaşama koşullarının yeniden tesisi mutlak hedeftir, değişmez, değiştirilemez, değişmeyecek.

Ama bu hedefe belirsiz bir tarihte ulaşılabileceği de aşikârdır.

Kıbrıslı Türkler bunun müsebbibi değil ama mağduru pozisyonunda yaşayacak belirsiz bir süre daha.

Saçmalamadan bu gerçekle başa çıkmak mecburiyeti ile karşı karşıyayız.

Çözülmeden yani Kıbrıs’ın eşit sahibi toplum statüsünü yitirmeden o güne erişebilmemiz gerekiyor.

Ciddi çaba sarf etmemizi gerektiren koşullarla karşı karşıyayız.

Velespitin pedallarını çevirmeliyiz.

Bugünlerde ciddi bir fakirleşme sorunu ile karşı karşıyayız.

Kamu rejimimiz de büyük risk altında.

Sistemimizin çökmesi halinde Kıbrıs sorununun daha kolay çözülebileceği düşüncesi büyük bir yanılgıdan ibarettir.

Kıbrıslı Rumlar psikolojik olarak eşit ortaklıktan daha da uzaklaşır.

İleride bulunacak anlaşmanın ise çerçevesi değişmemekle birlikte müzakere süreci çetrefilleşeceğinden hedefe ulaşmak daha da zor bir hal alır.

Krizle başa çıkabilme becerisi sergileyemezsek Afrin modeli devreye girer.

500 bin kişinin yaşadığı Afrin’de koordinasyonu Hatay Valiliğine bağlı Vali Yardımcısı sağlıyor.

35 kişilik de bir Kent Meclisi var.

Çıkış formülü ne peki?

Siyasi irade gerektiren iki kritik husus var:

Birincisi kamu gelir-gider dengesini muhafaza edebilmek için yapılması gerekenlerdir.

Bu enflasyonist ortamda bütçenin giderler kaleminin kontrol altında tutulabilmesi gerekir.

İkincisi de dış yardımların devamlılığını sağlamak üzere 1 Ocak 2019 öncesinde Türkiye ile KKTC arasında yeni bir protokolün imzalanması zorunluluğudur.

Bunun için de çok hızlı bir şekilde önümüzdeki üç yılda sistemimizi iyileştirmek için öngördüğümüz düzenlemeleri somutlaştırıp üç yıllık dönem için talep edeceğimiz hibe ve kredi miktarlarını netleştirmemiz gerekir.

2015 yılının ikinci yarısında yapılan vahim hataların tekrarı bu kez daha büyük felaketlere yol açabilir.

Eğer bu iki konuda somut siyasi irade sergilemeyi başarırsak sistemimiz çökmeyecek.

Ve fiiliyatta Afrin modeline geçilmemiş olacak.

Tam tersi olursa da kamu giderlerinde oluşacak ciddi artışlar ve gelirlerde oluşacak ciddi kayıplar nedeniyle oyundan düşeceğiz; ipler tamamen “üst yönetimin” eline geçecek.

Mevcut düzeni “bağımlılık” diyerek küçümseyenler işte o vakit bağımlılığın ne demek olduğunu bire bir gözlemleme fırsatına erişecek.

Temel ilkelerinin barış, çözüm ve demokrasi olduğunu savlayanlar başta olmak üzere Kıbrıs Türk halkının kısa vadedeki ev ödevi bu iki siyasi irade gerektiren hususta somut politika üretmek ve Afrin modeline geçiş riskini bertaraf etmektir.

14/09/2018 18:16
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Birikim Özgür
MANŞETLER

HK Birikim Özgür

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.