Yangınla ilgili eksikliklerimizi hep büyük yangınlarda hatırlıyoruz, sonra unutuyoruz

ads ads ads ads
01/08/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Bazı şeyleri yazmaktan da söylemekten de gerçekten sıkıldık.

   Bu ülkede değişmeyen olumsuzlukları defalarca yaşamaya mahkûm edilmiş gibiyiz adeta.

   Sıkıntıların nedenini biliyoruz, neler yapmamız gerektiğini de…

   Öneriler de yapılıyor birçok yerden, uzmanlar konuşuyor ama sonuç sıfır…

   Bütün o yapılan tartışmalar, konuşmalar, öneriler boşa gidiyor…

   Konuyu yangınlara bağlayacağım; Ege ve Akdeniz ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında ağır yaralar açan korkunç yangınlar, ülkemizde de büyük üzüntü yarattı.

   Gözümüz Türkiye’deki yangınlardayken, bir taraftan da “ya bizde de olursa” demeye kalmadan Kuzey Kıbrıs’ta da arka arkaya çıkan yangınlar, bu konudaki yetersizliklerimizi ve ihmallerimizi yeniden gündeme getirdi...

   Yaz gelmeden yapmamız, halletmemiz gereken işleri yazın son ayında tartışmak ve yapmaya çalışmak gerçekten utanç verici…

   Her yıl yangınlar oluyor, ciddi zararlara uğruyoruz ama unutuyoruz. Türkiye’deki yangınlar nedeniyle korkuya kapıldık, ardından da bizde çıkan yangınlarla “Aman ne yapmalıyız?” diyoruz.

   Gerçekten can sıkıcı bir durum… Sorumsuzuz, umursamazız, geçmiş yaşadıklarımızdan ders almıyoruz…

   Şimdi herkes bir şeyler söylüyor, konuş babam konuş… Bir işe yarayacak mı tartışmalar? Hiç sanmıyorum…

   Mesela Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu, önemli bir itirafta bulunuyor ve “Yaz aylarından önce bitmesi gereken orman yolları bakım ve temizliği ancak eylül ayı sonu bitecek” diyor.

   Düşünebiliyor musunuz, yaz aylarındaki yangın olasılığına yönelik alınacak tedbirlerle ilgili çalışmalar, yaz ayları geçtikten sonra da devam edecek. Böyle bir planlama olabilir mi? Oluyor işte.

   Peki nedeni neymiş bu hesap şaşmasının? Yenidüzen Gazetesi’ne konuşan Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu, “Hem hava şartları hem de eleman sıkıntısı bu tarz çalışmaları sekteye uğrattı, geciktirdi” diyor.

   Hava şartları mazeretini kabul edemeyiz… Eğer yaz gelmeden önceki hava şartlarını kastediyorsanız, bu yıl çok yağmur mu yağdı, seller mi aldı ortalığı, kar mı yağdı? Hayır, öyle bir şey olmadı.

  Ha yazın kavurucu sıcağını kastediyorsanız, bu da bilinen bir şey. Hava şartlarının böyle olacağını biliyorsunuz, bu bir sürpriz değildir, ona göre tedbirlerinizi önceden almalıydınız.

   “Eleman sıkıntısı var” diyor Orman Dairesi Müdürü… İşte bu önemli, buraya bir bakalım…

   Orman Dairesi’nin yangın ekibinde personel eksikliği sıkıntısı yaşanıyormuş…

   Müdür, “Bu nedenle bazı işleyişler veya yangınlara müdahalede gecikmeler yaşanabilir” diyor.

   Araç gereç sıkıntısı yokmuş ama onları kullanacak eleman yeterli değilmiş, işgücü sıkıntısı varmış…

   Dairenin 122 aracı varmış ve bunların tümüne çift şoför lazımmış hem dönüşümlü çalışmak hem de uzun süreli çalışmak için ama bunu yapamıyorlarmış… Dairenin memur ve mühendis eksikliği de varmış…

    Müdür aslında alçak perdeden sitem ediyor, serzenişte bulunuyor, 18 orman memuru talebi varmış ama karşılanmıyormuş, bunları makul bir dille anlatmaya çalışıyor.

    Peki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve sonrası o kadar partizanca istihdamlar yapılacağına böylesi önemli bir dairenin hayati önem taşıyan hizmetleri için neden personel istihdam edilmez?

   Kamuya o kadar partizanca vasıfız personel alınırken, neden Orman Dairesi’ne personel alınmaz?

   İş yapması, denetim yapması gereken birçok dairenin elemanı yok, “Neden yapmıyorsunuz?” dediğinizde de size “elemanım yok” diyorlar.

   Partizanca istihdamları, gereksiz atamaları yapacağınıza, kurultay veya seçimde ilgili kişiye çalışsın diye istihdam edilen danışmanları kamuya dolduracağınıza, elzem yerlere personel alsanız olmaz mıydı?

