Yalanın en rahat söylendiği dönem
07/05/2022
Ali Baturay
Yalan hep vardı bu ülkede; yıllardır bazı siyasiler, bazı ülke yöneticileri, çok yalanlar söylediler bu halka, çok kandırdılar, çok hayal kırıklığına uğrattılar.
Daha iyi günlere gidecekken, ülkenin daha kötüye gitmesi; hep bu yalanlar, hep kandırma üzerine siyaset yapılması, verilen sözlerin tutulmaması nedeniyledir.
Toplumun hoşuna gidecek şeyleri söylediler ama bunların çoğu gerçeğe dönüşmedi, siyasiler kandırdı, toplum kandırılmaktan bıkmadı.
Eskiden yalanları zamana yayarlardı…
Peki ya şimdi? Şimdi yalanlar, haftalık, günlük, hatta anlık…
Evet yalan artık çok rahat söyleniyor, hiç sıkılmadan, utanmadan, toplumun yüzüne baka baka…
Yalanlara boğulduk, aynı gün içinde kendi kendilerini tekzip ediyorlar, bir dedikleri diğer değini tutmuyor…
İddialı açıklamalar bir anda püf diye kül olup gidiyor…
“Yalanların zaman içerisinde tutulmaması oyununu” bile oynayamıyorlar, vaat ettikleri hatta söyledikleri şeylerin çok kısa sürede yalana dönüştüğünü görüyoruz.
Biz yalanlara gömüldük ama bu yalanları söyleyenler hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, sanki bu yalanları söyleyenler onlar değilmiş gibi…
İlkesizlik… Kişisel hesaplar… Oyunlar… Senaryolar…
Bunları yaparken de hep kendilerini çok akıllı, halkı da aptal yerine koyuyorlar…
Rol kesiyorlar bize hiç çekinmeden, sıkılmadan…
Samimiyetsizlik diz boyu…
Toplum şaşkın, “ne olacak?” deyip duruyor, çoğu ülkesine aidiyetini de yitirmiş durumda ama pek çoğu da halen “yalanların gerçeğe dönüşmesini” bekliyor.
Geçen hafta Birgün Gazetesi’nde haber/ yorum karşımı bir yazı okumuştum, Amerikan Psikoloji Derneği bir araştırma yapmış ve bu araştırmaya göre; “İnsanlar yanlış olduğunu bildikleri ifade ve iddiaların gelecekte doğru çıkabileceğine inanırlarsa, o ifadeler şu anda yalan ve yanlış olsa bile ona göz yummaya meyilliymişler…”
Hiç kimse kendisine yalan söylenmesini sevmezmiş ama buna rağmen pek çok kişi, bazı yalanları diğerlerine göre daha makul ve kabul edilebilir buluyormuş…
İnsanların neden yalan söylediğini anlamak kadar, yalanların alıcılarının hangi durumlarda yalan söyleyen kişileri, “daha az ahlaksız” bulduklarını anlamak da önemliymiş…
İnsanların yanlış olduğunu bildikleri ifade ve iddiaların gelecekte doğru çıkabileceğine inanması, aldığı piyango biletine büyük ikramiyenin isabet etmesini beklemesi gibi bir şey.
Ancak sorunlardan kurtulmak için piyangodan büyük ikramiye çıkmasını beklemek mantıklı değil, çünkü ömrü boyunca piyango bileti alan ama ikramiye kazanamadan ölüp giden çok insan var.
Kim bilir kaç milyonda bir olasılığın denk gelmesi gerekiyor size. Bu nedenle piyangodan ikramiye çıkmasını bekler gibi yalanların gerçeğe dönüşmesini beklemek ve yalanlara göz yummak anlamsız ve çok tehlikeli…
O araştırmaya göre, karşılıklı grupların havada uçuşan yalanlarının taraftarı da oluşuyormuş, kişiler kendi idollerinin söylediği yalanların aslında farkındaymış ama sahiplenme ihtiyacı hissediyormuş.
Çok ilginç bir şekilde bu kişiler, kendi yalancılarının karşı tarafın yalancılarından “daha ahlaklı” olduğuna meyilliymiş, öyle de yapıyorlarmış…
Yalancıların taraftarlarının kutuplaşması ve karşılıklı olarak yalanları savunma gayreti, diğer insanların da doğruları bulmasını zorlaştırıyormuş, hele bu yalanların sosyal medyaya taşınıp da savunulması, işin içinden çıkılmasını daha da zorlaştırıyormuş.
Araştırma Amerika’da yapıldı ama sanki de bizi anlatıyor, bize çok uyuyor.
Bizde de aynı değil mi? Yalanlar deryası içinde boğuluyoruz, bu yalanlarla karşılıklı birbirini suçlayanlar var, taraflar kendi yalanını savunarak, diğerinin yalanını gözümüze sokmaya çalışıyor.
Maalesef hayal kırıklığına uğramaktan bıkmayan ve bu yalanların gerçek olma ihtimalini düşünüp, bunlara göz yumma eğilimi içinde olanlar var.
Yalan maalesef adı üstünde yalandır ve hiçbir faydası yoktur.
Yalana inanmak isteyen aslında kendini kandırmaktadır.
Yalanın en rahat söylediği dönemi yaşıyoruz ve bile bile buna kanıyoruz, emin olun ki çok daha büyük hayal kırıklıkları yaşayacağız, tabii ki çok daha kötü günler de…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız