YERLİ-3-Üretim-Kalite-İthal

ads ads ads ads
30/05/2020

ads

Aybike Yektaoğlu Aybike Yektaoğlu


Yerli üretim-yerli istihdam sloganı, son zamanların kulağa en hoş gelen akım cümlelerinden biri olmuştur. Altı dolu olmayınca, her cümlenin havada kaldığı bir ülkede yaşamak ise bizim kaderimiz! Üretimden kopan toplumların karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri, o üretim çarklarına geri dönmektir. Gelişen dünyada, gelişen teknoloji veya bilgiye erişim ile 20 veya 10 yıl önceki yöntemler değişmekte ve toplumlar kendini geliştirmediği sürece de üretimde maalesef geri veya ilkel kalmaktadırlar.

Üreten toplumların en büyük özelliği, ürettikleri alanlarda kendilerini her bakımdan geliştirmeleridir. Eğitsel ve teknolojik açıdan yenilikleri takip etmek, yenilenen ve sürdürürlebilir kalitede ürünler üretmek, üretimin en başlıca kurallarıdır. Elbette ki ülkenin şartları göz önünde bulundurularak korunması gereken ürünleri olsa da, açılım yapılması gereken ürün çeşitliliği konusu çok önemlidir. Yerli veya ithal, farklı kalitede veya fiyatta olan ürünler çeşitliliği artırır, geniş bir yelpaze sunar ve herkesin istediği kalitede veya cebine göre o ürüne ulaşmasını sağlar.

Bir ülkede gelir olarak herkesin eşit olmadığı gibi, alım olarak da herkes eşit değildir. Kaliteli temel ihtiyaçlara erişim, bir devletin en birincil hedefi olmakla birlikte, pahalı ürünler ve ucuz ithal ürünlerin de hemen hemen aynı fiyatta olması devletin toplumu kandırmasıyla eşdeğerdir.

Yerli ve ithal ürünlerin bir torbada aynı değer biçilerek değerlendirilmesi, kaliteli olan ürünlerin değersizleştirilmesi ile eşdeğerdir. Adamızda yaşadığımız en belirgin örneklerden biri: Yalnızca bir ülkeden ithal edilen ve tüketime sunduğunuz bir süt ürününü, başka ülkelerden ayrı bir tarife olarak daha pahalıya getirttiğiniz takdirde (vergilendirdiğiniz takdirde), tüketici ya o ürünü tüketmemeye veya o ürünün muadilini en yakın sınır ötesinden elde etmeye çalışacaktır. Ör.: peynir. Bu da devletin yurtdışından gelen ürünlere bir torbada aynı muameleyi gösterip, toplamayı arzu ettiği verginin %50’sinden fazlasının elinden kaçmasından başka birşey değildir.

İthal ürünler için ayrım gözetmeksizin yapılan değerlendirmeler, o ülkede devletin kendi verdiği karar ile devletin kendinden vergi kaçırmasına sebep olur. Yerli üretim ürünleri için kalite, teşvik veya fon için bir düzenleme yapılmadığı takdirde, toplum üretim çarklarından kopar ve kalite değil algı ile tüketen bir topluma dönüşür.

Bir düşünün: Bir ürünü sınır ötesinden çok daha kaliteli ve ucuz fiyata tedarik edebilme ihtimali olan yaklaşık 100.000 kişi var ve sınır ötesi ülkede vergisini veya malı satan işletmenin ödemesi gereken vergi yükümlülüğü, fiyata dahil edilmiştir. Burada yalnızca ve yalnızca kaybeden, gerekli önlemleri yerli veya ithal ürünler konusunda almayıp, geliştirmeyen, akılcı bir çizgiye oturtamayan devlettir. Ve kaybeden devlet ve esasen toplumun kendisidir.

Yerli üretimde kaliteli ürünleri teşviklendirme, aynı alanda olan ama kalitesi daha yüksek olabilecek ithal ürünleri de adaya daha yüksek vergi ile getirmek mümkün olmakla birlikte, yerel ürünlerin kalitelerini artırmaları için rekabet ortamının gelişmesini sağlar. Kalite konusunda hiçbir farkı olmayan ve yalnızca pazarlama, prim/promosyon gücü yüksek olan ithal ürünlere müsamahada çok rahat davranıldığı takdirde ise, yerli üretimde yerli istihdama olanak sağlayan firmaların yok olmasına izin veriyoruz demektir.

Eğer ki ithal ürün o ülkede hiç bulunmuyorsa ve üretme gibi bir olanak da yoksa neden bu ürünleri bu toplum 5-10 katına tüketmek zorunda veya hiç erişememek, tedarik edememekle karşı karşıya  bırakılmaktadır? Bu konu yine devletin ithal ürünlerde yüksek vergi uygulayarak devletin kasasına para koymaya çalışırken, kendi kendini çalması ile eşdeğerdir. Çünkü toplum artık ulaşmak istediği ürünleri bir yolunu bularak (çevrimiçi alışveriş, daha uygun fiyatlar, sınır ötesi) yurtdışından getirebilmektedir.

Üretimden koparılan, üretimde kalitenin devlet politikası olmadığı ve yerli üretimde doğru teşviklendirme ile geleceği inşaa edilmeyen toplumlar, talep ettikleri ürünlere ulaşmak için tüketen ve üretmeyen bir topluma dönüşür. Yerli üretimin olmadığı ülkeler ise ithal tüketim toplumuna dönüşür ve ülkesinin niş ürünlerini özellikle ihraç veya turizm için pazarlayamaz duruma gelir. İthal tüketimde kalite ve çeşitlilik üzerine yapılmayan düzenlemeler ve her ürüne bir torbada aynı muamele gösterilerek uygulanan vergiler de o toplumun ülkesi dışındaki ürünlere yönelmesini sağlar ve böylece devlet kendi eliyle topluma yanlış vergilendirme sistemi içerisinde vergi kaçırmasını TEŞVİK eder.

Yerli üretim-yerli istihdam doğru ve gerçekçi üretim politikaları ile oluşur. Yerli üretimde kalite ve istihdam doğru teşvik ile sağlanır...

 

30/05/2020 10:38
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Aybike Yektaoğlu
MANŞETLER

HK Aybike Yektaoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.