YOLSUZLUK, TORPİL VE HUKUKSUZLUĞA ALIŞAN KAMU SİSTEMİ, ANCAK HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLE DÜZELİR. ÜLKEYE HİZMET ETEMEK İSTEYEN SİYASETÇİ, İŞE YETENEKSİZ, LİYAKATSİZ, İŞ TAKİPÇİSİ BÜROKRATLARINI TEMİZLEYEREK BAŞLAMALI

ESAS AYIP OLAN NE BİLİYOR MUSUNUZ? VATANDAŞ YOLSUZLUKLA MÜCADELE EDİLDİĞİNE İNANMIYOR, ZATEN GÖRÜNEN DE BU: YAPANIN YANINA KAR KALIYOR, ÜSTÜNE TERFİ ALANLAR VAR… VATANDAŞ İSE BEDELİNİ ZAM İLE, FAATURALARLA ÖDÜYOR

Gün geçmiyor ki, yeni yolsuzluk haber ve ihbarlarını almayalım… Bir taraftan talimatlarla vergi dairesinde bağışlanan milyonlarca vergi, diğer tarafta anlamsız ihale oyunları… Sürekli mahkeme koridorlarında bürokratlar.. Yolsuzluğun tavan yaptığı bir ülke…

Geçen hafta… Güzelyurt Hastane ihalesi, hakkı olmayan bir firmaya verilmeye çalışılıyor… Kıb- Tek sayaç ihalesi, tam bir “yasal ama etik değil, biz kılıfına uydurduk” oyunu ile Türkiye merkezli bir firmaya peşkeş çekildi. Bölgelerde kamu daireleri şube müdürleri bir bir değişiyor, inanılmaz

Dün, en nihayet Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı (KHK) da isyan etti. Ne demiştik dün? Kurultay öncesinde KHK sınavları veya ataması ile dolması gereken makamlar, siyasetçi eliyle doldurulmaya çalışılıyor. KHK Başkanı, açıkça hükümetin suç işlediğini belirten bir uyarı kaleme aldı

“Yolsuzluk” sadece algı olarak değil, ayan beyan siyasetin ve siyasetçinin üzerine yapıştı. İşin enteresan tarafı, vatandaş artık, “yolsuzluk” yapanı değil sadece, bunu “engelleyemediğini” düşündüğü muhalefet vekillerine de güvenini kaybediyor

Oysa “siyaset” kurumu, bir ülkede en güvenilir kurum olmalı. Halkın hakkını korurken, kamu kaynağına sahip çıkarken, aynı zamanda gelişimi ve değişimi de sağlayacak adımlar atabilmeli. Bizde öyle mi? Bırakın kamu kaynağını korumayı, halkın hakkını korumayı, siyaset eliyle dibe itiliyoruz

Eskiden bu ülkede, bir siyasetçi aleyhine bırakın belgeli, bir köşe yazarı eleştiri yazsa ortalık kaynardı. Şimdi bu halk soyuluyor, bunun için bakanlık makamları kullanılıyor, ortada belgeler havada uçuşuyor, kimsenin umurunda değil. Hızla dibe vuruyoruz

Eski hükümetler döneminde Kıb- Tek akaryakıt ihaleleri ile soyuldu. Sayıştay Raporu var, 15 milyon Euro fazla ödemeden bahsediliyor. Belgeler de Sayıştay raporunun içerisinde… Umrunda olan var mı? Zerre rahatsız olan? Yok. Soyuluyoruz resmen, hesap soran yok

Şeker Sigorta soyuldu, raporu hazır. Koop Süt soyuldu, raporu hazır. Kıb- Tek ihale ihale soyuluyor… Güngör Çöplük süreci lağım çukuru. Bu ülkede eski Başbakana kaset komplosu kuruldu. Şikayet belli, şikayetçi belli, şikayet ettikleri belli… Zerre ilerleme sağlanmadı

“Yapanın yanına kalıyor” algısı, soygun meraklılarını cesaretlendiriyor. Büyük şirketler vergi kaçırsın, alım/ satımlarda devlet alacağını alamasın diye öyle oyunlar kuruldu, oynandı ki… hepsi biliniyor… Yargı yavaş, polis tahkikat dosyasını tamamlamamış, mahkeme görülmüyor

Polis ve savcılık eliyle geciken onlarca kritik dava, hakimler süreci biliyor ama, müdahele etmiyor, edemiyor. Her şey gözümüzün önünde şekilleniyor. Hepimiz eminiz artık. Yapanın yanına kaldığı sürece, hiç bir şey değişmeyecek… Böyle gelmiş, böyle gidecek

Başbakan Ünal Üstel, siyasette uzun yıllar geçiren, belki de son kez kurultaya katılacak bir siyaset adamı. Tüm bu çarpıklıkları biliyor, görüyor. “Kurultay var” diye, iş takipçi bürokratlara, ihaleci kurum yöneticilerine boyun eğmek zorunda değil. Hukukun üstünlüğü, ülke için yeterlidir