Yasakları herkes için koyuyorsanız, herkesin uymasını sağlayacaksınız
Ülkeyi yönetenlere diyeceğim o ki; yasakları herkes için koyuyorsanız, herkesin uymasını sağlayacaksınız, uymayanları da cezalandıracaksınız
02/01/2021
Ali Baturay
Ali BATURAY
Covid-19 salgını ülkemizde görüldüğü günden beridir, ülkeyi yönetenlerin en büyük zafiyeti hem sağlık hem de ekonomik bakımdan ülkede eşitlik sağlayamamasıydı. Hükümetin, “imkan sağlamada” da “kurallara uymayanlara cezada” da eşitlik sağlayamaması nedeniyle önce devlet çalışanları ile özel sektör çalışanları birbirine düşman oldu, sonra da özelde sektörler/ işletmeler birbirine düşman kesildi.
Ta baştan beri en büyük şikayet konusu bu olduğu halde, hükümet edenler bir türlü tavır değiştirmedi. Bu durum zaman zaman hem salgınla mücadeleyi sekteye uğrattı, vakaların artmasına neden oldu hem de vatandaşların sürekli olarak “Neden bazı kesimlere göz yumuluyor?” sorusuyla birbirine düşmanlaşmasına neden oldu.
Eleştiriler, tepkiler de işe yaramıyor, hükümet edenler, bu tavrını inatla sürdürüyor. Ortalıkta dolaşan bir video var, bir kumarhanede çekilmiş yılbaşı kutlaması. Yığınla insan kutlama yapıyor, videoya yansıyanlar neredeyse 30- 40 kişi ama o koca salonda 300- 400 kişi olduğunu tahmin etmek zor değil.
Hani de Sağlık Üst Kurulu, bütün eğlenceleri yasaklamıştı? Evlerde bile 10 kişiden fazla kutlama yapılması yasaktı… Vakaların artış gösterdiği bu günlerde kimse de bu yasaklara bir şey demedi ama belli ki bu yasaklarda da çifte standart var.
10 kişi sınırlaması nedeniyle insanlar aileleri, akrabalarıyla bile bir araya gelmedi ama kumarhanede yığınla insan yiyor, içiyor, göbek atıyor, eğleniyor. Videosu sosyal medyaya yansıyan işletme değildir yalnızca eğlence düzenleyen, başka kumarhanelerde de durum farksızdı.
Şimdi koyduğunuz kurallar bazılarına farklı, bazılarına farklı mı uygulanıyor? Eğer kurallara bazılarının uymamasına göz yumulacaksa, o zaman “Bu akşam evinizde 10 kişi olamazsınız ama kumarhanede 400 kişilik bir eğlenceye katılabilirsiniz” deyin. Yok yok söyleyin, çünkü pratikte böyle… İnsanları aptal yerine koymayın…
Böyle olacağı zaten biliniyordu, web TV’lerdeki haber programlarının altına yazan, gazeteleri, televizyonları arayan insanlar böyle olacağını, kumarhanelerin insan dolacağını, eğlencelerin saat 05.00’e kadar süreceğini söylüyordu. Öyle de oldu ama hiçbir önlem alınmadı.
Merak ediyorum, evinde 10 kişiden fazla kişi toplamış komşusunu polise şikayet edip, hakkında yasal işlem yapılmasını sağlayabilirse birileri, 400- 500 kişilik eğlenceler nasıl engellenemiyor? Polis bu kadar çok kişinin toplandığı eğlence yerlerine neden müdahale etmiyor ya da edemiyor?
Sağlık Üst Kurulu bu kararları iş olsun diye mi alıyor? Bu kararlar sağlığımız için, vakalar artmasın diye alınıyor ve bir dayanağı var. Böyle sağlıkla ilgili konular konuşulur ve kararlar alınırken “eşitlik”, “adalet”, “fırsat eşitliği” gibi ifadelerden söz etmek insana tuhaf gelir biliyorum. Yasaklar için eşitlik istediğinizde sanki de “yasakları benim de delmeme izin verin” diyormuşsunuz sanılıyor.
