Parti, “kuzeyde gayrimenkul ticareti yoluyla oluşturulan oldubittilere karşı mücadele ettiğini” söyledi.

Yeşiller Partisi, kuzeyde Eski Rum malları ile ilgili 33 yeni vakayı Kıbrıs polis teşkilatına sunduğunu duyurdu.

Veriler, parti üyelerinden oluşan bir heyet tarafından Lefkoşa’daki Adli Şube’ye (CID) teslim edildi.

Yeşiller Partisi, bilgilerin yasa dışı kullanım, reklam, alım ve satım faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtti.

Parti, bu adımın, Rum mültecilerin mülkiyet haklarını korumaya yönelik cezai mevzuatın ve diğer ilgili yasaların uygulanmasını güçlendirmeye yönelik koordineli bir çabanın parçası olduğunu ifade etti.

“(Sözde) İşgal altındaki bölgelerde yasa dışı emlak ticareti yoluyla pekiştirilen oldubittilere karşı mücadele ediyoruz,” denildi.

Parti, hükümete ve ilgili yetkililere çağrıda bulunarak, eldeki kanıtların kullanılmasını ve gasp olaylarına kesin bir son vermek için gerekli cezai işlemlere başlanmasını talep etti.

Heyet, Kyriakos Tsimillis, Öz Karahan, Panikos Kyriakides ve Elena Kozakou Lymbouri’den oluştu.

Kuzeyde emlak kullanımına karşı açıkça konuşan Karahan, bu tutumu nedeniyle tehditler aldığını iddia etti.

Ziyaret sonrası konuşan Tsimillis, toplanan verilerin kamuya açık olduğunu söyledi:

“Eğer her örgütlü grup her ay en az 15 isim toplasaydı, şu an devasa boyutlara ulaşan ve binlerce gaspçının bir şekilde dahil olduğu bu suçu neredeyse sıfırlamış olurduk,” dedi.

Bu durumun, mültecilerin topraklarına dönmesini sağlayacak ana çözüm yolunu “geçersiz hale getiren oldubittiler” yarattığını vurguladı.

Rum Hükümeti kontrolündeki bölgelerle bağlantılı kişiler de tespit edildiğini ekledi.

Verilerin, çoğunlukla Türk ve Kıbrıslı Türk şirketlere, az da olsa yabancı şirketlere ait olduğunu söyledi.

“(Sözde)İşgal altındaki bölgelerde faaliyet gösteren bazı şirketlerin, yabancı pazarlarda uzantıları var. Bu şirketler, büyük ölçüde kandırılmış insanları çekiyor.”

Ancak bu kişilerin, neyi ve nereden aldıklarını bilmeleri gerektiğini söyleyerek, “zaman geçtikçe yatırım yapıyorlar” dedi.

Öz Karahan ise, 1974’ün üzerinden 50 yıl geçtiğini hatırlatarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu faaliyetleri ancak 2006 yılında suç olarak tanımladığını ve ilk cezalandırmanın ancak geçen yıl gerçekleştiğini ifade etti.

“Türkiye’nin hedefi belli: (Sözde) İşgal altındaki bölgelerin tamamen kolonileştirilmesi ve işgalin sürdürülmesi,” dedi.

“Bugünkü eylem, bu mekanizmayı durdurmak adına önemli bir adımdır.”