Bu ülkede yıllardır taşeron işçiler sorunu yaşanıyor.  Evet sorun… İhaleleri kazanan bazı taşeron şirketlerin istihdam ederek hastanelerde ve okullarda çalıştırdığı taşeron işçiler yıllardır birçok sorun yaşıyor.

   Kimi zaman sosyal sigorta, ihtiyat sandığı yatırımları yapılmıyor, kimi zaman maaşları geç ödeniyor, kimi zaman aylarca ödenmiyor, kimi zaman yasanın emrettiği süreden fazla çalıştırılıyorlar, kimi zaman da pat diye işten çıkarılıyorlar…

    Devlet kendisi hastanelere işçi, okullara hademe istihdam etmiyor, bu taşeronlardan hizmet alıyor.

    Olamaz mı yani? Olabilir tabii ama bu işçilere böyle eziyet çektirilmemelidir.

    Evet taşeron işçiler bin türlü sorunla boğuşuyor ve hükümet edenler de sürekli bunlara seyirci kalıyor.

    Yıllardır aynı sorunlar yaşanır da “Bu sorunu kökten çözelim” demez mi bu ülke yöneticileri?

    Demiyorlar işte… Benzer sorunlar yıllardır tekrar tekrar yaşanıyor ve öylece seyrediyorlar.

    Hastanede taşeron işçiler, zannedildiği gibi yalnızca temizlik işçisi değil, kitabet hizmetlerinden tutun da sedye taşıyıcılığına, eczacı kalfalığına kadar aklınıza gelen her işi yapıyorlar.       

    Her işi yapıyorlar ama birçok özel sektör çalışanının yaşadığı sorunları bir tamam yaşıyorlar.  

    Hastane kadrolu personeli ile omuz omuza çalışan taşeron işçileri, aradaki uçurumu fazlasıyla hissediyor.

    Hem maaş hem de diğer özlük haklar bakımından sürekli mağduriyet yaşıyor taşeron işçiler.

    Zaman zaman taşeron şirketler, maaşlar veya sosyal sigorta, ihtiyat sandığı yatırımları konusunda sorun yaşandığında “devlet bizi ödemedi biz de çalışanı ödeyemiyoruz” gibi mazeretler sıralarlar… Olan yine çalışana oluyor. Gerçek mi bu, gerçekten çalışanları ödeyecek birikimleri, paraları yok mu yoksa bunu istismar mı ediyorlar? Ne isterse olsun, bunun cezasını çalışanlar çekmemeli…

     Hükümet edenler, özellikle de Çalışma Bakanlığı, özel sektör çalışma yaşamındaki birçok mağduriyete el atmadığı gibi bu taşeron işçilerin sorunlarıyla da ilgilenmiyor.

     KAMU-İŞ’in birkaç aydır uğraştığı hademeler sorunu var, konu mahkemeye de taşındı.

     Nedir bu sorun? Sorun hak ihlali… Sorun, çalışma yaşamındaki hak ihlalleri rezaletinin bir göstergesi.

     Eğitim Bakanlığı bünyesinde 10 yılı aşkın süredir çalışan 180’e yakın hademe, hiçbir bildirim yapılmaksızın haziran ayında topluca işten durduruldu.

     Neden böyle oldu? Taşeron öyle istedi, öyle oldu. Birçok özel sektör çalışanının defalarca yaşadığı bir sorundur bu?

     Özel sektör çalışma yaşamında; “Kaderimiz patronun iki dudağı arasında” klişesi var ya, işte ondan…

     180 personel 10 yıl çalışacak, ansızın patron “yeter” diyecek ve kapının önüne koyulacaklar. Nasıl olsa dışarıda başka insanlar var, daha az masrafa onları işe alabilirsin.

      Bu 180 kişi sendikaya üye olunca patron huylandı ve onları işten attı.

      Hastanede ve okulda kadrolu personel sendikalı olacak, bu insanlar kadrolu personelden daha fazla çalışacak ama insan muamelesi görmeyecek.

     Mantık şu; sendikalı olma hakkı devlet çalışanlarınındır, özel sektör çalışanlarının değil.

     Neden işçilerin sendikalı olmalarını istemedi taşeron şirket, çünkü maaşından istediği gibi kesinti yapsın, isterse ayın 20’sinde ödesin, isterse iki ay maaş vermesin, isterse hiç sosyal sigorta, ihtiyat sandığı yatırımı yapmasın, istediği anda kapının önüne koysun…

      Hastanelerde ve okullarda çalışan taşeron işçilerin yaşadığı sorunlar, birçok özel sektör çalışanının yaşadıklarının bir aynasıdır aslında. Hem de devlet kurumunda, kadrolu personelle yan yana çalışması sonucu tam bir boy aynası görüntüsüdür, bu devletteki çalışma yaşamı adına tam bir utançtır… İnsanlar sömürülüyor, köle muamelesi görüyor.

    Bu ülkede çalışma yaşamıyla ilgili yasalar var ama uygulanmıyor, 180 kişi işten çıkarılıyor ve onların yerine 280 hademe alımı için yeniden ihaleye çıkılıyor.

     Bu yapılanlar hem yasalara aykırı hem de vicdana sığmaz ama yapılıyor.

     KAMU-İŞ, sendikaya ve sendika üyesi hademelere yönelik ‘grev kırıcılığı, tehdit ve mobbing’ yapıldığı gerekçesiyle Ceza Mahkemesi’ne de dava dosyaladı.

    Hükümet yetkilileri, pat diye işten çıkarılan 180 işçinin haklarını arıyor diye sendikaya düşman oldu. Bakar mısınız siz? Çalışma Bakanlığı ile Eğitim Bakanlığı bu sorunu çözeceklerine sendika ile didişiyorlar.

     Olacak iş mi bunlar? Bu ülkede oluyor… Geçen gün hastanede çalışan bir grup taşeron işçisi, altı ayı aşkın süredir sosyal sigorta yatırımları yapılmadığı için “çalıştıkları hastanede tedavi olamadıklarını” söyledi. Rezillikten başka bir şey değil bu, tam bir utanç vesilesi…

     Bu taşeron şirketler meselesini ya yasal bir zemine oturtun ya da kaldırın, olmasın…

     Bu ülkenin yöneticileri, bakanlar bunlar yaşanırken hiç mi utanmıyorlar? Bu yasalar uygulanmasın diye mi yapılıyor? Yasalara uymuyorsunuz, hiç olmazsa biraz vicdanınız olsun, görün bu sömürülen insanları, görün de utanın…