Zor yazı…

ads ads ads ads
27/08/2017

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


16 yaşında daha lisedeyken yaz aylarında Halkın Sesinde köşe yazısı yazmamı teşvik etti. Akay Cemal’i ve Dr. Fazıl Küçük’ü bu şekilde tanımış oldum.

1970’li ve 80’li yıllarda meclisteki idari görevi icabı, birçok siyasetçiyi tanımama, siyaseti siyasetçilerin dilinden dinlememe ve siyasete ilgi duymama zemin hazırlayan da oydu. Yaz aylarında toplantı günü odasına gidip genel kurulun başlamasını beklerdim. Osman Örek’i, Hakkı Atun’u, Ayhan Acarkan’ı, İsmet Kotak’ı, Fuat Veziroğlu’nu, Naci Talat’ı, Taşkent Atasayan’ı, Ali Atun’u, İrsen Küçük’ü ve daha nicelerini toplantı günlerinde onun odasındaki sohbetlerden tanıdım.

İleriki yıllarda yazı yazmaya devam ettiğimde ‘’siyaseti takip et ama siyasetin dedikodusunu değil hep politikayı düşün ve yaz’’ derdi.

***

Onun neslinin tümünün yaptığı üzere Kıbrıs Türkünün bu adada varoluş mücadelesinin temelinde harcı olan sayısız kişiden biriydi.

İngiliz bayrağı altında hayata başlayıp, çocuklarına ve torunlarına devlet kurup emanet eden neslin bir üyesiydi. Ben onun neslini hep öyle gördüm ve onlarla bizim neslin boy ölçüşemediğini düşündüm. Bizim neslin içinden bireysel olarak bir yerden bir yere çok daha hızlı ulaşan belki çok daha fazla oldu ama babamın nesli toplu olarak Kıbrıs Türkünü mesafe olarak çok daha ileriye götürdü.

Yine ayni neslin yaptığı üzere çocuklarının eğitimi ve daha iyi şartlarda yetişmesi için büyük fedakârlıklar yapmaktan hiçbir zaman kaçınmadı.

Hayatını yine ayni neslin insanları gibi ne zaman olacağı belli olmayan anlaşma sonrasını bekleyerek hep temkinli bir şekilde planladı ve yaşadı.

Günden güne ortaya çıkan zorluk ve olumsuzluklara rağmen her zaman şükürler olsun dedi ama ilerisi için ya daha kötüsü olursa diye de düşüncelerinde ve attığı adımlarda tereddüttü eksik etmedi. Yokluğu da varlığı da görmüş biri olarak cimri değil tutumluydu.

***

1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisinin ilk Kıbrıslı Türk memurlarından biriydi.

Rum ile birlikte ortak bir devlette çalışmanın nasıl bir şey olduğunu ve Kıbrıs Türkünü hiçbir zaman eşit olarak görmediklerini birinci elden tecrübe etti.

Yaşayıp tecrübe ettiklerinden dolayı bir anlaşmanın olsa da yaşatılamayacağına olan inancını aşamadı.

Şaka yollu bile olsa ‘’bir kez daha denesek bu böyle gitmez’’ diyecek olduğumda da 1960-63 ortak meclis döneminde tanıma fırsatı bulduğu Klerides dahil birçok su yüzüne çıkmamış birebir yaşadığı anekdotları anlattı durdu.

İnsan, toprak, hayvan sevgisi, pozitif enerjisi olan biriydi ama Rum ile ortak bir şey yapmanın mümkün olmadığına olan inancını milim değiştirmedi.

Birçok şeyi toplum birlikte yaşamış olsa da Rum ile anlaşmanın mümkün olacağına inananları hoşgörü ile dinledi ama söylediklerine inanmadı.

***

DAÜ de öğretim görevlisi olan kız kardeşim Sinem’in ve benim çocuklarımızla bir araya gelmemiz en büyük mutluluğuydu. Hiç kimseye dayanmadan ve bağlı kalmadan kendi ayaklarımız üzerinde durduğumuzu görmesi de diğer mutluluk kaynağıydı.

Lisedeyken başladığım yazı yazma alışkanlığını son sekiz yıldır düzenli yazı yazarak devam ettirmem ile farklı bir gurur duydu. En azından ben öyle hissettim. Arkadaşlarına yazdığım yazıları okumaktan büyük bir keyif aldı. Onların yorumlarını aktarmaktan da geri kalmadı. Yeri geldi onların yanından telefon açtı.

Kıbrıs’ın dışında olsam da Kıbrıs’ı ve Kıbrıs Türkünü her zaman içimde taşımamı bana aşılayan annem ile birlikte oydu. Sanırım uzunca bir süre ara verdikten sonra tekrar yazı yazmamı, yazdığım yazılara yorum yaparak motive etmeyi de bunun için yaptı.

Sana doğru yardım için adım atana koşmaya, konumun ne olursa olsun mütevaziliği elden bırakmadan karşılık beklemeden yardımcı olmaya her zaman istekli olmayı da ben ondan öğrendim. Devlette çalışmanın insanların sorunlarını çözerek hizmet etmek olduğunu da ondan gördüm. Ailesinden sonra en büyük zenginliği de buydu.

Geçen hafta ömür bıraktı.

Babam Osman Uzunoğlu’nu kaybettikten sonra oturup kaldığım yerden siyaset üzerine yazı yazmak ağırıma gitti. Yapamadım. Ya yazmayı bırakacaktım ya da böyle bir yazı ile devam etmeyi deneyecektim. Babamın istediğini seçtim.

Size devleti kuran neslin bir üyesinin hayatından, yetiştirdiği iki evladından biri olarak bir kesit aktardım.

Mesaryalı bir çiftçi çocuğu olarak yolunu kendi başına bulup, Üniversite tahsilini tamamlayıp, adaya geri dönüp, mensubu olduğu topluma hizmet etmiş, bir yerde birçok Kıbrıs Türkünün ortak hayat hikâyesini temsil eden, devlet kuran neslin bir üyesini anlattım.

Onu kaybettiğimiz için elbette çok üzüntülüyüz. Ancak üzüntümüz bu dünyadan göçüp gitmesi kadar, Kıbrıs Türküne özgü hoşgörü ile sıvanmış değerlerin de ömür bırakanlar ile birlikte yok oluyor olmasından.

27/08/2017 10:30
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: cenk uzunoğlu
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.