Yağmur Düşer Savak: Unutulmaz oyunlar, unutulmayan çocukluk

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
15/04/2025

Yağmur Düşer Savak: Unutulmaz oyunlar, unutulmayan çocukluk

Sokakta ailelerimizin içi rahat oyunlar oynayan son nesil olabiliriz.  Ben 80’lerin sonunda doğdum, kendimi tam bir 90’lar çocuğu olarak tanımlarım. Lefkoşa’da o yıllarda sokaklar bizimdi. Okulun tatil olduğu günlerde ve okul sonrası dışarı çıkar,  oyunlar oynardık. Karnımız acıksa bile aklımıza yemek yemek gelmezdi, ta ki annemiz çağırana kadar. Ailelerimizin içi rahattı. Çünkü biliyorlardı ki biz güvendeyiz; sokakta, arkadaşlarımızla oyun oynuyoruz. Endişelenmek zorunda değillerdi.
Büyük bir kum havuzumuz vardı mesela. Üç beş çocuk bir araya gelir, kum havuzunun üstünde ev yapardık; sokaktan topladığımız karton ve tahtalarla. Mutlu çocuklardık biz.
En sevdiğimiz oyunlardan biri “milo” idi. En çok onu oynardık. Mahallede hep bir çocuk cıvıltısı sesi vardı. Elbette sesten rahatsız olanlar da çıkardı ama ailelerimizin içi rahattı. Kimseye huzursuzluk veren çocuklar da değildik. Saygılı çocuklardık, büyüklerimize ters bile bakmazdık.
Bugün, başta kendi çocuklarım olmak üzere çevremdeki çocuklara da o oyunları öğretmeye çalışıyorum: İstop oyunundan miloya, pirilli oyunlarından tasoya. Tek ayak, Beş taş, İp atlama, Kutu Kutu Pense, Körebe vs.
 Fiziksel oyunların yanında doğayla da iç içeydik. Çiçeğe, böceğe, çamura dokunurduk. Korkmadan.  hayal gücümüz çok güçlüydü. Ameliyat ettik mutlaka bir garavolliyi. Şimdi yanıma gelse korkacağım çekirgeyi elimizle tutup besledik kedimizi.
Suyla oynanan oyunlar oynardık mesela… Poşetlere su doldurur, su savaşları yapardık.
Su tabancalarımız da vardı ama poşetlere doldurmak daha eğlenceli gelirdi.
 Başka mahallenin çocukları futbol maçları yapardık. Bu organizasyonları büyükler değil, biz düzenlerdik. İlkokul çağındaki çocuklar turnuva düzenlerdik. Kızlar da oynardı, üç beş kişi de olsa. Saklambaç da çok oynardık mesela. Hava kararınca daha da eğlenceli olurdu.
Bisiklet sürmeyi çok severdik. Sitemiz dairesel olduğu için çevresinde defalarca dönerdik. En büyüğümüzle en küçüğümüz arasında belki beş yaş bile yoktu. Yakın yaşlarda, sıkı dostluklardaydık. Bir gün mahallemize babası Türk, annesi yabancı olan çok güzel bir kız taşındı. Patenleri vardı. İlk kez onda gördük. Fır fır dönerdi etrafta.  Arkadaş olduk, ondan öğrendik paten sürmeyi. Bir ay geçmeden neredeyse bütün mahalle çocuklarının pateni olmuştu. Bu defa da patenle turlamaya başladık mahalleyi.
Gerçekten çok eğlenceliydi bizim zamanımız. Şimdi dönüp bakınca üzülüyorum. Keşke bizim çocuklarımız da bizim gibi özgürce sokaklarda oynayabilse. Şimdi onlara o günleri geceleri masal gibi anlatıyorum.
Bizler korkusuzca, özgürce sokakta oynayan çocuklardık. Ailelerimizin tek endişesi belki de  dizimizi kanatıp kanatmadığımız olurdu. Şimdiyse çocuklarımızı bırakın sokağa, bahçede bile yalnız bırakamıyoruz. Ve o günlere geri dönmeyi hayal etmek, artık ütopik bir düşünce bile değil.
Daha yazmadığım, belki de unuttuğum ne çok oyun vardı…
Selam olsun o güzel çocuklara…
Peki siz hangi oyunları oynardınız?

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Yağmur Düşer, yazı, yorum, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.