Öyle bakmayın, “yasakları uygularken eşitliği, adaleti, başkasının lehine bozmayın” anlamında söylüyorum. Elbette restoranı, meyhaneyi, barı, diskoteği (club) kapatırsan ve insanlar kumarhanelere akın ederse, sen de yönetici olarak ses çıkarmazsan, kumarhanelerin lehine ayrımcılık yapmış olursun. O zaman da kapattıkların isyan eder. Nitekim Kuzey Kıbrıs Restorancılar Birliği (RES-BİR), “Yine yapamadınız, yine eşitlik ve adalet mefhumunu hiçe saydınız” diye açıklama yaptı haklı olarak… RES-BİR, ülkeyi yönetenlere “Ya denetleyip ceza yazın ya da istifa edin” diyor.
Evet mesele bu… Mesele koyduğun kurallara uyulmasını sağlayamamak, mesele “denetim özürlü” olmak, mesele bazı şeylere göz yummak ve mesele “eşitliği/ adaleti” sağlayamamak.
Meselenin tabii ki sağlık boyutu çok daha önemli. O kalabalıklar içinde temaslı, pozitif kişiler varsa, birçok kişiye bulaştırdıysa, önümüzdeki günlerde kaynağı belli olmayan birçok vaka çıkarsa ne olacak? Muhtemelen kumarhaneye gittiğini gizleyecek kişiler, doğru dürüst bilgi de vermeyecek ve biz nereden bulaştığını bilemediğimiz yığınla vaka ile uğraşıyor olabileceğiz.
Ne için? Bir gece evinde oturmayıp oralarda yığınla insanın içinde eğlenenler için. Sosyal medyaya yansıyan o video içinde bir kişi, “Allah belanı versin 2020” diyor. Halbuki bu kişi 2020’ye bela vereceğine, evinde otursaydı da bu kalabalık içine girmeseydi olmaz mıydı? Belki de bu kalabalıkta virüs kapıp belasını bulacak olan kendisidir.
Bu video, sosyal medyaya yansımasaydı da bu tehlike vardı, zaten yalnızca bu eğlence merkezinde değil, aynı hizmeti veren diğer bazı işletmelerde de benzer eğlenceler vardı. Bunlara izin veren, göz yuman yöneticilerdedir suç. Ülkeyi yönetenler, casino ve otel çalışanlarına uzun süre yeterli katkı yapamamanın, 1500 TL’lerini bile doğru dürüst verememenin, tüm turizm işletmelerine destek olamamanın utancını yaşıyor olabilir ama tüm bunlardan dolayı hizmette olan bazı casinoların vakaların arttığı ve endişe yarattığı bir dönemde bu şekilde eğlence yapmalarına, adeta hastalığa davetiye çıkarmalarına izin vermeleri doğru değildir. İki yanlış bir doğru etmez.
Tabipler Birliği de bu durumu kınayıp, “Tedbirlere uymamak halk sağlığına karşı işlenecek en büyük suçtur” dedi. Evet sonucu sağlık sistemini çökertmeye ve ölümlere dayanacak kural ihlalleri tabii ki en büyük suçtur ama bu suçu denetleyecek, önleyecek, ceza verecek yönetici yok.
Tabii kendi sağlığı ile birlikte tüm toplumun sağlığını tehlikeye atarak bu eğlencelere katılanların sorumsuzluğunu da anlamak mümkün değil. Bir sene de bir eğlence merkezinde yılbaşı kutlaması yapmasanız ölür müsünüz? Evinizde otursanız ölmezsiniz ama 300 kişinin içine girip virüs kaparak hasta olabilir, ölebilir, yakınlarınızın ölmesine neden olabilir, vakaların artışına yol açabilirsiniz. “Eğleneyim de ne isterse olsun” anlayışına varmak, nasıl bir düşüncenin ürünü olabilir?
Ülkeyi yönetenlere diyeceğim o ki; yasakları herkes için koyuyorsanız, herkesin uymasını sağlayacaksınız, uymayanları da cezalandıracaksınız. Böyle yapmazsanız, yarın başka yasakları da başkası delecek. Göz yumduğunuz sürece ne üst kurula saygı duyulacak ne de hükümete…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız