Eğitim - Kalkınma İlişkisi

Tek başına yüksek ortalama eğitim çok bir anlam ifade etmeyebiliyor. Sunulan eğitimin kalitesi de büyük önem taşıyor

ads ads ads ads
28/08/2011
Ekonominin Sesi- Haberkibris

ads
Eğitim - Kalkınma İlişkisi

Birikim Özgür Ekonominin Sesi için "Eğitim - Kalkınma İlişkisi" başlıklı yazısında şunları yazdı:
Kalkınma, bireylerin refah düzeyini yükseltmek amacıyla siyasal iktidarların belli ekonomik ve toplumsal politikalar izleyerek toplumsal yapısını değiştirme girişimi iken eğitim ise ekonomik ve toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesinde gerekli sayıda ve nitelikte insan yetiştirilmesini hedefler. Yani ikisi arasında doğrudan bir ilişki olduğu iddia edilebilir.
Araştırmalar, bir ülkede nüfusun ortalama eğitimi bir birim arttığı zaman o ülkenin kabaca %0,7 büyüdüğünü gösteriyor. Bu büyümenin yarısı eğitimin doğrudan katkısı olarak gündeme gelirken, diğer yarısı ise eğitim ile ekonomi arasındaki karşılıklı etkileşim sayesinde oluşuyor. Önce eğitim kalkınmayı, sonra kalkınma eğitimi, tekrar eğitim kalkınmayı olumlu etkiliyor.
Ortalama eğitim, bir ülkenin eğitim alanındaki başarısını en iyi gösteren ölçümlerden bir tanesi. Ülke nüfusunun aldığı toplam eğitim yılı sayısının toplam nüfusa bölünmesiyle hesaplanıyor. Kıbrıs’ın kuzeyi için bu konuda detaylı bir çalışma yok ancak kabaca hesaplayınca ortalamamızın 9-10 civarı çıkacağı öngörüsünde bulunmamız mümkün.
Bu rakam, Türkiye’de, AK Parti döneminde, 4’ten 6’ya ulaştı ve bu büyük bir başarı addedildi. Türkiye’de ortalama eğitim yükseldikçe, kalkınma gerçekleşiyor; kalkınma gerçekleştikçe ortalama eğitim artıyor. Aynı şekilde son yıllarda dünyada ortalama eğitim seviyesini en çok yükselten ülkelere baktığımızda bunların aynı zamanda en büyük ekonomik büyümeyi gerçekleştiren ülkeler olduklarını görüyoruz.
İşin bir de nitelik boyutu var. Tek başına yüksek ortalama eğitim çok bir anlam ifade etmeyebiliyor. Sunulan eğitimin kalitesi de büyük önem taşıyor. Bilgiyi nakletmekten öte bilgiyi aramayı, analiz etmeyi, sorgulamayı, kısaca bilgiyi kullanmayı öğretmek çok daha fazla önemli. Ezbere dayalı eğitim anlayışından bilgiyi sorgulayan eğitim anlayışına geçiş, eğitimde bir devrim olarak nitelendiriliyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde, eğitim alanında devrim tamamlanmış değil. Bir önceki hükümet döneminde bu konuda ciddi bir reform sürecine girişilmiş ancak siyasi ortam devrimi sahiplenme ve topluma yayma açısından çok da elverişli olamamış. Bunun Türkçesi şu: Dünden bugüne nice doktorlar, mühendisler yetiştirdik ve bunun sonucunda yüksek bir ortalama eğitim düzeyine sahibiz ancak bütün dünyadaki normları alt üst edebilecek denli eğitim-kalkınma ilişkisini sağlam temellere oturtabilmiş değiliz henüz. Özellikle siyasal alanda bu sıkıntıyı gözlemlemek çok kolay. “İyi yetişmiş” insanlar dahi bilgiye ve belgeye dayandırmaksızın, evrensel düzeyde kabul görmüş ekonomik temel göstergeleri hiç ama hiç dikkate almaksızın, havanda su dövmekte hâlâ. Siyasal alandaki tıkanıklık, solda ve sağda sürerdurumun sürüp gidiyor oluşu biraz da bundan kaynaklanıyor. Okumuşuz ama henüz 21. yüzyıl değerleriyle barışık yaşamayı öğrenememişiz. Bin bir hesabın döndüğü siyasal alanda toplum, elini defalarca sıktığı o “tanıdık” kimseye dönüp de “Arkadaş güzel konuşuyorsun ama bu işler dünyada artık böyle yapılmıyor” dememiş, diyememiş. Haliyle siyasal alandaki bu çarpıklık, toplumun geneli ile de bir etkileşim içerisinde olmuş şimdiye dek...
Kıbrıs’ın kuzeyinde bir de sonradan vatandaş olanların ortalama eğitim seviyesini düşürmesi sorunu ile karşı karşıyayız. Özellikle Türkiye’den gelip burada vatandaş yapılanların ortalama eğitim düzeyi, ortalama eğitimimize negatif etki yapmakta. Güncel bir tartışma olan “yeni vatandaşlıklar” konusu bu açıdan değerlendirildiğinde, 20 Temmuz törenleri için ülkemizi ziyaret eden Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan’ın “kalkınma için yüksek nüfusa ihtiyaç var” iddiası hizmet sektörünün ağırlıklı olduğu bilgi ekonomileri için aslında çok da geçerli olmayabiliyor belirli durumlarda. Ortalama eğitimi 4’ten 6’ya çıkınca bunu devrim diye nitelendiren Türkiye için Sayın Erdoğan’ın bu söylemi geçerli olabilir. Milyonlarca insanın yaşadığı Türkiye’de nüfus ve eğitim ortalaması arttıkça ekonomik kalkınma da doğal olarak bir artış gösteriyor ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde eğitim ortalamasını düşürecek suni bir nüfus artışı burada illa ki ekonomik kalkınmayı hızlandıracak diye bir durum söz konusu olmayabilir. Burada önemli olan vizyon belirleyip işgücünü buna bağlı olarak kontrollü bir şekilde sosyal yapıyı da koruyarak geliştirebilmektir.
