“Yüz yüze eğitim için gelin” dediğimiz öğrencilere yığınla sorun yaşatıyoruz...

ads ads ads ads
04/09/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Birçok kişinin “Ben ırkçı değilim ama…” diye başlayan cümlelerinin evrildiği yer, maalesef düpedüz ırkçılık…

   Çok üzgünüm ama birçok vatandaşımız ırkçıdır ve işin üzücü tarafı ırkçı olduğunun farkında bile değildir. Bence ülke insanının çoğunluğu “ırkçılık” ifadesinin anlamını bilmiyor ve bu konuda toplumun eğitilmesi gerekmektedir…

   Birkaç ay önce bir iş insanımız, iki Afrikalı kişinin, kızlarını taciz ettiği gerekçesiyle “Ben ırkçı bir insan değilim” dedikten sonra ülkemizdeki tüm Afrikalıları hedef alan, genelleme içeren çok ağır ifadeler kullanmıştı… Çok talihsiz sözlerdi söyledikleri…

   Elbette o iki kişinin yaptığı tasvip edilecek bir durum değildir ama onların yaptığını tüm yabancılara, tüm Afrikalılara mal etmek ve bu ülkede olmamaları gerektiğini söylemek, hakarete varan ifadeler kullanmak doğru bir tavır değildir…

   Bu ülkede yalnızca yabacılar, yalnızca Afrikalılar mı o tür taciz olaylarına karışmaktadır ya da başka suçlara? Kıbrıslı Türklerde suç işleyen yok mudur? “Tecavüzcü, tacizci, kaçakçılık yapan, uyuşturucu olayına karışan, hırsızlık yapan Kıbrıslı Türk yoktur” diyebilir misiniz? Vardır, mahkeme haberlerini iyi inceleyin göreceksiniz, tabii görmek isterseniz…

   Her toplumda suç işleyen kişiler vardır; suç işleyenler ya da başka istenmeyen şeyler yapanlar tüm bir ülkeyi, o ülkenin tüm insanlarını neden bağlasın, neden onlar da bir genellemenin içine alınsın?

    Hatırlayın, bir dönem İngiltere’de bazı Kıbrıslı Türkler ciddi suçlara karışmıştı. Kıbrıslı Türkler bazı uyuşturucu ya da kaçakçılık olayına karıştı diye İngiliz hükümeti ya da İngiliz halkı tüm Kıbrıslı Türkleri sorumlu tutsa ve dışlasa hoşunuza gider mi mesela?

    Peki biz neden Kuzey Kıbrıs’taki yabancılara özellikle de Afrikalılara ırkçı bir yaklaşım gösteriyoruz?

    Evet bu ülkeye “üniversite eğitimi alma” veya “çalışma” örtüsü altında gelip başka işler çeviren, amaçları farklı olan ve suç olaylarına karışan kişiler vardır. Ancak sırf onlar yüzünden, bu ülkeye yalnızca eğitim almak veya çalışmak için gelen düzgün, masum insanları sorumlu tutmak, dışlamak, üzmek son derece haksız bir yaklaşımdır.

    Evet bu devlet, bu ülkeye eğitim almak veya çalışmak için değil de başka amaçlarla gelen kişileri ayıramayacak durumdadır; tespit, denetim, izleme kabiliyeti yoktur. O tür insanların bu ülkede olması, geldiği ülkenin veya mensup olduğu toplumun suçu değil, bu ülkenin suçudur…

    Üniversite öğrencilerinin ülkeye gelmesini, yüz yüze eğitim olmasını, öğrencilerin piyasaya para bırakmasını istiyoruz ama ülkeye gelenlere çok sayıda sorun yaşatıyoruz, hiçbir sorunlarını çözmediğimiz gibi onlara ırkçı muamelelerde de bulunuyoruz.

    Yabancı uyruklu öğrencileri temsilen 10-15 kişilik bir öğrenci grubu, örgütleri VOIS Cyprus aracılığıyla dün meclis önünde bir eylem yapmak istedi. “Eylem” dediğim de bir basın bildirisi okuyup gideceklerdi, ancak “Yurttaşlar eylem yapabilir, ülkedeki yabancılar eylem yapamaz” diyerek, meclisin önünde durmaları ve bildiri okumaları engellendi…

    Ne dramatik bir durum; haksızlıklar, ayrımcılık, dikkate alınmama, sorunlarıyla ilgilenilmeme şikayetiyle sesini duyurmak isteyen yabancı öğrencilere meclis önünde durmak ve üç- beş satır bildiri okumak bile çok görüldü.

