Zihniyet değişmezse belediye sayısının azalması hiçbir fayda etmez
24/10/2022











Ali Baturay
Belediyelerin sayısını 28’den 18’e düşüren “Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin (Özel) Yasa” ile ilgili yürütmenin durdurulması talebiyle CTP’nin Anayasa Mahkemesi’nde dosyaladığı davanın kararı bugün açıklandı.
Mahkeme, dava açılan yasa maddelerinden bazıları yürürlüğe girmediği için onları değerlendirmeye almadı ancak yürürlüğe giren 4’üncü ve 6’ncı maddelerinin oyçokluğuyla Anayasa’ya aykırı bulunmadığına karar verdi. Bu çerçevede 25 Aralık’ta yapılacak yerel seçimlerde 18 belediye için oy verilecek…
Tabii dava bitmiş değil, devam ediyor. Sadece CTP’nin yürütmenin durdurulması talebi reddedildi. Davanın esası yerel seçimden sonra görüşülecek.
Anamuhalefet CTP, ısrarla davanın bitmediğini belirtiyor ve seçimden sonraki birinci gün itibariyle büyük bir kaos doğacağı konusunda ısrarlı.
Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendirmeyeceğim, karara saygı duyulması gerektiğine inanıyorum.
Mahkemenin bu kararını, UBP’li kurmaylar ya da hükümet tarafı, rövanşı almış gibi görüyor ve seviniyor.
Daha önce hükümetin yerel seçim tarihini, yasal tarih olan haziranda yapmayıp kasım olarak belirlemesinin Anayasa Mahkemesi’nden dönmesi kararına karşı bu kez mahkemenin, “Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin (Özel) Yasa” ile ilgili CTP’nin yürütme kararının durdurulması talebini reddetmesi, sanki iktidar ile muhalefet arasındaki rövanş maçlarının eşitlenmesi gibi değerlendirildi.
Ortada maç falan yok, kimse ne çok üzülsün ne de çok sevinsin…
Hükümet tarafı, daha önce Anayasaya aykırı aldıkları kararları, yaptıkları yasaları geri döndüren Anayasa Mahkemesi’ne öfkeliydi, hatta bazı bakanlar açık açık bunu dile bile getirmiş, neredeyse mahkemeyi düşman ilan etmişlerdi.
Bu kez Anayasa Mahkemesi, “yürütme kararının durdurulması talebini reddederek”, hükümetin istediği, beklediği bir karar verdi.
Umarım, hükümet tarafı artık Anayasa Mahkemesi’yle ilgili şüpheler içine girmez. Belki hükümet tarafının ruh hali düzelmiştir bu karardan sonra. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymak gerektiğini anlaşmışlardır inşallah.
Kim bilir? Ya ruh halleri düzelir ya da buradan cesaret alıp daha fazla Anayasaya aykırı işler yaparlar.
Benim üzerinde durmak istediğim şey; hükümet kanadının ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Belediye sayısı azaldı, her şey düzelecek” mealinden açıklamalarıdır. Tatar, “Belediyelerin kaliteli hizmet verebilmesinin önü açıldı” diyor.
Hükümette reform sevinci var, artık yerel yönetimlerde her şey yolunda gidecekmiş…
Emin misiniz? Öyle mi acaba? Belediyelerin sayısı azaltılınca gerçekten sihirli değnek değmişçesine her şey düzelecek mi?
Muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin, “Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin (Özel) Yasa”nın bazı maddelerinin çok büyük bir kaosa neden olacağı yönündeki tespitleri bir tarafa, ben oralara girmeden bir şeyler söylemek istiyorum.
Mesele belediye sayısının azalması veya bu konuda bir yasa yapmak değil; mesele zihniyet değişecek mi?
Evet mesele zihniyet meselesidir. Siz belediyeleri ister 8 yapın, ister 18, isterse de 38, yine eski alışkanlıklarla yönetecekseniz yine batan belediyeler göreceğiz.
Yine bazı başkanların yaptığı gibi belediyeleri ekonomik akıldan yoksun yönetirseniz, akıl almaz, hesapsız kitapsız harcamalar yaparsanız, belediyeleri siyasi partinizin istihdam deposu haline getirirseniz, hiçbir şey iyiye gitmez.
Bugün ülke o kadar zor günlerden geçerken, tasarruftan söz edilirken, hükümet edenler devlet daireleri ve kurumlarına hem yasaya aykırı hem de etik dışı “geçici işçi” istihdam etmektedir. Seçim yanaştıkça partizanca istihdam sayısı artmaktadır. Yalnızca Başbakanlığa eylül ayı içinde 20 kişi istihdam edilmiş…
Ülkede o kadar zor durumda insan varken, işsizlik artarken, fırsat eşitliğine aykırı bir şekilde partizanca istihdamlar yapanlar, yarın kazandıkları belediyelere partizanca istihdam yapmayacak mı?
KIB-TEK’te ekonomik akıldan yoksun doğrudan alımlarla devleti milyonlarca zarara uğratanlar, belediyelerde benzer ekonomik akıldan yoksun işlere imza atmayacak mı?
Dededen kalma bu küflü zihniyet sürdükçe, böyle bir ortamda belediyelerin sayısının bir önemi var mı ki? Bulundukları belediyede hizmet etmeyi değil de orasını siyasi rant aracı olarak görüp, partilerinin arpalığı haline getirenler için reform veya belediye sayısının azalması bir şey fark eder mi?
Hükümet kanadının şu anda yaptıklarına baktığınızda zihniyetlerinin değişmediğini görüyoruz. 21’inci Yüzyıl’da halen devlet olanaklarını peşkeş çekme derdindedirler, ne istihdamı adaletli ne de atamaları liyakate göre yapıyorlar.
Bu zihniyette olanlar yerel yönetimlerde değişir mi sanıyorsunuz? Arada istisnalar çıksa da değişmez, o nedenle belediye sayısının azalmasına sevinmek için acele etmeyin. Kehanette bulunuyor değilim, mal ortada, değil iyi hizmet almak, şimdikinden beter durumlar ortaya çıkacak, göreceksiniz. Belediye sayısının azalmasına erken sevinmeyin, sevinirseniz de birine söylemeyin. Umarım haksız çıkarım…
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





