Bu ülkenin ilginç taraflarından birisi de yetkili makamların sorunlar karşısında topu birbirine atmasıdır.

   Nerede ihtilaflı bir konu varsa ve orada yetkili makam aranıyorsa, o sorunu kimse üstlenmez, ortaya “yetki karmaşası” diye bir şey çıkar…

    Mesela yıllarca Girne Yat Limanı’ndan kimin sorumlu olduğu tartışılıp duruldu…

    Sanayi bölgeleri de yıllarca “yetki karmaşası” ifadesiyle anıldı…

    Yollarda araçların çarpıp öldürdüğü köpek, kedi gibi hayvanları kimin oradan kaldıracağı da yıllarca yetki karmaşasına toslayıp durdu.

    Şehir içlerinde yer alan ana yolların Karayolları Dairesi’ne ait olması da “Karayolları Dairesi’nin işi- belediyenin işi” tartışmalarına neden olmuştur hep…

    Mesele niyetten biter aslında… İş yapma niyeti olan makamlar iş yapar, öyle bir niyeti yoksa da topu başkasına atar.

    Topu bir oraya bir buraya atan makamlar sonuçta “yetki karmaşası” deyip hiçbir şey yapmaz.

    En son örnek ise Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’nde yaşanan olumsuzluklar konusunda da bir birçok makam açıklama yapmış, herkes topu birbirine atmıştı.

    Bu arada beş gün önce ilk kez Haber Kıbrıs’ın yayınladığı, bakımevindeki aksaklıklar ve ihmallerle ilgili Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından 8 Ekim’de hazırlanan ama gerekleri yerine getirilmeyen rapor konusunda da benzer bir şey oldu bugün.

     Ortada dört ay önce hazırlanmış böyle bir rapor olmasına ve bakımevinde yaşanan tüm olumsuzlukları içermesine rağmen, hiçbir tedbir alınmadı. Medyadan ve kamuoyundan sert eleştiriler gelince de Sağlık Bakanlığı açıklama yaptı.

     Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, kendilerinin bakımevlerinden sorunlu olmadığı anlatıldı.

     Bakımevlerinden sorumlu makamın Sosyal Hizmetler Dairesi olduğu ve söz konusu raporun gereklerini yerine getirmesi gerekenin de bu daire ve bağlı bulunduğu bakanlığın olduğunu anlattı Sağlık Bakanlığı…

    Çok gereksiz bir açıklama… Sanki Sağlık Bakanlığı kendi sorumluluğu altındaki tüm kurum, alan ve konularda çok büyük bir başarı göstermiş gibi topu başkalarına atıyor.

     Sağlık Bakanlığı kendi işini tamam yapsaydı, aylardır bu ülkede ilaç sorunu olmazdı…

     Aynı hükümetin iki ayrı makamının birbirini suçlamaya yüzü mü vardır?

    Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’nde bulunan tüm hastaların şeker, tansiyon, kolesterol başta olmak üzere birçok hastalıkları var.

     Oradaki kişiler arasında zihinsel engelli de var, demans da var, Alzheimer rahatsızlığı olanlar da var…

     Üstelik bakımevindeki hastaların uyuz hastalığına yakalandığı hem Sağlık Bakanlığı’na bildirilmiş hem de bu konu medyada haber olarak yer almıştır.

     Yani bakımevleri kâğıt üzerinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı görülmeyebilir ama bakımevi içindeki kişilerin hemen hepsinin de ciddi sağlık sorunları var.

    Bu durum, Sağlık Bakanlığının orasıyla ilgilenmesini gerektirmez mi?

    Ortada gerçekten de denetim sorunu ve ihmal var…

    Kimse topu başkasına atmasın, bir bütün olarak hükümet bu konuda sınıfta kaldı.

    Herkes de biliyor ki gelmiş geçmiş tüm Sağlık Bakanları bir şekilde bakımevleriyle ilgili bazı girişimlerde bulundu.    

     Tabii o girişimlerin arkası gelmedi…

   Öyle açıklama yapıp da makamları suçlamanın anlamı yok, hiçbiriniz hiçbir şey yapmadınız …

    Bu arada bazı kesimler, raporda yazılanların dikkate alınmamasına, denetim görevinin yerine getirilmemesine şaşırmış gibi davranıyor.

    Niye şaşırıyorsunuz ki? Şaşırmaya gerek yok… İlk kez mi denetim sorunu yaşadı bu ülke?

    Hangi konuda denetim yapabildiler ki?

    Kazara yaptığı denetimin gereklerini yerine getirebildi mi?

    Bu ülke denetim özürlüdür ve halkın yaşadığı birçok sorun da denetimsizlikten kaynaklanmaktadır…