Yıllarca bacalardan zehir soluduk, topraktan zehirli ürün yetiştirdik

ads ads ads ads
08/12/2023

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


ÜLKEDE KAYITLI KANSER VAKASI 21 BİN. AKTİF VAKA SAYISI 1200. 15 BİN KİŞİ KANSER SONRASI KONTROLLERİNE DEVAM EDİYOR. HER 15 KİŞİDEN BİRİ POTANSİYEL KANSER HASTASI (KABACA)

YILLARCA BACALARDAN ZEHİR SOLUDUK, TOPRAKTAN ZEHİRLİ ÜRÜN YETİŞTİRDİK, ASMADAN ZEHİR KOPARDIK… PEKİ YA MÜCADELE YETERLİ Mİ? İLAÇ SORUNU ÇÖZLÜCEK Mİ?

Ülke olarak başarısız olduğumuz en önemli konulardan biri de kanserle mücadele ve kanserle tedavi sürecidir. “Bu ülke kanserden kırılıyor” cümlesi son derece doğru bir tespittir. Şu küçücük adada basit bir mücadeleyi bile başaramamak ise toplumsal ayıbımızdır

Kanser Hastalarına Yardım Derneği bu alanda en güvenilir kaynağımız. Yıllık 700 kişinin kansere yakalandığını biliyoruz. Bu da her gün iki kişinin, her hafta 15 kişinin, her ay 60 kişinin kanser olduğu haberini alıyoruz demektir. Peki mücadele gücümüz aynı ortamda mı?

Ülkemizde 21 bin kayıtlı kanser hastası var. Kanseri yenenler var. 6 bin 500 kişi kanser nedeniyle yaşama veda etti. 15 bin 500 kişinin kontrolleri devam ediyor. Şu anda 1500 civarında vatandaşımız aktif kanser tedavisi görüyor (Bağımsız Gazete röportajından)

Kanserle mücadelede iki cepheye ihtiyacınız vardır. Öncelikle önlemek için mücadele edeceksiniz. Devamında ise var olanı iyileştirmek hayata bağlamak için. Sanırım biz hem önlemede hem de tedavi süreçlerinde ülke insanı yalnız bırakıldı

Bir ülkede nüfusun neredeyse her 15 kişisinden biri kanser oluyorsa, bunun sadece kader ya da genetikle alakalı olduğunu iddia etmek sanırım hiçbir bilimsel çalışmaya dayandırılamaz. Yediğimiz, içtiğimiz, beslenmemiz, tarım yapma şeklimiz…

Bir çok olay kansere davetiye çıkarıyor. Örneğin yıllardır ülkenin kanını, tüm kaynaklarını sömüren KIBTEK’e bağlı Teknecik’te zehirli bacaya çözüm bulunamadıysa, sanırım kanserle mücadeleden bahsedilemez. O baca her gün zehir kusuyor, herkes bunu biliyor ama seyrediyor

Senelerce Dikmen Çöplüğün dumanı ile zehirlendik. Avrupa Birliği dünya kaynak harcadı, Güngör Çöplüğü oluşturuldu. Onu da beceremedik, senede iki kez orada yaşanan büyük yangınlar nedeniyle zehir solumaya devam ediyoruz. Bu beceriksizlik tablosunun içerisinde, insanımızın kanser olması gayet doğaldır

Devlet Laboratuvarı yandı. Bir çok test aksadı. Aksayan testlerin önemli bir bölümü gıdayla alakalıdır. Buna rağmen yeni bir laboratuvar yapmadık, yapmayı beceremedik. Bu ülkenin eğitimli insanlarını derme çatma yerlerde görev yapmaya mecbur bıraktık

Sık sık, “şu gıdada limit üstü kalıntıya rastlandı” haberlerini görüyoruz. Neden? Tarımda kullanılan ilaçlar nedeniyle. Bu alanda da bir mücadele yapılamadı. Bilerek ya da bilmeyerek, yıllarca üzerine zehir kusulan gıdaları tükettik

Sigara, uyuşturucu kullanımı ile ilgili mücadelede de son derece başarısızız. Yetmedi, devlet gençle daha çok zehirlensin diye Ekonomi Bakanlığı ve Başbakanlık eli marifetiyle emirname hazırlıyor ve dünyada kansere yol açtığı bilinen elektronik sigaranın adaya gelmesinin önünü açıyor

Meme kanseri ve prostat kanseri ise en yaygın türü… Bu nedenle devletin sürekli olarak tarama yapması gerekiyor. Maalesef bu noktada da çeşitli gerekçelerle tarama sistemi devrede değil. Peki nasıl olacak? Sorun biliniyor ama mücadele edilmiyor

Yediğimizle zehirleniyoruz. Havadan solduğumuzla zehirleniyoruz. Genetik sorunlar da var… Buna rağmen az sayıda doktora 1500 civarı sürekli tedavi gören hastayla ilgilenmeleri için görev veriyoruz. Ne böyle mücadele olur, ne de bu mücadeleyle kanser olan insan sayısı azalır

En kötüsü de, bu rakamlar bilindiği halde, hem kanserle mücadelede kullanılan ilaçlar, hem de kanser sonrası bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için kullanılması gereken ilaçlar konusunda yaşanan sorunlar…

08/12/2023 08:22
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.