   Bakın Dipkarpaz’da itfaiye yok, en yakın itfaiye Yenierenköy’de… Dipkarpaz’da su römorklarıyla idare ediliyormuş… Bölgeye pick-up araç da gerekiyormuş…

   Cemil Karzaoğlu, bölgelerde itfaiye ekiplerini artırmak gerektiğini söylüyor, mesela Mesarya bölgesinde birçok alana ağaçlandırma yapılmış ama o bölgeye yakın sadece Ercan Havaalanı’nda itfaiye varmış…

    Üstelik belediyeler yangın konusunda elini taşın altına koymaya niyetli değilmiş, belediyeler yangınlara müdahale anlamında gerekli çalışmayı yapmıyormuş. İlahi Cemil Bey, belediyelerin çoğu kendi asli işini yapabildi de kaldı yangın söndürsünler?

    Orman Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet İyigün de Orman Dairesi’ndeki sıkıntıların hiç bitmediğine değinerek, “Birçok araç olabilir ama şoförü yok… Şoförü olan araç arızalı çıkabiliyor… Hiçbir zaman tüm bunların bir tamam olduğunu görmedim” dedi. İyigün doğru söylüyor, evet, yıllardır biz de hiç görmedik.

   Ahmet İyigün, yangın helikopterinin önemine dikkat çekiyor, Türkiye’deki yangınlar nedeniyle oradan gelen helikopterin geri gittiğine dikkat çekip, bunu tehlikeli buluyor.

    KKTC’nin yangınlara hazır olmadığını birçok kesim kabul ediyor, itfaiye şubelerinin artırılması gerektiğini de… itfaiye ve Orman Dairesi dışında diğer bakanlıkların dairelerine düşen görevler olduğu, özellikle de belediyelerin büyük sorunluluğu bulunduğu belirtiliyor.

    Görüyorum, gazetelerde, sosyal medyada, uzmanlar uyarılar yapıyor; yangın yolları hep temiz olmalıymış ama onunla bitmiyor, tüm yol kenarları da temizlenmeliymiş, piknik alanları ve dağlık yolları yangınlara yönelik çok sıkı korunmalıymış, her aklına gelen istediği yerde mangal yakamamalıymış, piknik alanlarında bile ağaç altında mangal yakmak yasak olmalıymış, elektrik hatlarının kenarları mutlaka temizlenmeliymiş, vatandaşlar bilinçlendirilmeliymiş, yangınlara yönelik cezalar düşükmüş, caydırıcı değilmiş, cezalar çok ağır olmalıymış…

    Peki bunları kim yapacak? İtfaiye şubelerini kim artıracak? Şube artırmak demek araç gereç, personel demektir. Hükümet daha Orman Dairesi’nin 18 personelini istihdam etmiyor.

    “Kaç yıldır bir yangın helikopteri satın alamadık” diyenler var. Evet keşke alabilseler ama bakın devletimiz orman Dairesi’ne 18 personel istihdam edemiyor, itfaiye şubesi açamıyor, yangın helikopteri ütopik kalıyor bunların yanında.

   Temizlik önemli, her anlamda ama biz çevre kirliliğiyle meşhur bir ülkeyiz, nereyi temizleyebildik ki? Ne kuru otu temizleyebildik ne de çöpleri…

    Bakın yasa yapmaktan, denetimden, istihdamdan organizasyona kadar yapacak çok iş var ama kim yapacak? BU ülkede cumhurbaşkanı başka havada hükümet başka havada…

    Hükümetteki üç partiye bakın, hem partiler kendi içlerinde sorun yaşıyor hem koalisyonda sorunlar var. Bu anlaşmazlıklar, ülke sorunlarını çözmek için değil, partisel ve kişisel beklentiler içindir.

    Şimdi demek ki bu ülkeye yeni bir cumhurbaşkanlığı binası, yeni bir meclis binası veya millet bahçesine değil, “yangın helikopterine”, “yeni itfaiye şubelerine”, “yangınla mücadele edecek birimlere personel” lazımdır. Ülkemiz cayır cayır yanma riski taşırken cumhurbaşkanı sarayı, meclis binası yapmak lüks olmaz mı?

    Bu arada ben bu yazıyı yazarken Başbakan Ersan Saner, yangınlara karşı havadan müdahale konusunda istisnai durumlar için yeni bir teşebbüs içinde olduklarını belirterek, “İngiliz Üslerindeki helikopterlerin kullanımı için anlaşmaya gidileceğini” söyledi.

    E hade hayırlısı… Değirmen için bir taşıma su daha… Olsun tabii ki, yapın anlaşmayı, buna itirazımız olamaz, faydası olur ama kendi yükümlülüklerinizi de yerine getirin…

   Yukarıda uzmanların uyarılarından sıraladığım birçok tedbir aslında yangının çıkmasını önlemeye yönelik, bu konuda da üzerinize düşeni yapın…

    Böyle diyorum ama umutlu değilim tabii. Göreceksiniz, bunların hiçbiri olmayacak ve biz yine bu konuları konuşacak, bu konuları yazacağız…

01/08/2021 22:50
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.