Yaptığınız, sınır kapıları açma çalışması değil, kilitleme operasyonudur

ads ads ads ads
26/05/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Başkanı Duriye Deren Oygar’ın Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) verdiği röportajı okudum ve söylediklerinden iki noktaya takıldım...

    Birincisi şu; sınır kapılarının açılması çalışmaları çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’a geçecek Rumlardan istenecek olan “çift aşı ile son 72 saatte yapılan test sonucu” geçişe izin verme meselesi...

    İkincisi de şu; Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, nisan ayından beridir okulların açılması için onay vermiş. Komite, nisan ayında yüz yüze eğitimin başlayabileceğine yönelik veriler ortaya koyuyormuş…

    İki konuda da söylenenler şaşırtıcı… Önce birincisini irdeleyelim isterseniz.

    Eğer Kuzey Kıbrıs’a geçecek Rumlardan hem çift aşı hem de 72 saatte yapılan PCR test sonucu talep ederseniz, bu nazikçe “gelmeyin” demektir.

    Ne demek hem çift aşı, hem 72 saatte yapılan test sonucu? Rum toplumunun yüzde yüzü aşılı değil ki çift aşı istiyorsun. Hade garanticisin, çift aşı istiyorsun ama çift aşı istediğin yetmezmiş gibi buna ek bir 72 saatte yapılacak PCR testi istiyorsun.

    Neden haftalık değil de 72 saat? Test yaptırmanın bir ücreti var, yapacağı alışverişin bedelini ona PCR parası verdiriyorsun. Mesela beş kişilik bir aile gelip Kuzey Kıbrıs’taki bir restoranda yemek yiyecekse, PCR ücretiyle astarı yüzünden pahalı gelecek…Neden? Çünkü Güney Kıbrıs'ta PCR ücretlidir, 30- 40 Euro ödemek zorundadırlar... Hem sıkça PCR eziyeti, hem de PCR ücreti…

    Çift aşışı olanlar serbest geçmelidir, bir de onlara 72 saat PCR kuralı koymamalısınız… PCR test sonucu haftalık olmalıdır, üç günlük değil.

    Elde edilen bilgiye göre, Kıbrıs Türk tarafı bir de 24 saatlik geçiş zorunluluğu istiyormuş. Neden? Niye süre koyuyorsunuz? Rumlar gelip de bir turistik tesiste kalmak isterse kalamayacak mı?

   Kıbrıs Türk tarafı gerçekten sınır kapılarının açılmasını istiyor mu? Önce Başbakan “Güney Kıbrıs, kırmızı kategorisinden turuncuya düşsün” diye tutturdu, şimdi de “çift aşı ve 72 saat PCR test zorunluluğu” deniyor.

    Sakın “bizde daha az onlarda daha çok vaka var” demeyin. Nüfus oranına bakarak değerlendirme yapın, hem aşılanma oranı bizden daha iyi hem de nüfus oranına göre çıkan vaka…

     Esnaf öfkeli, “Bu kapı açma değil, kapıları kilitleme operasyonudur” diyor. Esnaf, sınır kapılarında hızlı test merkezleri kurulmasını da öneriyor. Haklıdırlar, neden sınır kapılarında yeni antijen testler kullanılmasın?

     İş çevreleri, esnaf, perakendeciler haklıdır, bu şartlarda güneyden beklenen müşteri gelmez… Evet, ülke yöneticileri kapıların açılması konusunda isteksizdir. Ağızları “istiyoruz” dese de vücut dilleri ve ortaya koydukları şartlar istemediklerini gösteriyor.

     Umarız, sınır kapıları, kuzey ile güney yöneticileri arasında birbirine inatlaşma ve zorlaştırma yarışına dönüşmez. Yeter artık, demeç savaşlarından da üstü kapalı inatlaşmadan ve atışmalardan, ayak oyunlarından da bıktık... Esnaf, iş çevreleri perişan, sınır kapılarının açılmasını bekliyor, siyasiler güç gösterisi derdinde…

     Gelelim ikinci konuya, Müsteşar Duriye Deren Oygar, “Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, nisan ayından beridir okulların açılması için onay verdi. Farklı dinamiklerin rol oynamasıyla bu açılım gerçekleşemedi” diyor.

     Hani okullarla ilgili kararı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi verir, siyasi otorite, yani hükümet edenler de uygulardı? Peki neden uygulanmadı? Komite “okullar açılabilir” dediği halde neden ondan sonra iki ay daha okullar kapalı kaldı.

    Müsteşarın sözünü ettiği “farklı dinamikler” nedir? Nedir bu dinamikler ki çocukların geleceğinden, sosyalliğinden, ruhsal sağlığından daha önemlidir? Eğitim gibi önemli ve hayati bir konuda komite “okulları açın” diyecek ama farklı dinamikler bunu engelleyecekmiş...

     Müsteşarın bu sözü, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin de ilk kez topu başkalarına, daha doğrusu siyasilere, iktidardaki siyasilere atmasıdır. Anlaşılan okulların açılması konusundaki başarısızlıkta da herkes topu birbirine atıyor. Peki esas suçlu kimdir, esas kim engelledi okulların açılmasını? Esas başarısızlığı kime yazacağız? Pes doğrusu... “Başlayacağım sizin dinamiklerimize” diyerek, sıralamak istiyorum içimdekileri ama demeyeyim, terbiyemi koruyayım.

     Bunun suçunu kime yazsak ne olacak ki? Olan oldu, eğitimde çocukların, gençlerin kaybı çok büyük. Farklı dinamiklermiş… Sizin farklı dinamikleriniz bir nesli yaktı kül etti, yazıklar olsun…

26/05/2021 22:11
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Yaptığınız, sınır kapıları açma çalışması değil, kilitleme operasyonudur
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.