Yetersizliğin dibe vurduğu bu vasat dönem, hiç bir dönemde yaşanmamıştı…
16/05/2025











Hüseyin Ekmekci
YOL VE BİNA YENİLENMESİ KONUSUNDA BÜYÜK PARALAR HARCANIYOR. BENİM DERDİM BİNALARIN YENİ OLMASI DEĞİL, İÇERİSİNDE NE ÜRETİLDİĞİDİR. YETERSİZLİĞİN DİBE VURDUĞU BU VASAT DÖNEM, HİÇ BİR DÖNEMDE YAŞANMAMIŞTI…
İHALELERDE ADAM KAYIRMA, SAHTE DİPLOMA, KAMUDA RÜŞVET VE YOLSUZLUK TARİHİN HANGİ DÖNEMİNDE BU SEVİYEDE YAŞANDI? BİLENLER SÖYLESİN… EN KÖTÜSÜ DE YARGI MEKANİZMASI DEVLETİ ÇALANA HADDİNİ BİLDİRMİYOR…
Kuzey Kıbrıs’ta bir başbakanın üç yılı devirmesi neredeyse mucizeye denktir. Ünal Üstel bu “başarıyı” sağladı. Ancak mesele görevde kalmak değil, görevde ne yaptığıdır. Üstel’in “3 yılımız hizmetle geçti” sözünü açmak şart. Çünkü ülke, bu 3 yılda hizmetten çok, başka şeyler tartıştı…
Bu dönemde KKTC, ekonomi açısından tarihin en büyük savrulmalarından birini yaşadı. Devlet, borç batağında yüzüyor. Maliye iflas bayrağını… Üstel’in yönetiminde; yatırım var, reform yok… Kalkınma yok. Ne var? Günü kurtarma, tahvil çıkarma, Merkez Bankası’ndan avans alma… Halk ise fatura ödedi
Ünal Üstel döneminin en büyük sınavı ise adalet ve liyakat oldu. Ne yazık ki sınıfta burada toz pembe bir tablo yok. Polis, yargı ve bürokrasi; partizanlıkla, çifte standartla anıldı. Halkın devletine güveni azaldı. “Yolsuzlukla mücadele” sözü verildi ama hiçbir ciddi adım atılmadı. Tam aksine, soruşturmalar bastırıldı, dosyalar rafa kalktı.
Eğitim desen çöküşte. Üniversiteler önemli oranda bilim değil, sorun üretiyor. Sahte diplomanın merkezine yine Başbakan Ünal Üstel’e yakın isimler oturdu. Bu alanda soruşturmalar engellendi, içerisinden seçilen başbakana yakın isimler kayrıldı… YÖDAK gereğini yapmadı. Polis “gidebildiği” kadar gitti… Diplomalar değersizleşti.
Üstel, 3 yıl boyunca gölgede bir siyaset yapmayı uygun buldu. KKTC halkının beklentisi olan “özgüvenli liderlik” bir türlü gösterilemedi. Kıbrıslı Türklerin dünyada daha da yalnızlaşması bu döneme denk geldi. Turizmde gerekli adımlar atılmadı. Hükümet, deniz aşırı yatırımcıların noteri gibi davranıyor
Yolsuzluk dosyaları, sahte diploma, liyakatsiz atamalar, gelişigüzel vatandaşlık dağıtımı, göç bu dönemin kara lekeleri oldu. Ünal Üstel bu lekeleri temizlemek yerine halının altına süpürmeyi tercih etti. Kamu kaynakları keyfi dağıtıldı. İhale sistemi şeffaflıkla değil, şaibeyle anıldı.
Üç yıl boyunca reform değil, revizyon konuşuldu. Her krizde bakan değiştirerek günü kurtardılar. Gerçek sorunlara köklü çözüm üretilmedi. Üstel’in kabinesinde ülkeye yön verecek bir vizyon değil, partiyi dengede tutacak hesaplar vardı. Oysa halk, çözüm bekliyordu, denge değil!
Üstel, “asgari ücreti beş kez artırdık” diyerek övünüyor. Ancak bu artışlar, alım gücünü korumadı; tam tersine enflasyona yenildi. Üretici, esnaf, sanayici nefes alamaz hale geldi. Her artış, yeni bir iflas demek oldu. Asgari ücret değil, refah kaybı yükseldi. Hükümet, reel ekonomi yerine sadece rakamlarla konuştu
Sosyal devlet yerle bir oldu. Asgari ücretlinin maaşı eridi, alım gücü bitti. Emekliler geçinemiyor, gençler göç ediyor. Üstel’in üç yılında halk daha yoksul, daha çaresiz, daha umutsuz hale geldi.
Sonuç? Ünal Üstel 3 yılı tamamladı, evet. Ama ülke tamamlanmış değil, tükenmiş durumda. Bu 3 yıl, sistemin çürüdüğünü, yönetenlerin sadece iktidarda kalmayı önemsediğini gösterdi. Eğer bu tabloya “başarı” deniyorsa, büyük başarı gerçekten.
“Asgari ücreti yüzde 521 artırdık” diyerek çıtayı arşa çıkarmak… Yüzde 521 fakirleştik, hayat daha pahalı oldu, enflasyon büyüdü, kamu hizmetleri aksadı, özel sektörde iflaslar çoğaldı demek. Küçük esnaf ve asgari ücretli çalışan, devletten sosyal yardımla yaşamaya çalışan ezilmeye devam ediyor
Şuna da bir bakalım… Kamunun son dört ayda, faizsiz 170 milyon dolar borçlandığını da unutmamak gerek. Sadece maaş ödemek için. Bu iflasın göstergesi değil de nedir? 4 ayda 1.5 aylık maaş borçlanarak ödenmiş… Bunu hangi başarı kriterine koyacaksın… Geleceğimiz resmen borç batağında
Elbette, Türkiye kaynaklı yatırımlara sözüm yok. Elbette yol ve bina yenilenmesi konusunda büyük paralar harcanıyor. Benim derdim binaların yeniş olması değil, içerisinde ne üretildiğidir. Yetersizliğin dibe vurduğu bu vasat dönem, hiç dönemde yaşanmamıştı… İsteyen istediği kadar övünebilir
- Para istemeyen basit çözümlerle trafik daha çekilir bir hale getirilebilir
- AİHM çıkış yolunu gösterdi de biz ne yapacağız?
- Biraz da vicdan sevgili hükümetimiz...
- Dipkarpaz'dan Yeşilırmak'a çevre bilinci... "Yeşil Okullar Projesi" dalga dalga yayılıyor...
- Değişim; gelişim, reform, geleceğe yönelik hiçbir kavga yok…
- Çalanlar da biliyor, kendilerine hiçbir şey olmayacak
- Uluslararası alanda Kıbrıslı Türkleri ne dinleyen var, ne anlayan
- Şu anda yapılan tek şey kaynakların heba edilmesi…
- Çocuklarının, torunlarının geleceğini ipotek ettiler
- Hepimize yapılan kötülüğün farkında mısınız?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






