Silkinip kendimize gelme zamanı...
03/02/2025











Hüseyin Ekmekci
SİLKİNİP KENDİMİZE GELME ZAMANI. KIBRIS SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN FARKLI YÖNTEM, DÜŞÜNCE, ÖNERİLERİMİZ OLABİLİR. AMA ŞİMDİ, HEMEN MEMLEKET SORUNLARINA ODAKLANMAK GEREKİYOR.
HER ALANDA REFORM… SAĞLIK, EĞİTİM BAŞTA OLMAK ÜZERE… HUKUK DÜZENİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ… SEÇİM YASASI, VATANDAŞLIK YASASI, KAMU REFORMU, VERGİ REFORMU VE DAHA NİCELERİ… HEPSİNİ YAPMAK MÜMKÜN…
Yaşanan onca saçmalık, kontrolden çıkan güvenlik, kaygılarınız, enflasyon, pahalılık, umutsuzluk, göç derken… Toplum olarak çok yorulduğumuz ortada. Üstüne kontrolsüz vatandaşlık verilmesi ve başlayan “bittik, yok olduk” hissi, Kıbrıs Türkü’nün özgüvenini aldı götürdü
Hiç şüphemiz olmasın, mayamız sağlamdır. Kıbrıs Türkü güçlüdür. Kendi ayakları üzerinde durmayı, kendi kaderini çizmeyi bilir. Tarih boyunca zor zamanlardan geçti, mücadele etti, direndi, ama hiçbir zaman yılmadı. Bugün de yılmayacak.
Dışarıdan medet umarak, başkalarının planlarına bel bağlayarak bir yere varamayız. Geleceğimizi başkalarının insafına bırakamayız. Gücümüzü, enerjimizi, inancımızı kendimize çevirelim. Çözüm içeridedir, bizdedir. Federasyon ya da iki devlet. Öncesinde yapmamız gerekenler var…
İlk etapta aklıma gelenleri hemen sayayım; Eğitim sistemimizi güçlendirelim, hukuk düzenimize sahip çıkalım, demokrasimize sarılalım. Geleceğimizi biz şekillendireceğiz. Aklımızla, irademizle, emeğimizle. Kimseye boyun eğmeden, kimseye teslim olmadan...
Sağlık sistemimizi daha çağdaş, sağlık hizmeti verilen alanları daha düzenli hale getirebiliriz. Yapılması gereken o kadar çok şey var ki… Kamu Reformu, Vergi Reformu… Vatandaşlık verilmesinin yeniden düzenlenmesi, çalışma izninden vatandaşlığı durdurulması… Say say bitmez ama hepsi mümkün…
Çağdaş, laik, demokratik bir toplum olarak var olduk, var olmaya devam edeceğiz. Kim olduğumuzu unutmayacağız. Kendi hakkımızı, kendi çıkarımızı biz koruyacağız. Dışarıda kurtarıcı aramaya son verelim. Çünkü biz kendi kurtuluşumuzun ta kendisiyiz.
Geçmişte Annan Planı’na, Gambari sürecine, BM’ye bel bağladık. Uluslararası hukuka dahil olmak için çözümü, insafı Rum tarafından bekledik. Rum demokratlara, ilericilere güvendik. Olmadı… Sonuç? Bekleyiş, hayal kırıklığı ve kaybedilen yıllar.
Şimdi de yeni bir bahar beklentisi var. Ama biz ne yaptık? Konfor alanlarımızdan çıktık mı? Kendi geleceğimiz için neyi savunup neyi feda edeceğimizi belirledik mi? Herhangi bir alanda mücadele ettik mi, maaşlar hariç. Önce kendimize bakmalı, adım atmalı, çözüm için irade ortaya koymalıyız.
Trump seçilmiş, önce Ukrayna, sonra Suriye, şimdi Filistin’e barış getirecekmiş, sonra sıra bize gelecekmiş. Öyle mi? O coğrafyalarda kan akıyor, çocuklar, kadınlar ölüyor. Büyük güçler yalnızca kendi çıkarlarını gözetir, kimseyi kurtarmaya gelmez.
Uluslararası kabul gören bir toplum olmak istiyorsak başkasından medet ummayı bırakmalıyız. Geleceğimiz bizim elimizde. Demokratik, çağdaş, hukuk temelli bir düzen kurarsak, kimseye bağımlı olmadan kendi yolumuzu çizebiliriz…
Silkinip kendimize gelme zamanı. Kıbrıs sorunun çözümü için farklı yöntem, düşünce, önerilerimiz olabilir. Ama şimdi, hemen memleket sorunlarına odaklanmak gerekiyor. Adaleti üstün kılacak, kamuda talanı önleyecek dirayeti göstermemiz gerekiyor. Aksi çözülme ve hızla yok oluş…
- Hem siyasi, hem ticari olarak Kıbrıslı Türkler daha da yalnızlaştırılıyor
- Polis Teşkilatı Ağır Bir Bürokrasiyle de Boğuşuyor
- Sürekli itilen kakılan, imkanları kısıtlanan bir halka dönüştük
- Şiddet ve mafyalaşma ön plana çıkıyor
- Sorunları çözmesi gerekenler bizzat sorun üretiyor
- 12 yaşında bir çocuk göçmen çocukları tarafından tecavüz saldırısına uğradı…
- Ekmekçi: Sokak neyse, okul da o… Sokaktaki anne- baba neyse, okul da o
- Perakende sektörü Güneye kaydı...
- Ekmekçi: Çözüm basit: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe…
- “Yarın çok geç olacak” dediğimiz o yarınlardayız…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





