İÇ SAVAŞ HALİ… “YARIN ÇOK GEÇ OLACAK” DEDİĞİMİZ O YARINLARDAYIZ… HUZUR KALMADI; SUÇ ORANLARI ARTTI… POLİS YETİŞEMİYOR, MAHKEMELER SUÇLULARLA BAŞEDEMİYOR… CEZAEVİ DOLDU, KARAKOLLARDA BOŞ KODES KALMADI…

CANINIZI SIKMAK İSTEMEM AMA; SORUNLARI ÇÖZMESİ GEREKEN SİYASİ MAKAM TUTANLAR ESAS SORUNU YARATANLAR…

Arka arkaya yaşanan olaylara bakar mısınız? Evet, sokaklarımızda her gün “cinayet” işlenmiyor ama, bir toplum ahlakının yavaş yavaş öldürüldüğünün hepimiz farkındayız. Büyük bir ahlaki çöküntüyü, “ah nerede o eski günler” diyerek sadece seyreden bir topluma dönüştük…

Hani bugün yaşananları anlattığımız, gelecekle ilgili de kaygılandığımız zamanlar vardı… Öyle zamanlarda kullandığımız, “yarın çok geç olacak” saptaması vardı ya; işte şimdi o “çok geç olan yarınlardayız”… Geçmişte almadığımız tedbirler, bugün hayretler içerisinde izlediğimiz ülkeyi yarattı

Çok ciddi bir iç güvenlik sorunu ile karşı karşıyayız. Bu “iç güvenlik sorunu” demem belki de sizlere abartılı gelebilir. Ancak bu kadar çok ahlaki çöküntü ve adli olayın yaşandığı bir ortama başka nasıl bir sıfat bulunabilir, benim kelime haznem yetmedi…

Her gün bir insan kaçakçısı yakalanıyor… İnsan kaçakçılarıyla iş birliği yapanlar gizleniyor… Kamunun verdiği güçten yetki alanlarla, kamudaki boşluklardan faydalanan çakallar birlikte iş tutuyor. Yargı hesabını sormadıkça kaçakçılar daha da yüzsüzleşiyor… Bazılar hesap vermeden, hesap soracak cesareti buluyor…

Kamunun her ihalesinde bir fesat var. Sorunsuz tek bir ihale yok. Maalesef kamu içerisinde makam tutanlar önce ihaleyi kimin alacağı ile alakalı dışarıda uzlaşıyor, sonra adrese teslim ihale hazırlanıyor. İhale adrese gitmezse, “iptal yolu” kullanılıyor…

Uyuşturucu ile alakalı çok ciddi sorunlarınız var. Geçtiğimiz hafta 6.5 kg, dün 3 kg, ondan önce de binlerce sentetik hap yakalandı. Onlarca noktada, yüzlerce satıcı… Yüzlerce satıcının hizmet verdiği binlerce içici… Yaşadığımız ahlaki çöküntünün bir başka boyutu da uyuşturucu…

Kaçak yaşam normalleştirildi. Polisin denetimlerinde rastgele yakalanan kaçaklar rutin bir gündem haline geldi. Trafik denetimlerinde polis kaçak yakalıyor. Sokakta şüphelendiği şahıslara kimlik soruyor, kaçak çıkıyor. Yakala, sorgula, biletini kesip gönder… Parasını da biz ödüyoruz, iyi mi?

Kaçakların yakalandığı bir başka ortam ise suç mahalli… Suçluların peşine düşen polis, olayları aydınlatırken kaçaklarla yüzleşiyor… En acısı da bu. Trafik kazasında, uyuşturucu satarken, insan kaçırırken, şiddet olaylarında onlarca kaçağa rastlandı… bu iç güvenlik sorunu değil de nedir?

Sorun belliyse, çözüm de bellidir. Maalesef, bir toplumun nezaketini, merhametini, misafirperverliğini yok eden bu süreç, yaşamı da çekilmez hale getirdi. Adaya giriş ve çıkışlarda daha da hassas olması gereken yetkililer, yaşananları bizimle birlikte izliyor

Cezaevi doldu… Karakollardaki kodesler doldu… Havaalanında muhaceret sorunu yaşadığı için adaya giremeyenler her gün artıyor… Daha çok kazanmak isteyen, daha huzurlu bir ortam isteyen kaçıp kaçıp Kıbrıs’a geliyor… Karmaşa daha da büyüyor…

Şimdi “Yarın çok geç olacak” dediğimiz o çok geç zamanlardayız. Buradan huzurlu bir topluma evrilmek mümkün. Maalesef, bu yönetim anlayışıyla bunu başarmak ise imkansız… Tedbir alması gereken makamları tutanlar, aslında sorunları yaratanlar… Bizim açmazımız budur