TUTUKLANAN SON DÖNEMLERİN EN ÇOK İLGİ GÖREN İSİMLERİNDEN BİRİYSE, “KOMPLO” YAPILDIĞI, SUSTURULMAK İSTENDİĞİ ALGISI ÖNE ÇIKIYOR… HELE BU SİYASİ YAPI İÇERİSİNDE

BEN HEP AYNI NOKTADA DURDUM. BİR TARAFTAN ADALETİ İSTERKEN, DİĞER YANDAN DA ŞEFFAFLIĞIN ŞART OLDUĞUNDA ISRARCIYIM. “YARIN OLA HAYROLA” MAGAZİNCİLİĞİ ADALETE KATKI SAĞLAMIYOR

Kimsenin kimseyi duymadığı bir dönemden geçtiğimiz aşikar. Polisin arka arkaya operasyonlar yaptığı, yolsuzluğun, hırsızlığın, arsızlığın üzerine gittiği bir dönemden geçiyoruz. Uzun süredir de beklentimiz, polis teşkilatında soruşturma birimlerinin güçlenmesi

Bir üniversite ile başlayan yolsuzluk ve hırsızlık soruşturması, tüm kamuyu içine çekti. Gördük ki, görevi topluma hizmet olanlar, siyasetçi, bürokrat, memur, polis ve asker de yalana, sahteciliğe, kısa yoldan daha çok para kazanma dalgasına kapılmışlar

Uzun bir süredir "adalet" talebimizin yanında bir de “şeffaflık” talebi istedik. İstedik ki, polis süreçleri daha şeffaf bir şekilde yönetsin. Aklı başında herkes polisin yaptığı operasyonlarda doğruya ulaşması kadar, şeffaf bir şekilde gerekçeleri de bilmek istedi

Örneğin, polis içerisindeki terfilerin hemen öncesinde tutuklanan Mağusa Polis Müdürü Barış Sel ile ilgili olarak ortaya koyduğumuz tavırda da gailemiz benzerdi. Sorduğum soru da oydu: Adalet mi arıyorsunuz, operasyon mu yapıyorsunuz bilmek istiyoruz?

Polisin içerisindeki soruşturma bilgilerinin Kudret Özersay’a sızdırılması ve sürekli olarak topluma, “Yarın ola hayrola” denilerek gaz verildiği zamanlarda da durduğumuz nokta aynıydı: Polis toplumun geneline şeffaf olmalı…

Dün Serdinç Maypa tutuklandı. Uzun süredir ortaya koyduğu bilgi ve belgelerle gündemde. Bir gazeteci olarak ihtiyatla yaklaştığımız, araştırmaya değer bulduğumuz bir çok konu, Maypa tarafından hemen gündeme getirildi

Bir çok konu, önce tartışıldı, sonra gerçek ortaya çıkarıldı. Tarzı ve tavrı ile çok geniş bir vatandaş kitlesinin desteğini kazandı. Bunun bir başarı olduğuna inanıyorum.

Her şeyden önce başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Gazeteci sorumluluğu ve etik ilkelere bağlılık nedeniyle ben ve birçok meslektaşımın araştırmaya değer bulduğu konularla ilgili günlerce bilgiye ve belgeye ulaşmak için çaba harcar, gerçek budur

Barış Sel’in tutuklanmasından hemen önce konunun polis müdürleri tarafından bilinmezken, “yarın ola hayrola” denilerek kamuoyuna duyurulmasını eleştirmiş, “Polise güvenmek istiyoruz, bu adil de değil normal de değil” demiştim. Beni ilk eleştiren ve acımasızca yerden yere vuran sevgili Serdinç Maypa olmuştu. Şimdi sahip çıktığı tarzın mağduru kendisi

Şimdi geldiğimiz noktada yine aynı görüşteyim. Ortada Maypa aleyhine yapılan şikayetler ve verilen ifadeler var. Oluşturulan sahte profillerle ortaya saçılan ses kayıtları var, hepiniz dinlemişsinizdir. Polisin üzerine gittiği insan kaçakçılığı dosyasında aleyhinde bulgu ve belgeler olduğu iddia ediliyor

Uzun süredir ülkede yolsuzlukların üzerine giden, belgelerle bunu açıklamaya çalışan, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve iktidarın diğer iki parti başkanına en acımasız eleştirileri getiren birinin suçlu olduğuna kimse inanmak istemiyor

Hele tutuklanan son dönemlerin en çok ilgi gören isimlerinden biriyse, “komplo” yapıldığı, susturulmak istendiği algısı öne çıkıyor. Çoğunluk buna inanıyor. Polisin, “önce tutuklama, sonra delil arama” gibi bir yanılgıya düştüğünü düşünmek bile istemiyorum

Başta da söyledim, ne söylerseniz söyleyin, ne anlatırsanız anlatın, anlamak ve dinlemek isteyen, linç etmeye hazır bir kitle oluştu. Ben sürecin başından beridir aynı noktadayım. Şeffaflık. Polis bizi adalete inandırmak zorundadır

“Polis açıklama yapamaz, ancak da mahkemede bulgularını açıklar” demek ve halkın da bunu beklemesini istemek ise yaratılan infiale destek vermekten başka işe yaramaz. Ben yine aynı noktadayım. Adalete güvenmek istiyorum ama süreç de şeffaf olmalı.

Polis süreci hem adil hem de şeffaf yönetmek zorundadır. Aksi, böyle bir dönemde, polisin güçten yana tavır alırken, karşı duranları ve muhalif olanları ezdiği algısı daha da güç kazanacaktır. Böylesi polis teşkilatının da yıpranması demektir. Hem adalet, hem şeffaflık istemek hakkımızdır

Bugünkü mahkemeye sunulacak "eğer varsa" belge ve bulguların ardından özelde Maypa olayını konuşmak benim açımdan daha doğrudur. Şimdi herkesin ön yargısıyla olaya yaklaştığı bir ortamda, mutlak doğruyu beklemek mesleğimiz açısından daha doğru bir yöntemdir.