AB ve Türkiye’nin Yardımlarını Birlikte Okumak

Geleceği planlarken AB ve Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere yönelik programlarının özlerini birlikte okumamızda fayda vardır

ads ads ads ads
26/06/2011

ads
AB ve Türkiye’nin Yardımlarını Birlikte Okumak

Birikim Özgür Ekonominin Sesi için yazdığı "AB ve Türkiye’nin Yardımlarını Birlikte Okumak" başlıklı yazısında şu görüşleri ortaya koydu.

Geleceği planlarken AB ve Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere yönelik programlarının özlerini birlikte okumamızda fayda vardır.
AB hali hazırda Kıbrıs’ın kuzeyindeki altyapının güçlendirilmesi için bazı katkılarda bulunuyor. Sosyal ve ekonomik gelişimi öngören programlar uygulanıyor, sivil toplumumuz destekleniyor, AB ile yakınlaşmamız ve müktesebata uyum için hazırlanmamız sağlanıyor. Ne var ki söz konusu yardımların istenilen düzeylerde olamadığı da bir gerçek.
AB yardımlarının temel amacı ülkenin yeniden birleştirilmesini kolaylaştırmaktır. Bunun için Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişiminin teşvik edilmesi öngörülüyor.
Referandum sonrası AB’nin benimsediği Kuzey Kıbrıs vizyonu geçerliliğini korurken Kıbrıslı Rumların geliştirdiği tutum dolaylı bir vesayet ilişkisini gündeme getiriyor. Kıbrıslı Türklerin sosyal ve ekonomik gelişiminin Kıbrıslı Rumların doğrudan kontrolüne bırakılması yerine söz konusu vizyona aday ülke konumundaki Türkiye’nin artan düzeylerdeki katkısı söz konusu. Türkiye ile imzalanan protokollerin belirleyici unsura dönüşmesi bundandır...
Kıbrıs’ın kuzeyinde 2009 seçimleriyle oluşan siyasi iradenin bu vizyonu temsil etmiyor oluşu ise ciddi sorunlara sebep olmaktadır...
2009 seçimlerinin dinamikleri ayrı bir yazı konusu olmakla birlikte Türkiye’nin AB serüvenine taş koymak isteyen derin güçlerin burayı bir laboratuar gibi gördüklerini akılda tutmakta her zaman için fayda vardır. Ancak iç dinamiklerimiz ve halka güven siyasetteki belirleyici unsur olmalı, siyasi süreçlerden herkes gereken dersleri çıkarmalıdır hiç kuşkusuz.
Bağlamı bu şekilde resmettikten sonra meşhur programa odaklanalım:
Programın amacı, “ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik izolasyonlara rağmen sürdürülebilir bir kalkınmanın tesis edilmesi” şeklinde ifade edilmektedir. Bir anlamda, Kıbrıslı Rumların oluşturmaya çalıştığı dolaylı vesayet ilişkisine meydan okuyan ve AB’nin belirlediği vizyonu destekleyen bir duruş sergilenmektedir bu programla.
Kıbrıslı Türkler de zaten farklı toplum kesimlerini bir araya getiren Toplumsal Diyalog ve Değişim Forumu’nda federal çözüm için müzakereler devam ederken bir değişim ve dönüşüm programına duyulan ihtiyacını tespit etmişlerdir.
Açıklıkla ifade etmek gerekirse Kıbrıslı Rumlarla dolaylı vesayet ilişkisine meydan okuyan mevcut programa hak ettiği siyasi değer atfedilemiyor içinde bulunduğumuz siyasi koşullarda. UBP hükümetinin bu “araç” kullanılırken atılacak adımların Türkiye ile doğrudan bir vesayet ilişkisine yol açılması halinde AB etkisiyle oluşan vizyondan sapmalar yaşanacağı tespitini yapabilecek nosyona sahip olmaması ciddi bir handikaptır. Bu durum Türkiye ile ilişkilerimize de büyük darbe vurmaktadır...
