Yeni ekonomik tedbirler paketinde mutlaka yıl sonuna kadar ötelemeler olmalıdır

ads ads ads ads
21/06/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   “İkinci Ekonomik Tedbirler Paketi”, ya da hükümetin verdiği ismiyle; “Toplumsal Dayanışma İçin İkinci Ekonomik Tedbirler ve Destek Paketi” yarın açıklanır mı?

    Hesapta 15 Haziran’da açıklanacaktı, olmadı, sonra “22 Haziran’da açıklanacak” denildi ama pek ihtimal vermiyorum.

    Dünkü haberlerde okudunuz herhalde, Başbakanlıkta toplantı yapılmış, paket üzerinde çalışmalar devam ediyormuş.

    Hükümet edenlerin kafaları karışık, özel jet krizi hem hükümet ortaklarını gerdi, ortaklık masaya yatırıldı, hem de UBP içinde taşlar oynadı.

    Şimdi bu durumda, ya karışık kafalarla istenilenler pakete tam yansımayabilir ya da bu kötü izlenimi ortadan kaldırmak, hükümetle ilgili iyi izlenimler bırakmak için pakete niyetlerinin de ötesinde halkın faydasına bir şeyler koyabilirler. 

    Biz popülizm ya da şirinlik yapılmasını değil, ekonomik gerçekler esas alınarak, zor durumdaki kesimleri ayağa kaldıracak, reel sektör odaklı ciddi tedbirler alınmasını öneriyoruz.

    Paketin basına sızdırılması, sanırım biraz da kamuoyunun nabzını tutmak içindi, bakalım nasıl tepkiler, nasıl yaklaşımlar olacak diye.

   Basına sızan yönüyle paketin yetersiz bulunduğunu söylemek istiyorum.

   Özellikle de Ticaret Odası’nın, Sanayi Odası’nın, esnaf ve zanaatkarların, yani tüm ekonomik örgütlerin üzerinde durduğu ve “olmazsa olmaz” diye nitelendirdiği “ötelemelerin uzatılması” meselesi basına sızan pakette yok.

    Halbuki ekonomik örgütler, “Yılsonuna kadar devlete ve bankalara yönelik yükümlülükler ötelenmeli ve bunlar ötelenirken, insanları bu ötelenen yüklerle baş başa bırakmamalısınız. Bunların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kurallar getirmelisiniz. İnsanları batırmayacak, zorda bırakmayacak, önüne dağ gibi yükümlülük çıkarmayacak bir tavan faiz uygulamasını yasa gücünde kararnameyle koymalısınız” diyordu.

    Hem iş insanları hem de vatandaşlar, gelirleri azaldığı hatta kimisi hiç gelir elde edemediği için mevcut 3 aylık öteleme sonunda ne yapacağını bilemez durumda.

   Ötelemelerin son tarihi olan 30 Haziran, şimdiden insanların rüyalarına giriyor, hatta kâbusu oldu.

   O nedenle ötemeler hem uzatılmalı dem de vatandaş kaderiyle baş başa bırakılmamalıdır.

   Banka kredileriyle ilgili de mutlaka yıl sonuna kadar ötelemeler yapılmalıdır.

   Ekonomik örgütlerin de talep ettiği gibi, yılın sonunda faizin bir miktarı devlet tarafından karşılanmalıdır.

  Hükümet, bankalarla, Merkez Bankası’yla oturup böyle bir karar almalıdır.

  Hükümet, “Bankalara söz geçiremiyor” imajından kurtulmalıdır, halkın lehine, bankaların aleyhine olmayacak bir formül bulunamaz mı?

  Bizce bulunabilir, hükümet işte burada, böyle zamanda ortaya çıkmalıdır.

  Öte yandan şirketlerin 90 gün içinde donuk olacak ve davaya gidecek hesapları için de sınıflandırma yapılması ve bu sürenin 180 güne çıkarılması talep ediliyor.

  Salgın nedeniyle zor durumda olan şirketlerin hem mahkemelerde sürünüp prestij/ itibar kaybına uğramaması, yani şirket görünümü açısından hem de ticari yaşama devam edebilmesi için böyle bir uygulamanın oldukça önemli olduğu belirtiliyor.

   Türkiye’de “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu”, 17 Mart’tan itibaren, 90 gün sonunda donuğa düşecek borçlar için birtakım esaslara göre, sınıflandırma yapıp, ek 90 gün daha süre verme uygulamasına gitmektedir, benzer bir uygulama ülkemiz için de talep ediliyor.

   İş çevreleri, hem “Türkiye’deki bu uygulama bizde neden yapılmıyor?” diye soruyor, hem de cevabını yine kendileri verip, “Bu konuda KKTC Merkez Bankası ve bankalar ikna olmadı” diyor.

   İş çevreleri, bugün KKTC’de 30 tane çeki iade edilen iş insanı olduğunu, bunun işadamının yanlış adım atmasından değil, salgının yarattığı olumsuzluktan kaynaklandığını söylüyor.

   Meselenin yarattığı zarar çok taraflıdır ama işletmeler bunun itibar tarafına da çok önem veriyor ve o nedenle Türkiye’deki sınıflandırma ve süre uzatma benzeri bir uygulama istiyor.

   İş çevreleri, üstelik hükümetin daha önce açıkladığı, çekler için 90 gün ertelemenin aslında bankaların mesaisine baktığımızda 56 iş gününe denk geldiğini belirtiyorlar.

    Yani mesele tedbir paketi yapmak değil, o paketin içine “can simidi” olabilecek, mağduriyetleri engelleyebilecek ciddi tedbirleri koyabilmektir.

   Kimse yeniden dağın fare doğurduğunu görmek istemiyor, kimsenin bir hayal kırıklığı daha yaşamaya tahammülü yoktur.  

21/06/2020 16:57
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.