    Bak sen; bu ülkede yurttaş olanlar eylem yaparmış… Halbuki bu ülkede ve o meclis önünde vatandaş olmayıp da eylem yapan çok kişi gördük biz… Ne olurdu yani bu öğrencilerin bildirilerini okumalarına izin verilse? Polisin bu tavrı, onları daha çok demoralize etti.

    Öğrenciler, KKTC’de ırkçı tutumlarla mücadelede eksiklik olduğundan, barınma haklarının düzgün denetlenmediğinden, karantina ücretlerinin öğrencileri zorladığından, işyerleri ile üniversitelerde uğradıkları haksızlıkları, ev sahipleriyle yaşadıkları sıkıntıları şikayet edecek kurum bulamamaktan yakındı…

    Düşünebiliyor musunuz, üç haftadır sorunlarını anlatmak için hükümetle iletişim kurmaya çalıyor ama bunu başaramıyorlarmış… Yüz yüze eğitim için kendilerini buraya getirmeye mecbur bırakan ülke yöneticilerinin, sorunlarını görmezden gelmesine tepki gösteriyor öğrenciler.

    Başta Covid-19 duyuruları olmak üzere birçok açıklamanın Türkçe olduğunu ve bunları anlamadıkları için zor durumda kaldıklarını belirten öğrenciler, “Tek beklentimiz, uluslararası öğrencilere empati ile bakılması ve özellikle onları etkileyen kararlarda marjinalleştirilmemeleri veya son öncelik olarak görülmemeleridir” dedi.

   Yabancı öğrenciler açıklamalarında şöyle bir sorundan söz ediyor mesela; diyorlar ki; koyu kırmızı ve gri renkli ülke öğrencilerinin KKTC’de karantina sürecini “merkezi karantinada” geçirecekleri açıklanıyormuş, ardından bu karar “ev karantinası” olarak değiştirilmiş ancak halen havayolları merkezi karantina ücreti talep ediyormuş, sınır dışı edilen öğrenciler varmış... Öğrenciler, merkezi karantina ödemesi yapan kişilerin parasının iade edilmesi talep ediyor.

   Açıklamada, öğrencileri etkileyen bu tarz bilgilerin, daha net olarak açıklanması ve üniversiteler aracığıyla doğrudan öğrencilere iletilmesi gerektiği de vurgulanıyor.

   Mesela yeni dönemde üniversitelerde yüz yüze eğitime başlanması yönünde hükümetin karar aldığını, ancak üniversitelerin bu bilgiyi öğrencilere bu hafta bildirdiğini ve bu kadar kısa sürede öğrencilerin plan yapacak zamanı kalmadığı da belirtiliyorlar.

    Öğrencilerin yüz yüze eğitime ilişkin en büyük endişeleri, eğitim sebebiyle ülkeye zorunlu olarak getirilmelerine rağmen, ileride başka bir dalga olduğunda maddi-manevi zorluklarla karşı karşıya kalmalarıymış… Salgın nedeniyle kapanma dönemlerinde ülkelerine gidemeyip, burada kalan öğrencilerin ciddi sorunlar yaşadığını anımsatıyorlar…

  Ülke olarak uluslararası öğrencilere bu sorunları yaşatıyoruz ve hükümet bunların farkında bile değil. Biz bu anlayışla bu ülkeye nasıl öğrenci getireceğiz, nasıl yüz yüze eğitim yapacağız?

    Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak biz bu hükümete güvenemiyoruz, uluslararası öğrenciler nasıl güvensin?

    Öğrenciler, açıklamalarının sonunda “Uluslararası öğrencileri çocuklarınız olarak göreceğinizi ve öyle olduklarını hayal edeceğinizi umuyoruz” ifadelerine yer verdi ki gerçekten de çok uzak ülkelerden, büyük özveriler göstererek gelen bu gençlere kendi çocuklarımızı düşünerek, empati yaparak, çocuklarımız gibi davranmalıyız… Hem biz vatandaşlar hem de hükümet…

   Bizim de birçok ülkede eğitim gören çocuklarımız var, onlara o ülkelerde böyle zorluklar yaşatsa hoşumuza gider mi? “Üniversite adasıyız” demekle olmuyor, gereklerini de yerine getirmeli, bindiğimiz dalı kesmemeliyiz…  

 

 

 

04/09/2021 19:00
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.