Mali sektörümüzü ve kamu maliyesini yeniden yapılandırmayı öngören, reel sektörün desteklenmesi vurgusunu içeren program ana hatlarıyla AB’nin siyasi olarak çizdiği Kuzey Kıbrıs çerçevesinin dışında değildir aslında. Programın ekinde yer alan Ek Matris’te kamu maliyesi, mali sektör ve reel sektöre ilişkin atılması gereken adımlar takvimlendirilerek ifade edilirken, bu adımların büyük çoğunluğu toplumumuzun hemfikir olduğu değişimleri işaret etmekte, kimi noktalarda mevcut iktidarın diyalog ve katılımcılık ilkelerine dayandırılmamış yaklaşımlarından ötürü AB etkisiyle şekillenen vizyonun dışına çıkılması ihtimali toplumumuzun huzurunu kaçırmaktadır. Bu noktalarda da rahatsızlık nadiren değişim karşıtlığından ama esasta siyasi vizyona ilişkin belirsizlikten kaynaklanmaktadır. Özellikle stratejik planlamadan yoksun bir şekilde özelleştirmelerin bu denli ön plana çıkmış olması ve buna bağlı olarak yürünmekte olan yolun Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomiyi doğrudan Türkiye ekonomisi ile entegre edecek bir siyasi yol haritasını akıllara getirmesi Kıbrıslı Türkleri huzursuz etmektedir. Kıbrıslı Türkler çevre ile ilişkilerinde Annan planı ile şekillenen yeni durumun gerisine düşülmesinden endişe etmektedir. Türkiye açısından meselenin farklı ele alındığını sanmıyorum. Ancak önümüzdeki haftalarda 20 Temmuz’u bir fırsata dönüştürerek Sn. Başbakan Erdoğan’ın Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs vizyonunu net olarak ortaya koymasını talep etmemiz gerekmektedir...
Kıbrıslı Türkler küresel ölçekte varlığını sürdürmek için kamuya dayalı hantal ekonomiyi gözden geçirmekten yanadır. AB uyum süreci yaşayan ülkelerde olduğu gibi rekabete hazır olmayan Kıbrıslı Türklerin bölgesel ekonomi içinde hap gibi yutulmasını önleyici ve rekabet gücümüzü artırıcı önlemler düşünülmelidir. Kıbrıslı Rumların dolaylı vesayet baskısını da göz önünde bulundurup mevcut programı siyaseten reddetmektense AB vizyonu ile örtüşen noktalarını ön plana çıkarmalı ve geçiş dönemi ihtiyacını göz önünde bulundurarak programdaki huzursuzluk yaratıcı unsurları Türkiye ile masaya yatırmalıyız.
Mevcut hükümet bu yaklaşımı geliştirmek yerine örneğin DAÜ’de olduğu gibi çeşitli yalanlara tevessül edip işin içinden çıkmaya çalışmaktadır. Bunun adı, vizyonsuzluktur. Değişim ve varoluş için toplumsal seferberlik bu zihniyetle sağlanamaz...
Değişim paradigmasını içselleştirmiş ve çeşitli mazeretlerle değişimi bilinmez bir tarihe ertelemeyecek; geçiş dönemi ihtiyacını kaçış dönemi gibi algılamayacak; AB ve Türkiye’nin yardımlarını birlikte okuyabilen duruşu temsil eden bir iktidar yapılanmasına ihtiyaç her geçen günle birlikte daha da artıyor.
Ne Kıbrıslı Rumlarla ne de Türkiye ile vesayet ilişkisini tercih eden toplumumuz siyasi zeminde akıl yoluyla kendini ifade edebildiği ve somut adımlar atabildiği oranda varlığını geleceğe taşıyabilecektir...

26/06/2011 08:44
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Kıbrıs konusu TC-AB ilişkileri, AB ve Türkiye’nin Yardımlarını Birlikte Okumak, Birikim Özgür
MANŞETLER

HK EKONOMİ

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.