Gerek Kıbrıs Türk siyasetinin değişim ve kendi ayakları üzerinde durabilme hedefine odaklanmaya ilişkin gönülsüzlüğü ve zamana oynama stratejileri gerekse buradaki vizyonsuz ekonomi uygulamalarının yarattığı Türkiye’den Kıbrıs’a sağlıksız nüfus akışı nedeniyle eğitim-kalkınma ilişkisinde normalizasyon hep ikincil öneme sahip bir konu olarak kalmaya aday!
Tüm bu sınırlılıklarımıza rağmen eğitimde kalitenin artırılmasına ve her bir birey için ezberci anlayıştan bilgiyi doğru kullanabilme anlayışına geçişe odaklanmamız gerekiyor. Dünya, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik yönden hızlı bir şekilde değişirken bundan bizim azami faydayı sağlayabilmemiz ve tüm bu değişimler nedeniyle meydana gelebilecek olumsuzlukları asgariye indirebilmemiz için eğitim alanında da çeşitli önlemler almamız kaçınılmazdır.
Yüksek eğitim ortalamamız, siyasal alandaki doğru çalışmalarla statükoyu aşma kabiliyetimizi geliştirebilmemiz durumunda aslında çok kısa sürede bilgi toplumuna dönüşmeye aday olduğumuzun da bir göstergesidir. Dünyada 1970’lerden sonra bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişme; ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da yeni gelişmelere sebep olurken bizde bunlarla birlikte gelmesi beklenen kalkınmanın başka unsurlarla korelasyonu eğitimle olduğundan çok daha yüksek düzeylerde. Örneğin kamuda bilgi toplumunun ekonomik büyümeyi hızlandırıcı sosyal alt yapı hizmetlerinin sunumu tam bir felaket.
Kıbrıslı Türkler olarak değişimin eşiğinde, “memur olan mamur olur” anlayışından kurtulmamızın zamanıdır şimdi. Madem dünyada meslek edinmek için üniversiteye gidilen ve mezun olduktan sonra sadece üniversitede öğrenilenlerin işte uygulandığı eski ekonomi dönemi çok gerilerde kaldı, şu veya bu şekilde bizde de bu anlayış aşılmaktadır hızla. Sendikalarımızın yeni koşullarda varlığını sürdürebilmesi de tamamen bu yeni anlayışa yapacakları katkılarla doğrudan bağlantılıdır. Sendikalarımız, bu süreçte siyaset üzerindeki etkilerini negatif yönde değil pozitif yönde kullanırlarsa değişim çok daha rahat bir şekilde yaşam bulabilir...
Yeni ekonomide öğrenme faaliyeti, üniversite sıraları ile sınırlı olmaktan çıkmış, yapılan işin önemli bir parçası olmuş ve hayat boyu devam eden bir süreç haline gelmiştir. Günümüzde en iyi okullardan mezun olanları dahi şirketler eğitmek zorunda kalıyorlar. Bunun önemli nedenlerinden birisi üniversitelerde sunulan eğitim içeriğinin fazlasıyla teorik ve uygulamadan uzak olması. Yeni yüzyıl, sürekli eğitim, verimlilik ve kalite çağı oldu. Eğitim adeta altın bir zincir gibi bu yolla toplumların gelişmesine, rekabet gücü yoluyla zenginleşmesine yardımcı olurken, diğer yandan istihdamı genişleterek çağımızın zenginliklerine doğru uzanan yolları açmakta.
Bu değişim sürecini yaşayan ülkeler demokratik ve sosyal yönden de gelişiyor. Bu süreç beraberinde özgürlükleri, korkusuz toplumu, insanca çalışma ve yaşama koşullarını getirmekte! Bilgi çağına yönelmiş küresel ekonomide büyüme ve istihdam sorunlarına getirilen temel çözümler, stratejik olarak sürekli eğitim faktöründen geçmekte...
O halde, sağcısıyla, solcusuyla, işvereniyle, çalışanıyla, Kıbrıs Türk toplumu, eğitimi de kapsayacak şekilde “ortak toplumsal vizyon” hedefine kilitlenmeli, oluşturacağı vizyonun etrafında kenetlenip her kesimin kendi üzerine düşen misyonu yaşama geçirmesi yoluyla değişimi sağlamalıdır. İşte ancak o zaman Kıbrıslı Türkler için 1974 sonrasında Kıbrıs’ın kuzeyinde oluşan yapıda birincil otoriteye dönüşmenin kapıları aralanabilecektir...

28/08/2011 12:30
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Eğitim - Kalkınma İlişkisi, Özgür Tek başına yüksek ortalama eğitim çok bir anlam ifade etmeyebiliyor. Sunulan eğitimin kalitesi de büyük önem taşıyor, Birikim Özgür
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.