Yedi örgüt eylem yapmasa gırgırların yolu açılacak mıydı?
20/05/2021
Ali Baturay
Ne ilginç bir ülkede yaşıyoruz… Bu ülkede akıl almaz işler oluyor.
Bu ülke balıkçılığının, denizlerdeki değerlerin ama aslında genel olarak ülkenin en ciddi sorunlarından birisi, buralara musallat olan gırgır tekneleridir.
Yoğun olarak Türkiye’den ama zaman zaman başka ülkelerden de gelen gırgır tekneleri, yasak olmasına rağmen her yıl bir şekilde denizlerimize akın ediyor, buraları silip süpürüp gidiyor.
Bunu yapmaları yasak ama nedense bu yasağa pek uymuyorlar ve biz de onları engelleyemiyoruz.
Denetim ve tedbir özürlü bir ülkeyiz ya denizlerimizi silip süpüren gırgır teknelerine hiçbir şey yapamıyoruz ya da yapmak istemiyoruz.
Neden “yapmak istemiyoruz” diyorum, biliyor musunuz?
Çünkü biz gazeteciler yıllardır bu konuyu yazıyor, haber yapıyoruz ve yetkili makamlara sorduğumuz zaman “fırtınadan korunmak için buralara sığınıyorlar” diyorlar bize.
Hiç inandırıcı değil, onlar çoğu kez geldiğinde fırtına mırtına da yok ama geçerli gerekçe “fırtınadan korunuyorlar” oluyor.
Ha bazen de “bazı ihtiyaçlarını karşılamak için geldiler” deniyor.
Ne tuhaf, o kadar yerden ihtiyaçlarını karşılamak için buralara geliyorlar ve biz da buna inandık…
Ben hep şüphelendim, hep söyledim, yıllardır yazıyorum, “bu gırgır teknelerine göz yumuluyor” diye…
Ülkemiz yasaları, ülkemizde endüstriyel balıkçılık faaliyetleri ile balık avcılığı yapmaya izin vermiyor.
Tüm dünyada uzmanlar, endüstriyel balıkçılıkta kullanılan gırgır teknelerinin deniz zeminine ve deniz biyoçeşitliliğine büyük zarar verdiğini vurguluyor.
Birçok devlet, denizlerini korumak adına bu faaliyeti engelleyici politikalar yürütüyor.
İşte biz tam da “gırgır tekneleri için tedbir alın” derken, bu ülkenin yöneticileri akıl almaz bir karar için adım atıyor ve “gırgır tekneleri ile KKTC karasularında balık avlanabilmesine imkan tanıyan yasal düzenleme” üzerinde çalışıyor.
Gel de buna anlam ver; güler misin ağlar mısın?
Başta KKTC Avcılık Federasyonu olmak üzere, balıkçılık örgütleri, çevre dernekleri, duyarlı kesimler yıllardır gırgır tekmeleri için “tedbir alın” çağrısı yaparken ve endüstriyel balıkçılığın zararlarını sık sık anlatırken, tabii ki bu yasal düzenlemeyi duyunca çıldırdılar.
KKTC Avcılık Federasyonu, Amatör Balıkçılık ve Denizi Koruma Derneği (SABDER), KKTC Amatör Balıkçılık Derneği, KKTC Balıkçılar Birliği, Kıbrıs Yaban Hayat Araştırma Enstitüsü (Taşkent Doğa Parkı), Kıbrıs Türk Biyologlar Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği, Kuzey Kıbrıs Kaplumbağaları Koruma Cemiyeti (SPOT) dün eylem yaptı ve bu yasal çalışmaya büyük tepki gösterdi.
Yedi örgütün Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı önünde yaptığı “endüstriyel balıkçılığa hayır” sloganlı uyarı eylemi sonuç verdi. Komite toplantısında yapılan oylama sonucunda, gırgır tekneleri ile avlanılmasına imkan sağlayacak ve endüstriyel balıkçılığın önünü açacak düzenleme oyçokluğu ile reddedilmiş…
Peki örgütlerin haberi olmasa, eylem yapmasalar tüzükte bu madde olacak mıydı?
Endüstriyel balıkçılığın önü açılacak mıydı? Denizlerimizi silip süpüren, denizlerimizdeki değerleri yok eden gırgır tekmelerinin önü açılacak, “buyurun gelin” mi denilecekti?
Aklım almıyor, anlam veremiyorum, bu nasıl bir ruh hali, bu nasıl icraat anlayışıdır?
Tedbir alman gereken bir sorun var ama sen tedbir alacağına, sorun devam etsin diye tüzükte düzenleme yapacaksın…
Ortada kendi balıkçılarının, kendi çevrecilerinin, kendi duyarlı vatandaşlarının o kadar tepkisi varken, gırgır teknelerinin zararı dünyaca kanıtlanmışken, Tarım Bakanlığı’nın hangi uzmanlarının nasıl bir uzmanlıkla böyle bir yasal düzenleme yaptı, merak ediyorum.
Ben demiştim ama hem de yıllar önce demiştim, bu ülke yöneticilerinin gırgır teknelerini engelleme gibi bir niyeti yok, “fırtına nedeniyle sığındılar” gerekçesine de kimse inanmamıştı.
Yoksa yine mi Türkiye korkusu? Sırf gırgır tekneleri yoğun olarak Türkiye’den geliyor diye, olur da size söz gelir, fırça yersiniz ya da para gelmez diye mi düşünüyorsunuz da o nedenle mi yasalara ve tüm tepkilere rağmen tüzük değişikliğiyle gırgır teknelerine yol vermek istiyorsunuz? Eğer böyleyse ben de “e yok artık” diyeyim…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız